ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 03/07/2014 NUMARASI : 2014/26-2014/390 Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davada; aylık 150,00'şer TL olarak ödenen yoksulluk ve iştirak nafakalarının, ayrı ayrı 400,00 TL'ye çıkartılması istenilmiş; mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, iştirak nafakasının 275,00 TL'ye; yoksulluk nafakasının ise 300,00 TL'ye çıkartılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Sayılı 16/12/2014 tarihli kararı ile davalı T4 lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere kaldırılmasına karar verilmiştir. Davalı vekili; nafakanın kaldırılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı gibi karar tarihi yerine dava tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verilmesi de doğru olmadığından kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinafa cevap vermemiştir. İlk derece mahkemesinin nafakanın kaldırılması ve dava tarihinden itibaren kaldırılması yönündeki karar ve gerekçesinin dosya kapsamı ile uyumlu, usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
şerTL yoksulluk ve iştirak nafakasının erkekten alınarak, kadına ödenmesine karar verildiği, davacı-davalı erkek tarafından; ekonomik durumundaki bozulma ve kadının çalışmaya başlaması nedeni ile kadına ödenmekte olan yoksulluk nafakasının kaldırılması uygun görülmediği takdirde aylık 500,00.TL'ye indirilmesi, davalı-davacı kadın tarafından Mersin 4. Aile Mahkemesinin 2020/220- 519 E.K. Sayılı birleşen dava ile de; takdir edilen yoksulluk ve iştirak nafakası miktarlarının yetersiz olduğu gerekçesi ile aylık 4.000,00.'erTL yoksulluk ve iştirak nafakasına çıkarılmasına, gelecek yıllar için ÜFE oranında artış uygulanmasının talep ve dava edildiği, her iki tarafçada açılan karşı davaların reddine karar verilmesinin talep ediliği, İlk Derece Mahkemesince; davacı-davalı erkeğin yoksulluk nafakasının kaldırılması/indirilmesi davasının reddine, davalı-davacı kadının da; yoksulluk ve iştirak nafakası artırım davasının kısmen kabulü ile ödenmekte olan aylık 1.750,00.'...
Yoksulluk nafakasının takdir edildiği 2010 yılından bu davanın açıldığı 2013 yılına kadar davacının ihtiyaçları arttığı gibi, ülkenin ekonomik koşullarının da değiştiği, paranın alım gücünün de en azından enflasyon oranında değer kaybına uğramış olduğu bilinen bir gerçektir. Hal böyle olunca; mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davacının çalışmasının sürekli olmadığı ve ihtiyaçları nazara alınarak, yoksulluk nafakası TÜİK'in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Mahkemece bu yönün gözardı edilerek yoksulluk nafakasının reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bundan ayrı olarak; TMK.nun 182/2 maddesi gereğince; "Çocuk kendisine tevdi edilmemiş taraf kudretine göre onun infak ve terbiye masraflarına iştirak ile mükelleftir" hükmü getirilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının indirilmesine davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın yoksulluk nafakası yönünden kabulüne, iştirak nafakası yönünden reddine yönelik olarak verilen hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Dava; daha evvel boşanma davası ile hükmedilen 250 TL yoksulluk nafakasının aylık 200TL'ye, müşterek çocuk lehine hükmedilen 150 TL iştirak nafakasının 100 TL'ye indirilmesi istemine ilişkin olup, mahkemece; yoksulluk nafakasının 200 TL'ye indirilmesine, iştirak nafakasının indirilmesi talebinin ise reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK. nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2015 tarihinden itibaren 2.080TL'ye çıkarılmıştır. Kabul edilen ve reddedilen miktarlar dikkate alındığında hüküm, temyiz eden taraflar yönünden kesin niteliktedir....
Aile Mahkemesinin 2011/942 Esas 2012/297 Karar sayılı 25.04.2012 tarihli kararı ile boşandıklarını, boşanma ilamında davalı eski eş için 3.000,00 TL yoksulluk nafakasının müşterek çocuklar Mehmet Cem ve Mustafa Can içinde toplamda 2.000,00 TL iştirak nafakasının yine ev giderleri ile ilgili olarak 4.000,00 TL'ye hükmedildiğini, bu bedellere TÜFE ve ÜFE artış oranının uygulanmasına, çocukların okul masraflarının, Garanti Emeklilik Sigortası'nın (müşterek çocuklar 18 yaşına gelinceye kadar) davalı ve müşterek çocuklarının ayakta ve yatarak tedavi kapsamlı muafiyetsiz özel sağlık sigortalarının müvekkili tarafından ödenmesine karar verildiğini, müvekkilinin bugün itibari ile mahkeme kararı doğrultusunda toplamda 20.000,00 TL ödemekte olduğunu TÜFE ve ÜFE artırımı neticesinde bugün itibari ile miktarın 25.000,00 TLye ulaştığını, davalının yoksulluk durumunun ortadan kalktığını, ekonomik olarak zenginleştiğini, müvekkilinin boşanma tarihi itibari ile maddi şartları iyi olup çocuklarının ve...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 28/12/2021 NUMARASI : 2021/93 ESAS, 2021/630 KARAR DAVA KONUSU : YOKSULLUK NAFAKASININ ARTTIRILMASI KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353.madde uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı dava dilekçesinde özetle; tarafların Bolu Aile Mahkemesinin 2005/108 E. 2007/386 K. sayılı kararı ile boşanmaları sonucunda davacı lehine aylık 150,TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, taraflar arasındaki boşanma kararının üzerinden 14 yıl geçtiğini, bu nafaka miktarında herhangi bir artış olmadığını, davacının bu şartlar altında boşanma davasında hükmedilen nafaka ile geçinemediğini, 2007 yılında hükmedilen nafakanın günün ekonomik koşulları ve davacının ihtiyaçlarının artması sonucu yetersiz kaldığını...
Dosyanın incelenmesinde; davacı kadın lehine boşanma kararı ile birlikte aylık 400 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, eldeki davada yoksulluk nafakasının 400 TL'den 2.000 TL'ye yükseltilmesinin ve TÜFE oranında her yıl arttırılmasının istendiği, mahkemece talebin kısmen kabulü ile dava tarihinden itibaren nafakanın 1.100 TL artırılarak 1.500 TL'ye yükseltilmesine ve nafakanın TÜİK tarafından açıklanan yıllık TÜFE oranında arttırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Kabul edilen miktara göre bir yıllık nafaka (artırım) tutarının 13.200 TL olup, karar tarihi itibariyle 6100 sayılı HMK'nun 341/2. maddesinde belirtilen parasal sınırın altında kalmakla, bu talepler ve bu taleplere bağlı olarak hükmedilen TÜFE arttırımına ilişkin kararlar kesindir....
Davalı-karşı davacı vekili dilekçesi ile; nafakaların kaldırılması ve indirilmesi talebinin reddini, karşı dava ile de; daha evvel hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakasının ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kaldığını iddia ederek, aylık 500 TL olan yoksulluk nafakasının 750 TL'ye, aylık 250 TL olan iştirak nafakasının 500 TL'ye arttırılmasını talep ve dava etmiştir. Mahkemece; davacı-karşı davalının davasının kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, aylık 250 TL olan iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 200 TL'ye indirilmesine, davalı-karşı davacının davasının ise reddine karar verilmiş, hüküm davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı-karşı davacı vekilinin karşı dava yönünden temyiz itirazları yerinde değildir....
Davalı taraf hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakası miktarının yüksek olduğunu, birleşen dosyadaki yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin ve fazladan ödenen yoksulluk nafakasının iadesi talebinin reddinin de hatalı bildirerek kararı istinaf etmiştir....