"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen iştirak ve yoksulluk nafakasının arttırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, ...Asliye Hukuk ( Aile) Mahkemesinin 2010/161 Esas ve 2012/151 Karar sayılı ilamı ile kendi lehine aylık 100,00 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocukları ... ve ...için aylık 100,00’er TL iştirak nafakasına hükmedildiğini; aradan geçen zamanda nafakaların günün ekonomik koşullarına göre ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığını, bu nedenle yoksulluk nafakasının 500,00 TL'ye, iştirak nafakalarının ise 250,00’şer TL 'ye çıkarılmasını istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
Aile Mahkemesinde verilen ilam ile boşandıklarını, kararın kesinleştiğini, anılan kararda velayeti müvekkiline verilen müşterek çocuk ve müvekkili lehine yoksulluk ve iştirak nafakaları talep edilmediğinden nafaka bağlanmadığını, boşanma davasından sonraki süreçte enflasyonun öngörülenin üzerinde artması, hayat şartlarındaki olağanüstü zorlaşma, müşterek çocuğun aradan geçen zaman zarfında ihtiyaçlarının artarak devam etmesi, paranın satın alım gücündeki azalma ve davalının maddi durumundaki iyileşmeler nedeni ile müvekkili lehine 1.500,00 TL yoksulluk, müşterek çocuk lehinde aylık 1.500,00 TL iştirak nafakası talep etmek zorunda kaldıklarını, davaların kabulü ile hükmedilecek nafakaların her yıl ÜFE oranında artırılarak, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İştirak nafakası (TMK 182/2.maddesi) miktarının belirlenmesinde ana babanın özelliklerine ilişkin ilkelerden bir diğeri sonuncusu ana babadan geliri olmayan iştirak nafakası vermemelidir ilkesidir. Ekonomik sosyal durumu yetersiz ise katılmak zorunda da değillerdir. Örneğin velayet kendisinde bulunmayan taraf yoksulluk nafakası alıyorsa iştirak nafakası vermek başka bir anlatımla çocuğun bakım ve eğitim giderlerine katılmak zorunda değildir. Kendi geçimini sağlamaktan yoksun olanın katkısının beklenemeyeceği doğaldır. Velayet hakkına sahip olmayan eşin çalışamayacak durumda olduğu sağlık kurulu raporu ile ve gelirinin bulunmadığı soruşturma yazılarıyla anlaşılmış ise ödeme gücü bulunmayan ana ya da babanın iştirak nafakası ile yükümlü tutulması elbette olanaklı değildir. (Ö. U. G, Boşanma Tazminat ve Nafaka Hukuku, Ankara 2008, sayfa 1323-1324) Yargıtayın yerleşik görüşüne göre de, yoksulluk nafakası alan eşten iştirak nafakası talep edilemez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakalarının arttırılması/ yoksulluk ve iştirak nafakalarının kaldırılması-indirilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı- birleşen dosya davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü....
Ayrıca istek olduğu halde faize hükmedilmemesi de doğru bulunmamıştır. 3- Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın lehine takdir edilen yoksulluk nafakası azdır, Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. 4- TMK. 182. maddesine göre velayet kendisine verilmeyen eş müşterek çocukların bakım ve eğitim giderlerine maddi gücü oranında katılmak zorunda olup, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına ve Türk Medeni Yasası 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesine göre, müşterek çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakası azdır. Müşterek çocuklar yararına daha uygun miktarda iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Nafaka ve Maddi - Manevi Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi ve iştirak nafakası miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacının maddi tazminat ve yoksulluk nafakası talebinin reddi ile iştirak nafakası miktarına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Davacının talep ettiği maddi tazminat ve yıllık toplam yoksulluk nafaka miktarı ile kısmen reddolunan iştirak nafakası miktarları karar tarihindeki kesinlik sınırı 72.070 TL'yi aşmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362/l-a maddesi gereğince temyiz sınırının altında kaldığı için kesindir....
Ancak, müşterek çocuk için boşanma ilamı ile hükmedilen 500 TL iştirak nafakasının, çocuğun yaşı, alıştığı hayat tarzı, aradan geçen süre ve okul çağının başlaması ile masraflarının artmış olacağı dikkate alınmadan, ayrıca davacı babanın mesleği itibariyle işsiz kalmasının mümkün olmadığı düşünülmeden iştirak nafakasının indirilmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir. TMK.'nun 330/1.maddesinde yer alan; “Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir” hükmü gereğince iştirak nafakasının indirilme talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece; yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir....
Yoksulluk nafakası yönünden verilen bu karar usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 2-Mahkemece, tefhim edilen kısa karar ve buna uygun yazılan gerekçeli kararın hüküm fıkrasında; ortak çocuk yararına 250 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedildiği halde gerekçede ortak çocuk yararına 200 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilerek tedbir ve iştirak nafakası yönünden de gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılmıştır. Tedbir ve iştirak nafakası yönünden verilen bu karar usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. ve 2. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 04.06.2018 (Pzt.)...
Somut olayda yoksulluk nafakası isteyen davacı - karşı davalı kadının, çalıştığı, kendisini yoksulluktan kurtarmaya yetecek, aylık sürekli ve düzenli gelirinin olduğu, bu hususun SGK kayıtları ile de sabit olduğu, kadın yönünden boşanma yüzünden yoksulluğa düşme koşullarının oluşmadığı anlaşılmıştır. Kadının yoksulluk nafakası isteminin reddi gerekirken kabulü hatalı olmuştur. Kadının yoksulluk nafakası isteminin reddi gerekmiştir. HMK 353/1- b-2 maddesine göre ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa; yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı ve davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı dava dilekçesinde; davalı ile ...Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/90 Esas ve 2013/96 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, mahkemece davalı lehine aylık 200 TL yoksulluk, müşterek çocuk 1998 doğumlu İsmail ve 2001 doğumlu Halil lehine 100'er TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, yoksulluk ve iştirak nafakasının müvekkilini ekonomik açıdan sıkıntıya soktuğunu, amelelik yaparak geçimini sağladığını, nafakayı ödemekte zorlandığını ileri sürerek, yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılmasını talep ve dava etmiştir....