İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili 27/05/2021 tarihli istinaf dilekçesinde; Eldeki davanın,harici satın alma ve kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuksal sebebine dayalı el atmanın önlenmesi davası olup, dava konusu taşınmazın da tapusuz olduğunu, Müvekkilinin açtığı bu el atmanın önlenmesi davasının dayanağının harici satış sözleşmesi olduğunu, tapusuz taşınmazlar menkul mal niteliğinde bulunduğundan TMK'nın 763. maddesi gereğince mülkiyetin teslimle alıcısına geçtiğini, Zira; dava konusu yapılan yerin, Anamur Akpınar Yaylasında henüz kadastro tespiti yapılmamış yer olduğundan tapu kaydına tescil durumunun söz konusu olmadığını, Kadastrosu yapılmamış yerlerde harici satış senedi ile yapılan satışların geçerli olup, üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilen ayni niteliği arz ettiğini, dolayısıyla müvekkilinin, davalının yaptığı haksız ve kanunsuz müdahalesinin menine ilişkin açtığı bu davada görevli mahkemenin Anamur Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu belirterek, Sonuç...
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, mülkiyet hakkına dayalı ecrimisil ve el atmanın önlenmesi istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, “Mülkiyet hakkının içeriği” başlıklı 683 üncü maddesi, “Mülkiyet İlişkisi” başlıklı 722 inci maddesi, “İyiniyetli olmayan zilyet bakımından” başlıklı 995 inci maddesi. 3. Değerlendirme 1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....
Taşınmazın aynına ilişkin davalar, doğrudan doğruya taşınmaz üzerindeki bir ayni hakka, örneğin mülkiyet hakkına ilişkin olabileceği gibi; şahsi bir talep hakkı doğuran sözleşmeye dayanarak taşınmaz üzerindeki bir ayni hak değişikliği ortaya çıkartan bir dava da olabilir. Davacı tarafça mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi talep edilmiş olmakla uyuşmazlığın taşınmazın aynına ilişkin olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle olunca, uyuşmazlığın dava şartı arabuluculuk kapsamında bulunmadığının kabulü ile işin esasının incelenmesi gerekirken, değişik gerekçelerle davanın usulden reddine karar verilmesi isabetsizdir....
kısmen kabulüne ve birleşen davada el atmanın önlenmesi davası yönünden karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil davasının reddine karar vermek gerekmiş, ayrıca birleşen davada ecrimisil ve elatmanın önlenmesi davası şartları oluşmadığı için dava açmakta davacı tarafın haksız olması sebebiyle yargılama giderlerinden davacı tarafın sorumlu olduğunu, davalının yargılama sırasında vefatı ile haksız fiil niteliğindeki el atmanın ve vekalet ilişkisinin sona erdiğini, bu davanın mirasçılara intikalinin mümkün olmadığını, el atmanın önlenmesi davası yönünden vefat eden davalının haksız olması halinde sadece aleyhe yargılama giderlerinden sorumlu tutulmak üzere davaya dahil edilen mirasçıların murisinin haklı olduğunun anlaşılması halinde kendilerini vekille temsil ettirmiş olsalar dahi mirasçıların haksız fiili sebebiyle mirasçılar açısından açılmış el atmanın önlenmesi davası olmadığından lehlerine vekalet ücreti takdir edilmesinin mümkün olmadığını, el atmanın önlenmesi davası yönünden davalının...
Malik malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi her türlü haksız el atmanın önlenmesini de dava edebilir. " El atmanın önlenmesi davalarının konusunu büyük ölçüde ayni haklar teşkil eder. El atmanın önlenmesi davasının kabul edilebilmesi için el atmanın haksız olması gerekir. El atan kişinin kasıtlı ve kusurlu olması şart değildir. El atan kişi geçersiz bir hukuki sebebe dayanıyor ise el atmanın önlenmesi davası açılabilir. El atmanın önlenmesi davası bir eda davasıdır. Bu dava sonunda davalı bir şeyi yapmaya veya yapmamaya mahkum edilmektedir. Ayni hakka dayandığından ayni bir davadır. Ayni bir dava olduğu için haksız el atma sürdükçe her zaman el atmanın önlenmesi davası açılabilir. Bu dava zaman aşımına uğramaz. Hak düşürücü süreye tabi değildir. Ayni hak sahibi el atmayı öğrenmesine rağmen uzun süre ses çıkarmasa dahi haksız el atmanın önlenmesi davası açabilir. Bu durum MK 2....
