Davacı duruşmadaki beyanında ise; müşterek çocukları için hükmedilen iştirak nafakalarının azaltılmasını istemiştir. Davalı cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesi istemiştir. Davalı duruşmadaki beyanında; yoksulluk nafakasının kaldırılması istemine bir itirazı olmadığını, ancak iştirak nafakasının azaltılması istemini kabul etmediğini beyan etmiştir. Mahkemece, nafaka borçlusu davalının 2015 Haziran ayı itibariyle 3,541 TL maaş ile çalıştığı, velayet sahibi davalının 2015 aralık ayı itibariyle 1,373 TL maaş ile geçimini sağladığı, müşterek çocuklardan F..9. Sınıf öğrencisi, ..n 4....
Mahkemece, hüküm altına alınması istenilen iştirak nafakasının "karar tarihinden itibaren aylık 200 TL tedbir, karar kesinleştikten sonra tedbir nafakasının iştirak nafakası olarak devamına " şeklindeki hükmü anılan İBK'na ve Yerleşik Yargıtay Kararlarına aykırıdır. Ancak, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün birinci paragrafındaki "...karar tarihinden itibaren aylık 200 TL tedbir, karar kesinleştikten sonra tedbir nafakasının iştirak nafakası olarak devamına..." ifadeleri çıkartılarak yerine "dava tarihinden itibaren aylık 200 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine" ifadeleri yazılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine ve hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA 17.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
gerekçesi ile; "Davacının velayetin değiştirilmesi, iştirak nafakasının kaldırılması veya azaltılması talebinin REDDİNE,"karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı erkek vekili, davanın kabulü gerektiğini ileri sürmek suretiyle hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı kadın istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakasının kaldırılması/azaltılması istemine ilişkindir. Dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı erkeğin tüm istinaf istemlerinin HMK. 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Nüfus Tashihi - Nafakanın Kaldırılması - Nafakanın Artırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm asıl dava yönünden nüfus kaydının düzeltilmesi- birleşen davalar yönünden nafakanın kaldırılması ve nafakanın artırılması istemlerine ilişkin olup, öncelikle inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 09.02.2012 tarihli 2012/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 18. Hukuk Dairesine aittir. Ancak Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 26.06.2012 tarihinde görevsizlik kararı vermiş bulunduğundan görevli Dairenin belirlenmesi amacıyla dosyanın Yargıtay Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı, boşanma davası ile eş için 500,00 TL yoksulluk, müşterek çocuk ... için 1.000,00 TL iştirak nafakasına hükmedilerek her yıl TÜFE oranında artış yaptığını, gelir durumunda düşme olduğunu ve davalının çalışmaya başlaması nedeniyle yoksulluk nafakasının kaldırılması ya da 100,00 TL'ye indirilmesini, iştirak nafakasının da 250,00 TL'ye indirilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı ise davacının maddi durumunun iyi olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının gelir durumunun asgari ücret düzeyinde olduğu ve nafaka ödemekte zorlanması nedeniyle yoksulluk nafakasının 100,00 TL'ye iştirak nafakasının 250,00 TL'ye indirilmesine karar verilmiştir.Karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1)Davalı vekili 03.12.2010 tarihli dilekçe ile davacının banka ve kredi kartı hesaplarının istenmesini talep etmiştir....
için hükmedilen aylık 500,00- TL iştirak nafakasının iptaline veya düşürülmesine, cezaevinde kaldığı süre içerisinde nafakanın durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece; davalı lehine boşanma neticesinde hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, müşterek çocukların bakım iaşe giderleri,eğitim giderleri dikkate alındığında müşterek çocuklar için bağlanan iştirak nafakalarının azaltılmasına yönelik talebin reddine karar verilmiş, verilen bu hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava yoksulluk nafakasının kaldırılması, iştirak nafakasının azaltılması talebine ilişkindir. Temyize konu uyuşmazlık; davalının yoksulluk durumunun ortadan kalkıp kalkmadığı noktasında toplanmaktadır. ./.. -2- Kural olarak, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. (TMK m. 176/4) İrat biçiminde ödenmesine karar verilen nafaka, alacaklı tarafın yoksulluğunun ortadan kalkması halinde mahkeme kararıyla kaldırılır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Aile Konutu Şerhinin Kaldırılması - İştirak Nafakasının Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından; iştirak nafakası talebinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İncelenmesi gerekli görülen ... 9. Aile Mahkemesinin 2010/398 esas, 2011/2082 karar sayılı dava dosyasının eklenerek birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi.15.05.2014 (Per.)...
, toplam ödenen 14.000 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte iadesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2.000 TL doğum masrafının yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir....
Somut olayda dava; baba ile herhangi bir soy bağı ile bağlı olmayan çocuğun nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Nüfus kaydının düzeltilmesi talep edilen küçüğün evlilik dışı doğduğu, biyolojik baba ile tanıma veya babalık davası ile soybağının kurulmadığı anlaşılmaktadır. Yukarıda gösterilen açıklamalar dikkate alındığında; davacının talebi bir bütün olarak gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olarak oluşturulan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmaması, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesinde düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına asliye hukuk mahkemesinde bakılır....