Somut olayda; Davacı ve davalı tanıklarının dinlendiği, davacı ve davalı ile görüşülmek suretiyle sosyal inceleme raporlarının alındığı, tarafların daha önceden anlaşmalı olarak boşandıkları, boşanma kararıyla müşterek çocuğun velayetinin davacı annesine verilmesine, davalı baba ile müşterek çocuk arasında ise protokol gereğince kişisel ilişki kurulmasına karar verildiği, iştirak nafakası talebi olmadığından bu hususta karar verilmediği görülmüştür. Müşterek çocuğun kreşe gittiği, kreş eğitiminden sonra da ilkokula başlayacağından boşanma kararıyla belirlenen kişisel ilişki günlerinin sürdürülebilir olmadığı, bu sebeple mahkemece kişisel ilişki günlerinin değiştirilmesinde isabetsizlik yoktur....
b)İlk derece mahkemesince kişisel ilişkiye yönelik olan asıl davada kısmen kabul kararı verilerek her ayın birinci ve üçüncü cumartesi günü saat 09:00’dan pazar günü saat 18:00’ e kadar ve beraberinde dini bayramlar, ara tatiller, yaz tatili ve babalar gününde kişisel ilişki tesis edilmiştir. Tarafların istinaf kanun yoluna başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince davalı-davacı annenin kabul ettiği şekilde kişisel ilişki kurulmadığı gerekçesiyle, davalı-davacı annenin istinaf taleplerinin reddi ve davacı-davalı babanın istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile karar kaldırılarak her ayın cuma günü saat 18:00’den pazar 18:00’e kadar kişisel ilişki ile devamında tarafların anlaştığı şekilde kişisel ilişki kurulmuştur. Bölge adliye mahkemesince tarafların kabulünde olduğu şekilde kişisel ilişki kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
yönünden bozulmuş, kararın temyize konu diğer yönlerden ise onanmasına, bozma sebebine göre kişisel ilişki ile iştirak nafakaları yönünden temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına dair karar verilmiş olmakla, karar velayet, kişisel ilişki ve ortak çocuklar lehine hükmedilen iştirak nafakaları dışındaki yönlerden kesinleşmiştir....
ın velâyetinin davalıya verildiğini, müşterek çocuk ile davacı arasında kişisel ilişki kurulduğunu, müvekkilinin bekçi olarak görev yaptığını, davalının ...'ya yerleştiğini, çocukla kişisel ilişki kurmasının zorlaştığını bildirerek, koşulların değişmesi nedeniyle kişisel ilişkinin her ayın 1. ve 3....
(Ek cümle: 24/11/2016- 6763/41 md.) " uyarınca hüküm, kabul edilen yıllık nafaka miktarı itibariyle kesin nitelikte olduğundan davalının iştirak nafakası miktarlarına yönelik istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiştir. Müşterek çocuklar ile babaları arasında Yargıtay kararları ve yerleşmiş uygulama doğrultusunda kişisel ilişki kurulmasına karar verildiğinden bu yöne ilişkin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Nafaka davasında verilen karar kesin olduğundan bu dava yönünden vekalet ücreti verilmemesine yönelik istinaf talebinin incelenemeyecek olması, kişisel ilişki davasında ise yasal şartların oluşmaması nedeni ile vekalet ücreti verilmemesinin usul ve yasaya uygun oması nedeni ile davalının vekalet ücretine yönelik istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Mahkemece davacı baba tarafından kişisel ilişkinin yeniden düzenlemesi davasının kabulüne karar verilerek, müşterek çocuk ile davacı babası arasındaki kişisel ilişki yeniden kurulurken çocuğun 08.07.2017 tarihi öncesi ve sonrası ayrı ayrı düzenlenmiş ve kademeli bir kişisel ilişki düzenlemesi yapılmıştır. Değişen koşullara göre, çocuğun yaşı, eğitim ve sağlık durumları gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlemesi ilerki yıllarda her zaman istenebilir. Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken; gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, şimdiden müşterek çocuk ile davacı baba arasında kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmiş olması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir....
olduğunun tespitine, davalı tarafından müşterek çocuk için 69 aylık olana kadar aylık 1.250,00 TL iştirak nafakası ödenmesine, iştirak nafakasının her yıl TUİK tarafından açıklanan üfe - tüfe ortalamasının oranında 1 Ocak dönem başlangıç tarihi kabul edilerek hesaplanarak ödenmesine, ilk artırım tarihinin 01/01/2020 olmasına, 69 aylıkken ödenen iştirak nafakasının %25 artırılmış ve iyileştirilmiş hali olarak ödenmesine, bu miktarın günün şartlarına göre düşük kalması durumunda artırım oranı daha fazla kararlaştırılabileceğine, 70 aylıktan itibaren iyileştirme yapılan iştirak nafakası üzerinden her yıl TUİK tarafından açıklanan üfe - tüfe ortalamasının oranında artırım yapılmasına, davalı ile müşterek çocuk arasında protokolde belirlendiği şekilde şahsi ilişki kurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Ancak; Velayeti annesinde olan küçük Barış John ile baba arasında belirli günlerde yatılı olacak şekilde kişisel ilişki düzenlemesi yanında telefon ile de kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir. Ne var ki, telefon görüşmelerini kapsayacak şekilde kişisel ilişki düzenlemesi infazda güçlüğe yol açacak niteliktedir. Yerel mahkemece infazda güçlük yaratılıp tereddüt oluşmasına sebebiyet verecek nitelikte kişisel ilişki düzenlemesi yapılması doğru değildir....
boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle boşanma davalarının kabulüne, davalı-karşı davacı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talepleri ile tarafların maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 250 TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmiştir....
Bu itibarla, tarafların kusur belirlemesine ve kişisel ilişki düzenlemesine, davacının iştirak nafakalarının miktarına yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile, kusura ilişkin gerekçenin değiştirilmesine, velayetleri anneye verilen ortak çocuklar yararına taleple bağlı kalınarak aylık 300,00 er Tl iştirak nafakasına, ortak çocuk Rabia ile baba arasında kardeşlerin birbirlerini görmelerine imkan verecek şekilde kişisel ilişki kurulmasına, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....