Hukuk Dairesi tarafından temyiz inceleme görevinin Dairemize ait olduğu gerekçesiyle gönderilen dava dosyası üzerinde, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 40. ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18. maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede: Davacılar, gönderdikleri paralarla dava konusu taşınmazların kendi adlarına satın alınıp tescil edilmeleri yerine üçüncü kişilerden doğrudan davalı adına satın alınıp tescil edildiğini ileri sürerek şahsi hakka dayanmak suretiyle eldeki davayı açtıkları görülmektedir. Davacıların öncesinde ve sonrasında dava konusu taşınmazlarla kayden bir ilgileri olmadığı gibi, 6908 sayılı TBK'nın "hile" (aldatma) hükmünü düzenleyen 36. Maddesi çerçevesinde davaya konu taşınmazlarla ilgili bir sözleşme yapmaları da söz konusu olmamıştır. Hal böyle olunca, eldeki davanın niteliğinin mülkiyet hakkına dayalı "hile" (aldatma) hukuksal nedeninden kaynaklanmadığı, taşınmazların satın alma bedellerinin ödenmesinden kaynaklanan şahsi hakka dayalı bir dava olduğu anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ Asıl dava, mülkiyet hakkına dayalı el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteme, karşı dava ise şahsi hakka dayalı tapu iptali tescil istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 7. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yargıtay 7. Hukuk Dairesine gönderilmesine 10/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Bu nedenle bu işlemler gerçekleşmedikçe tarafların hakka dayalı bir zilyetliğinden söz edilemez. Bu aşamada taraflar arasındaki uyuşmazlığın TMK. 981 vd. maddelerindeki zilyetliğin korunması çerçevesinde çözülmesi gereklidir. Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı veren mahkeme, açıklandığı gibi görevli olduğundan; hüküm bu sebeple bozulmalıdır....
Gerek davacının gerek davalının hakka dayalı zilyetlikleri bulunmadığından, bu davada öncelikle çözüme kavuşturulması gereken husus; davacının somut olayda, davalıya karşı üstün ve korunmaya değer zilyetliğinin bulunup bulunmadığıdır. TMK’nun 973 ve devamı maddeleri uyarınca, zilyetliğin korunmasına ilişkin işbu davada, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu'nun 09.10.1946 tarih, 1946/6-12 Esas ve Karar sayılı kararında aynen “…MK’nun 896 (TMK’nun 983) maddesi uyarınca bir taşınmazda zilyetliği tecavüze uğrayan kimsenin bu hakkının korunması için açacağı davada; şey’e malik olduğunu veya zilyetlik hakkını beyana lüzum olmadan sadece zilyetlik sıfatını değiştirerek tecavüzü ispat etmesi yeter. Bu halde, hakim, yalnız davacının gerçek ise zilyetlik halini tespit ederek tecavüzün önlenmesine karar verir. Bu karar, zilyetlik konusunda kesin hüküm meydana getirmez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin korunması ... ile ... aralarındaki zilyetliğin korunması davasının kabulüne dair ......
Bu durumda, davacının bu muhdesatlar üzerinde mülkiyet veya başka ayni yada şahsi hak iddiasında bulunmayıp, zilyetlik hakkına dayandığı anlaşılmakla, davacı tarafın davasının zilyetliğin korunması davası niteliğinde olup, 6100 sayılı HMK.'nun 4/1-c maddesi gereğince, zilyetliğin korunmasına dair davalarada münhasıran.... Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından bakılması gerektiğinden, uyuşmazlığın ...1. Sulh Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nun 21. ve 22. maddeleri gereğince ...1.Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 10.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bir başkasının ayni hakkına dayanmak suretiyle, kişinin eşya üzerindeki egemenliğini sağlayan ve bu nedenle sadece taraf olan muhataplara karşı tesis edilebilen haklara şahsi haklar adı verilir. Dava konusu yer davalıya 28.09.1999 tarihli 24940 yevmiye numaralı noter kurasıyla tahsis edilmiştir. Tahsis ile davalı dava konusu taşınmazda şahsi hakka sahip olmuştur. Tahsis işlemiyle oluşan şahsi hakkın devrinde, devredilen alacak hakkıdır. İlke olarak her türlü alacak devredilebilir. Devrin konusu alacak, olağan bir alacak olabileceği gibi şarta veya süreye bağlı, çekişmeli ya da gelecekteki bir hak da olabilir. Gelecekteki alacakların ve hatta devir sözleşmesinin yapıldığı anda henüz mevcut olamayan alacakların da devri mümkündür. Davalı akdedilen 27.09.2005 tarihli sözleşme ile davacıya tahsisten kaynaklanan şahsi hakkını temlik etmiştir. Temlik tarihinde dava konusu taşınmaz Maliye Hazinesi adına kayıtlıdır....
Mahkemece, inançlı işlem nedeniyle mülkiyeti davalıya devredilen ve yine bu sözleşme hükümleri uyarınca mülkiyet hakkına dayanılarak taşınmazın iadesinin talep edildiği davalarda uygulanması gereken İçtihadı Birleştirme Kararının, yanlış anlam verilmek suretiyle, şahsi hakka dayalı inançlı işlem gerekçe gösterilerek açılan bu davada da uygulandığı, ispat hukukuna ilişkin hükümlerin ise nazara alınmadığı ve davacının elinde davasını ispata yönelik yazılı belgesi bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddedildiği anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin tesbiti ve korunması ... ile ... aralarındaki zilyetliğin tesbiti ve korunması davasının reddine dair ... Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 12.04.2011 gün ve 137/291 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı ... vekili dava dilekçesinde; tapuda ... adına kayıtlı bulunan 495 ada 1 parselin davacı ve kardeşleri tarafından 1992 yılında haricen satın alınarak üzerine alt katı dükkan olmak üzere 3 katlı bina inşa edildiğini, kardeşler tarafından birlikte satın alınan ve üzerine bina inşa edilen taşınmazın davacı ve diğer kardeşleri tarafından kullanımına davalı kardeş ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Dava, şahsi hakka dayalı tapu iptal ve tescil isteminden kaynaklandığından kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay 14. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ:Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 14.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 09.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....