Davacı vekili 09.01.2023 tarihli dilekçesi ile el atmanın önlenmesi davasını tamamen ıslah ederek alacak (tazminat) davasına dönüştürmüş olduğundan, mahkemece yalnızca alacak davası yönünden değerlendirme yapılarak hüküm kurulması gerekirken, ıslah dilekçesi gözetilmeksizin el atmanın önlenmesi talebi yönünden değerlendirme yapılmış olması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. VI. KARAR Açıklanan sebeplerle; Davalı vekilinin tarafın temyiz isteminin yukarıda belirtilen sebeple kabulü ile temyiz olunan kararın BOZULMASINA, Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme kanun yolu açık olmak üzere, 15.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava, kişisel hakka dayalı el atmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu’nun 23/06/2016 tarih ve 2016/30437 E 2016/29088 K sayılı kararı uyarınca temyiz inceleme görevi 14. Hukuk Dairesi’ne ait olup, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 60/3.-son cümlesi uyarınca Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu tarafından verilen kararlar kesindir. Ne var ki Kurulun 23/06/2016 tarihli kesin kararına rağmen dosya temyiz incelemesi yapılmak üzere Daireye gönderilmiştir....
Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın kooperatif üyeliğinden kaynaklanan kişisel hakka dayalı el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'ne aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Daire belirlenmek üzere Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 16/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mülkiyet hakkına üstünlük tanınarak el atmanın önlenmesine karar verilmesinin yerinde olduğu, ecrimisile yönelik olarak ise, başkasının mülkünü ikamet olarak kullanan davalının babası olan davacının mülkiyet hakkını tanımaksızın taşınmazı kullandığı, daha önce aleyhine açılan el atmanın önlenmesi davası ile malikin taşınmazı kullanmasına rızasının olmadığını bildiği, aksi yöndeki davalı savunmalarının eldeki davada dinlenme olanağı bulunmadığı dikkate alındığında mahkemece keşif sonucu elde edilen, bilimsel verilere uygun, denetime elverişli bilirkişi raporu doğrultusunda ecrimisil isteğinin de hüküm altına alınması gerektiği belirtilerek, davalının başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, dava konusu 5 numaralı bağımsız bölüme el atmanın önlenmesine, toplam 24.360,00 TL ecrimisilin yasal faizi ile birlikte...
Sulh Hukuk Mahkemesinde davacı ... ile davalı ... arasında görülmekte olan el atmanın önlenmesi davası ile, Asliye Hukuk Mahkemesinde davacı ... ile davalılar ... ve... arasında görülmekte olan paya yönelik el atmanın önlenmesi kal istemli dava, davaya konu taşınmazlar hakkında kadastro tutanakları düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Mahkemece, aktarılan dava dosyaları ve kadastro tutanakları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davanın reddine,...sayılı taşınmazların sırası ile 2020,29 ve 1603,12 metrekare yüzölçümleri ile payları da gösterilmek suretiyle ..., ... ve ... adlarına, 231 ada 6 parsel sayılı taşınmazın ise 607,92 metrekare yüzölçümü ile ... adına tapuya tesciline, davalı parseller bakımından arzın altındaki madenlerin devlete ait olduğu hususun tapu kayıtlarına şerhine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı taktirde dava bir hak davası niteliğini kazanır. HGK.nun 06.10.1993 gün, 1993/14- 423/561 sayılı ve HGK'nın 15.06.1983 gün, 3351/679 ve 25.11.1987 gün 394/876 sayılı kararları da aynı yöndedir. SONUÇ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre; somut olayda davacı tarafın, şahsi hakka (kira sözleşmesine) dayalı olarak zilyetliğinin korunması ile birlikte, davalının müdahalesinin önlenmesini de istemiş olması, 6100 sayılı HMK'nun 4/1- c maddesi ile, Sulh Hukuk Mahkemelerinin, taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik davalarda görevli olduğunun düzenlenmiş olması karşısında, şahsi hakka (kira sözleşmesinden) kaynaklanan müdahalenin önlenmesi talepli eldeki davaya bakmada, 6100 sayılı HMK.nın 2/1 maddesi uyarınca görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu açıktır. Maddi olayları bildirmek taraflara, davanın nitelemesi mahkeme hakimine aittir....
Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı taktirde dava bir hak davası niteliğini kazanır. HGK.nun 06.10.1993 gün, 1993/14- 423/561 sayılı ve HGK'nın 15.06.1983 gün, 3351/679 ve 25.11.1987 gün 394/876 sayılı kararları da aynı yöndedir. SONUÇ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre; somut olayda davacı tarafın, şahsi hakka (kira sözleşmesine) dayalı olarak zilyetliğinin korunması ile birlikte, davalının müdahalesinin önlenmesini de istemiş olması, 6100 sayılı HMK'nun 4/1- c maddesi ile, Sulh Hukuk Mahkemelerinin, taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik davalarda görevli olduğunun düzenlenmiş olması karşısında, şahsi hakka (kira sözleşmesinden) kaynaklanan müdahalenin önlenmesi talepli eldeki davaya bakmada, 6100 sayılı HMK.nın 2/1 maddesi uyarınca görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu açıktır. Maddi olayları bildirmek taraflara, davanın nitelemesi mahkeme hakimine aittir....
El atmanın önlenmesi davası açabilmek için dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır. Bu dava bir eda davası olup taşınmaza haklı bir sebep olmadan kişi el atmış ya da tecavüz etmiş olmalıdır. Davacı olan mutlaka malın maliki ya da zilyeti konumunda olmalıdır. Müdahalenin men’i davası hukukumuzda geniş bir yere sahiptir. Haksız el atmanın önüne geçebilmek için değişik sebeplerle el atmanın önlenmesi davası açmak mümkündür....
Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı taktirde dava bir hak davası niteliğini kazanır. HGK.nun 06.10.1993 gün, 1993/14- 423/561 sayılı ve HGK'nın 15.06.1983 gün, 3351/679 ve 25.11.1987 gün 394/876 sayılı kararları da aynı yöndedir. SONUÇ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre; somut olayda davacı tarafın, şahsi hakka (kira sözleşmesine) dayalı olarak zilyetliğinin korunması ile birlikte, davalının müdahalesinin önlenmesini de istemiş olması, 6100 sayılı HMK'nun 4/1- c maddesi ile, Sulh Hukuk Mahkemelerinin, taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik davalarda görevli olduğunun düzenlenmiş olması karşısında, şahsi hakka (kira sözleşmesinden) kaynaklanan müdahalenin önlenmesi talepli eldeki davaya bakmada, 6100 sayılı HMK.nın 2/1 maddesi uyarınca görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu açıktır. Maddi olayları bildirmek taraflara, davanın nitelemesi mahkeme hakimine aittir....
Haksız el atmanın önüne geçebilmek için değişik sebeplerle el atmanın önlenmesi davası açmak mümkündür. Bunlardan bazılarını; malikin, malik olduğu taşınmaza karşı yapılan el atmanın önlenmesi için açılan dava, malikin sahip olduğu malı haksız olarak elinde bulunduran ya da ona saldıran kişiye karşı açılan el atmanın önlenmesi davası, malikin maliki olduğu şeyin doğal ürünlerine karşı yapılmış olan el atmanın önlenmesine karşı açılan dava, malikin karşılaşabileceği sınır tecavüzlerine karşı açabileceği el atmanın önlenmesi davası, malikin arazi kayması nedeniyle vaki el atmalara karşı açabileceği dava, malikin zilyetliğe saldırı olması nedeniyle açabileceği dava ve malikin geçit hakkı sebebiyle el atmalara karşı açabileceği dava, şekilde sıralayabiliriz. Davaların isimleri farklı olsa da hepsinin açılmasının ortak nedeni haksız el atmanın ve tecavüzün ortadan kaldırılmasıdır ve böylece malikin mülkiyet hakkının muhafaza edilmesidir....