Ancak, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre, özellikle davalının tespit edilen gelir durumu nazara alındığında; takdir edilen (artırılan) iştirak nafakası miktarı az olup, T.M.K. ' nun 4.maddesi kapsamında hakkaniyete uygun değil ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün birinci maddesinde yer alan ", ‘müşterek küçük çocuk ... için bağlanan aylık 120 TL iştirak nafakasının aylık 180 TL ye yükseltilmesine ’ sözcük ve rakamları ile ‘ velayeti davacı annede bulunan müşterek küçük çocuk ... için aylık 180 TL iştirak nafakasının ’ sözcük ve rakamlarının çıkarılarak yerine ‘müşterek küçük çocuk ... için bağlanan aylık 120 TL iştirak nafakasının aylık 250 TL ye yükseltilmesine’ sözcük ve rakamları ile ‘velayeti davacı annede bulunan müşterek küçük çocuk ......
İştirak nafakasının kaldırılması davasında reddedilen iştirak nafakası ve kabul edilen iştirak nafakası arttırım miktarının yıllık toplamının karar tarihi itibariyle (2022 tarihi itibariyle 8.000 TL ) HMK'nun 341/2. maddesinde belirtilen parasal sınırın altında ve kesin nitelikte olduğu, bu durumda, davalı-k.davacının verilen kesin nitelikteki bir karara karşı istinaf yoluna başvurduğu anlaşıldığından, HMK'nun 341/2.maddesi gereğince davalının istinaf dilekçesinin miktar itibariyle reddi yönünde karar verilmesi gerektiği kanaati ile, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İştirak nafakası; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmasıdır (TMK. m 182/2). Ana ve babanın bakım borcu ise, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder (TMK. m 328/1). Hâkim, istem halinde irat biçiminde ödenmesine karar verilen iştirak nafakasının gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödenebileceğini karara bağlayabilir (TMK. m 182/3, 330/3). Somut olay bakımından, davacı taraf dava dilekçesinde nafakanın artırılmasını talep etmiş, sonraki yılların artışına ilişkin herhangi bir talepte bulunmamıştır....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Dava, iştirak ve yoksulluk nafakasının arttırılması istemine ilişkindir, Davacı,asıl davada 150,00 TL olan yoksulluk nafakasının 750,00 TL'ye, birleşen dava ile de 200,00 TL olan iştirak nafakasının 850,00 TL'ye çıkartılmasını istemiştir. Mahkemece, çocuğun değişen ve artan gereksinimleri, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ve nafakanın takdir edildiği tarihten beri geçen süre dikkate alınarak yoksulluk nafakasının 300,00 TL'ye, iştirak nafakasının 400,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiştir....
nın her biri için 250 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, aradan geçen zamanda davalının çalışmaya başladığını, müvekkilinin ise işsiz olduğunu, bu nedenle davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılması ile müşterek çocuklar lehine bağlanan nafakaların her bir çocuk için 200 TL 'ye indirilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı-birleşen dava davacısı; açılan davayı kabul etmediğini, davanın reddi ile ... 1.Aile Mahkemesi'nin 2011/116 Esas ve 2013/286 karar sayılı ilamı ile davalı için 300.00 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocuk ile 2006 doğumlu ..., 2010 doğumlu ....'nın herbiri için 250 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini; aradan geçen zamanda takdir edilen nafakaların ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığını, bu nedenle yoksulluk nafakasının 1.500 TL'ye, iştirak nafakasının müşterek çocuk ... için 1.250 TL, .... için 1.000 TL 'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece asıl davada; davacı – karşı davalının ekonomik durumunun kötü olduğunu ispatlayamadığı, doktor olmasına rağmen çalışmadığı, davalı – karşı davacının 750' şer TL iştirak nafakası ile müşterek çocukların ihtiyaçlarını karşılayamacağı, davalı – karşı davacının, yoksulluk nafakasına, müşterek çocuklar için ihtiyacı olduğu, yoksulluk nafakasının kaldırılma koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle, karşı davada ise; davacı – karşı davalının müşterek çocukların eğitim masraflarına katkıda bulunduğu ve ayrıca harçlık verdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı – karşı davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir. Asıl dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması; karşı dava ise, iştirak nafakasının artırımına ilişkindir....
kalktığı, davacının çocuğun reşit olduğundan bahisle dava açmakta hukukî menfaatinin bulunmadığı, bu nedenle dava şartının olmadığı" gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, aylık 2.850,00 TL olarak takdir edilen yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 1.350,00 TL azaltılmasına, bu şekilde aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, iştirak nafakasının kaldırılması talebinin reddine karar verilmiştir....
şerTL iştirak nafakasının babadan alınarak, anneye ödenmesine karar verildiği, en son Adana 8.Aile Mahkemesi'nin 2016/863 Esas ve 2017/385 Karar sayılı 18/05/2017 tarihinde verilen, 29/09/2017 tarihinde kesinleşen ilamı ile müşterek çocuk Nida Nur yönü ile ödenen aylık 350,00.TL iştirak nafakasının, aylık 450,00.TL'ye, müşterek çocuk Yaşar Enis lehine aylık 500,00.TL yardım nafakasına karar verildiği, davacı baba tarafından, müşterek Nida Nur yönünden ödenmekte olan iştirak nafakasının indirilmesine, yaşı büyük müşterek çocuk Yaşar Enis yönünden ödenmekte olan yardım nafakasının kaldırılması talepli davalı olarak anne T2 gösterilerek dava açıldığı, bu duruma göre müşterek çocuk Yaşar Enis yönünden davalı gösterilen anne T2'nın çocuğun ergin olması nedeni ile husumetin doğru gösterilmediği, İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; davacı tarafından müşterek çocuk Nida Nur yönünden iştirak nafakasının indirilmesi davasının kabulüne, ergin müşterek çocuk Yaşar Enis yönünden...
Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Bu nedenle davacının birinci talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Davacının, çocuğun gerçek anne ve baba hanesine kayıt istemi de, anne yönünden yine nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olması, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur. Davacının gerçek ana babası üzerine kayıt istemi ise anne ve baba arasında evlilik ilişkisi olmadığından, baba yönünden soybağının düzeltilmesi davasıdır. Bilindiği üzere, çocukla ana arasındaki soybağı doğumla; baba arasındaki soybağı ise ana ile evlilik, tanıma ve hakim hükmü ile kurulur....
Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Bu nedenle davacının birinci talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Davacının, çocuğun gerçek anne ve baba hanesine kayıt istemi de, anne yönünden yine nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olması, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur. Davacının gerçek ana babası üzerine kayıt istemi ise anne ve baba arasında evlilik ilişkisi olmadığından, baba yönünden soybağının düzeltilmesi davasıdır. Bilindiği üzere, çocukla ana arasındaki soybağı doğumla; baba arasındaki soybağı ise ana ile evlilik, tanıma ve hakim hükmü ile kurulur....