Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın velayeti davalı-davacı babaya, 2003 doğumlu.... velayeti ise davacı-davalı anneye verilmiş ancak kişisel ilişki dönemlerinde kardeşlerin birbirlerini göremeyecekleri şekilde, anne-baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki düzenlenmiştir. Çocukların velayetinin ebeveynler arasında paylaştırılması halinde, kişisel ilişkinin kardeşlerin birbirlerini görmelerine imkan verecek tarzda düzenlenmesi, onların menfaati gereğidir. Bu husus nazara alınmadan velayeti babaya verilen çocuk ile velayeti anneye bırakılan çocuğun birbirlerini göremeyeceği şekilde kişisel ilişki tesisi doğru görülmemiştir. 3-Hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır. Hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükmün gösterilmesi gerekir (HMK m. 26, 297/2). Yasal gereklilik böyleyken davalı-davacı erkeğin iştirak nafakası talebi bulunduğu halde; bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince; davalı kocanın evi terk ettiği, kadının ve çocuğun bakımı ile ilgilenmediği, birliğin sarsılmasına sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, velayetin anneye tevdiine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına 400,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına 300,00 TL yoksulluk nafakasına, 10.000,00 TL maddi tazminata, kadının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı kadın istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespiti, maddi tazminat ile iştirak ve yoksulluk nafakası miktarına, manevi tazminat talebinin reddine ve çocuk ile baba arasında tesis edilen kişisel ilişkiye yönelik istiniaf isteminde bulunmuştur. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Dava; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma ve fer’ileri istemine ilişkindir....

    Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına ve Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesine göre ortak çocuk yararına aylık 500 TL iştirak nafakasına hükmedilmelidir. Davalı-karşı davacı kadının bu yöndeki istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir." gerekçesine yer verilmiştir. Kararın gerekçesinde ilk derece mahkemesince hükmedilen aylık 500 TL iştirak nafakası miktarının az olduğu, kadının iştirak nafakasının miktarına yönelik istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilirken, aynı zamanda ortak çocuk yararına ilk derece mahkemesinin hükmettiği aylık 500 TL iştirak nafakasına hükmedilmesi gerektiği ifade edilmiş ve gerekçeli kararın hüküm bölümünde kadının iştirak nafakası miktarına yönelik istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek ortak çocuk yararına aylık 500 TL iştirak nafakasına hükmedilmiştir....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesinin 05.07.2017 tarihli ilk kararı dairemizin 26.04.2019 tarihli ilamı ile istinafa gelen kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar, velayet ve kişisel ilişki düzenlemesi yönlerinden kaldırılmış, istinaf incelemesine konu eldeki kararda ilk derece mahkemesince, boşanmaya sebep olan olaylarda davalının kusurlu olduğu gerekçesiyle, müşterek çocuklardan Ferhat'ın velayetinin babaya, Sude Nur'un velayetinin anneye verilmesine, ebeveynler ile çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, velayeti davacı anneye verilen müşterek çocuk Sude Nur için aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı kadın lehine aylık 200,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 5.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminata karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, velayet ve kişisel ilişki düzenlemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur....

      Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı kadın tarafından kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar, reddedilen tedbir nafakası ve iştirak nafakalarının miktarı yönünden; davalı-davacı erkek tarafından ise davacı-davalı kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, reddedilen manevi tazminat talebi, tedbir ve iştirak nafakalarının miktarı ve kişisel ilişki süresi yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 03.11.2015 günü duruşmalı temyiz eden davalı-davacı ... ... ile vekili Av. ... ve karşı taraf temyiz eden davalı-davacı ... ile vekili .... geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....

        Hüküm Dairemizin 2012/23232 esas 2013/10324 karar sayılı ilamı ile kadının boşanma davasının reddi, kadının davasındaki yargılama gideri ve vekalet ücreti, kusur belirlemesi, kadının tazminat talepleri ile yoksulluk nafakasının reddi, ziynet alacağı, iştirak nafakasının miktarı yönünden bozulmuştur. Mahkemece bozma ilanıma uyulmuş, uyulan bozma ilamı doğrultusunda bozulan hususlara ilişkin yeniden karar verilmiş ise de usulen kesinleşen kişisel ilişki ve erkeğin kabul edilen boşanma davasında erkek lehine hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama gideri konusunda da karar verilmiştir. Mahkemece kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesinde çocuğun üstün menfaatini gerektirir bir durum taraflarca ileri sürülmemiştir....

          b-Davacı karşı davalı kadın asıl davada zina (TMK m. 161) ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) hukuki sebebi ile erkek ise karşı davasında evlilik birliğinin sarsılması (TMKm. 166/1) hukuki sebebi ile boşanmaya karar verilmesini talep etmiş, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, kadının zina hukuki sebebine dayalı boşanma talebinin reddine, kadının Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesine dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi uyarınca. boşanmalarına, velayetin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortaklar çocuklar lehine 250’şer TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın lehine 500 TL tedbir, 1000 TL yoksulluk nafakasına yine kadın lehine 50.000 TL. maddi ve 30.000 TL. manevi tazminatın faiziyle birlikte verilmesine karar verilmiş, erkeğin ise karşı boşanma davası reddedilmiş, verilen karar davacı-karşı davalı kadın tarafından, zina hukuki sebebine dayalı boşanma talebinin reddi, yatılı kişisel ilişki...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Reşit olmayanla cinsel ilişki (...), çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (...)...

              GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkilinin boşandıklarını ortak çocuk Ravza Nur'un velayetinin anneye verildiğini, çocukla baba arasında şahsi ilişki tesis edilmesine rağmen babanın çocuğu hiç görmediğini, davalının uyuşturucu madde kullanmak ve satmak ile meşgul olduğunu, çocuğa karşı nitelikli cinsel istismar suçundan uzun süre tutuklu kaldığını, halen hükümlü olup covid salgını nedeniyle izinde olduğunu, davalının aradan 7 yıl geçtikten sonra çocukla şahsi ilişki için icra takibi başlattığını belirterek kişisel ilişkinin kaldırılmasına, müvekkili için 1000 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, çocuk için 1000 TL tedbir ve iştirak nafakasına nafakaya ÜFE artırımı uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı / vekili vasisi cevap dilekçesi sunmamıştır....

              Mahkemece, davalı (koca)'nın hükümlü olması nedeniyle çalışmadığı ve çalışabilecek durumda olmadığı gerekçesiyle velayetleri davacı anneye bırakılan müşterek çocuklar yararına hükmolunan tedbir nafakalarının karar tarihinde kaldırılmasına ve müşterek çocuklar yararına iştirak nafakası takdirine yer olmadığına karar verilmiş ise de; davacı (kadın) davalıya ölen annesinden hatırı sayılır miktarda miras kaldığını ileri sürmüş, davalı vekili de müvekkilinin varlıklı bir aileden geldiğini beyan etmiş olup, mahkemece bu konuda bir araştırma yapılmamıştır. O halde, davalı kocanın, bu iddia ve savunmalar doğrultusunda sosyal ve ekonomik durumunun iştirak nafakası ödeyebilmesine yeterli olup olmadığı hususu araştırıldıktan sonra tedbir ve iştirak nafakaları ile ilgili hüküm kurulması gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

                UYAP Entegrasyonu