El atmanın önlenmesi davası açabilmek için dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır. Bu dava bir eda davası olup taşınmaza haklı bir sebep olmadan kişi el atmış ya da tecavüz etmiş olmalıdır. Davacı olan mutlaka malın maliki ya da zilyeti konumunda olmalıdır. Müdahalenin men’i davası hukukumuzda geniş bir yere sahiptir. Haksız el atmanın önüne geçebilmek için değişik sebeplerle el atmanın önlenmesi davası açmak mümkündür....
Hazine ya da ilgili kamu tüzel kişiliğinin taraf olarak yer almadığı bu tür davalarda, davacı ve davalı tarafında bulunan gerçek kişiler arasında üstün hak yarışması yapılır ve üstün hakkını kanıtlayan lehine el atmanın önlenmesi hükmü kurulur. Ancak davacı hakka dayalı olarak el atmanın önlenmesini (zilyetliğinin korunması) ve ecrimisil isteminde bulunabilirse de kal istemi açısından mevcut davacı zilyetliğinin korunması taşınmazın aynına yönelik tasarruf işlemi olduğundan davacı mera parselinin mülkiyet sahibi olmadığından kal isteminde bulunamayacaktır. Bu itibarla mahkemenin, davacının hakka dayalı el atmanın önlenmesi ve ecrimisil (zilyetliğin korunması) istemi açısından taşınmazın mera vasfında ve kamu malı niteliğinde bulunduğu, davacının mülkiyet sahibi olmadığı aktif dava ehliyeti bulunmadığı yönündeki ret gerekçesi yerinde görülmemiştir....
Dava, el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir. 22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında vurgulandığı üzere, Eşya Hukukunda, muhdesatdan, bir arazi üzerinde arz malikinden başkasına veya bir paydaşa ait yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak sağlamaz. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır. (Türk Medeni Kanunun m:722, 724, 729). Muhdesatın, mütemmim cüz niteliğinde olduğunu, başka bir deyişle geçici ve taşınabilir olmaması ve taşınmaza sıkı sıkıya bağlı bulunması gerektiğini söylemek de yanlış olmaz....
İstinaf Sebepleri Davalı vekili istinaf başvurusunda; müvekkilinin 1992 tarihinden beri dava konusu taşınmazı kiracı olarak kullandığını, davacıların bunu bildiğini, el atmanın önlenmesi talep edilebilmesi için tüm paydaşların birlikte dava açması gerektiğini, ecrimisilin reddine ilişkin hükmedilen vekalet ücretinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür. C....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, tapulu taşınmaza yapılan el atmanın önlenmesi ve tazminat istemine ilişkindir. Davalı şirket kamulaştırma yetkisi bulunan kamu idarelerinden olmadığından kamulaştırmasız el atmadan söz edilemez.Yargılama sırasında el atılan taşınmazın 914,49 m²'lik kısmı dava dışı EPDK tarafından kamulaştırılmıştır. Buna ilişkin olarak kamulaştıran idare EPDK ile dosyamızın davacıları arasında kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davası ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/206 esas ve 2012/147 karar sayılı dosyasında görülmüş ve sonuçlandırılmıştır. Davacıların temyize konu ettikleri olay kamulaştırma dışında kalan bölümle ilgili olarak mülkiyet hakkına dayalı el atmanın önlenmesi ve tazminata yöneliktir. Bu durumda dava tapuya yani mülkiyet hakkına dayalı el atmanın önlenmesi ve tazminat istemine ilişkin olup temyizen inceleme görevi 1. Hukuk Dairesi'ne aittir....