Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Nafaka artırım davasının açılması belli bir zaman geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmelidir.Müşterek çocuk yararına iştirak nafakasının bağlandığı dava tarihi ile bu davanın açıldığı tarih arasında 4 yıla yakın bir süre geçmiştir. Bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır. Açıklanan gerekçe ile davacı-birleşen davalının iştirak nafakasının artırılması talebinin kısmen kabulü ile Mahkememizin 2018/15- 2018/155 Esas-Karar sayılı ilamı ile aylık 325,00- TL olarak hükmedilen iştirak nafakasının dava tarihi olan 20/01/2022 tarihinden itibaren aylık 700,00- TL artırılarak aylık 1.025,00- TL olarak belirlenmesine,fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. KARŞI DAVA YÖNÜNDEN YAPILAN DEĞERLENDİRME: Dava velayetin değiştirilmesi olmadığı taktirde kişisel ilişkinin artırılması talebine ilişkindir. Velayete ilişkin kararlar kesin hüküm oluşturmaz....

Yoksulluk nafakasının kaldırılması davası yönünden ise; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 06/04/2005 tarih ve 2005/3- 169 Esas-235 karar sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltme incelemelerinde yıllık nafaka miktarının (farkının) dikkate alınacağı açıklanmıştır. HMK'nın 352. maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabul edilebilmesi için miktar itibariyle kararın kesin nitelikte olmaması gerekir. Hangi kararların kesin olduğu HMK'nın 341. maddesinde belirtilmiştir.6763 sayılı yasanın 41'nci maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK'nun 341/2. maddesinde ön görülen kesinlik sınırı 2021 yılı için 5.880,00 TL'ye çıkarılmıştır. Yoksulluk nafakasının kaldırılması davası yönünden, kaldırılması talep edilen ve mahkemece reddine karar verilen miktar (300,00 TL x 12 = 3.600,00 TL) kesinlik sınırının altında olup, ilk derece mahkemesinin yoksulluk nafakasının kaldırılması davasında verdiği karar, HMK'nın 341/2. maddesi hükmü gereği kesin niteliktedir....

Mahkemece davanın kısmen kabulü ile, davalı için bağlanan aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, müşterek çocuklar için ayrı ayrı bağlanan aylık 200,00'er TL iştirak nafakasının indirilmesi talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından yoksulluk nafakasının kaldırılmaması gerektiği gerekçesiyle temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık konusu, davalının asgari ücretle çalışması nedeniyle davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılması gerekip gerekmediği konusundadır. TMK’nun 176/3.maddesi uyarınca; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır....

    Davacı, davalı ile boşandıklarını, boşanma ilamı ile birlikte kendisi için 300 TL yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk için 200 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, belirterek yoksulluk nafakasının müşterek çocuk lehine iptalini ve iştirak nafakasının 500 TL'ye çıkarılmasını talep etmiştir. Mahkemece, davacının dosyaya giren nüfus kaydına göre 10.07.2012 tarihinde evlenmiş olduğunun anlaşıldığı, evlenme tarihi itibari ile yoksulluk nafakasının yasa gereği kalkmış olduğu belirtilerek, yoksulluk nafakasının kaldırılması hakkında karar verilmesine yer olmadığına, iştirak nafakasının ise karar tarihinden geçerli olmak üzere 200 TL'den 300 TL'ye artırılmasına karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Davalı temyizi yönünden; 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK. nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2012 tarihinden itibaren 1.690 TL. ye çıkarılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 6.4.2005 tarih ve 2005/3-169 E- 235 K....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı tarafından asıl davanın kısmen kabulü ve birleşen davadaki taleplerin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Davalı-davacının, davacı-davalının kısmen kabul edilen iştirak nafakasının arttırılması kararına yönelik temyiz itirazlarının, yıllık arttırılan miktar karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırının altında kaldığı için reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Davalı-davacının birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince: Davalı-davacı birleşen dava dilekçesinde iştirak nafakasının kaldırılması ve boşanma protokolünün çocuğun eğitim ve sağlık masraflarının baba tarafından karşılanacağı ile ilgili maddesinin iptalini talep etmiştir. Bu isteklerin her biri ayrı ayrı harca tabidir....

        Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplerle ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre iştirak nafakasının kaldırılması isteminin reddine ilişkin sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, TMK'nun 176/3.maddesine göre; irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkeme kararıyla kaldırılması mümkündür.Yine, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir....

          Buna göre; mahkemece, dava tarihindeki şartlara göre davalının yoksulluğunun ortadan kalkmadığı, asgari ücret sınırındaki gelirinin varlığının yoksulluk nafakasının tamamen kaldırılmasına neden olmayıp indirmeye karar verilebileceği, ancak davalının aldığı nafakanın cüz'i bir miktar olduğu, bu nafaka ile gelirinin toplamının ise davalıyı yoksulluktan kurtaracak düzeyde olmadığı göz önünde bulundurularak yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu bu talebin kabulüne karar verilerek yoksulluk nafakasının kaldırılması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir....

            Sayılı boşanma sonucunda davacı lehine 200 TL iştirak nafakası takdir edildiğini ve bu nafakanın gelecek yıllarda da TÜFE oranında artırılmasına karar verildiği, davacının halen Özel Sabancı Üniversitesi Mühendislik Ve Doğa Bilimleri bölümünde öğrenci olduğunu, mevcut iştirak nafakasının ihtiyaçları karşılamadığı ileri sürülerek aylık 750 TL yardım nafakasının davalıdan talep ve dava etmiştir....

              Müşterek çocuk ile davacı baba arasındaki kişisel ilişkinin süresi çocuğun yaşı gözetildiğinde baba-çocuk ilişkinin yaşanabilmesi için yeterli olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılarak dairemizce kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine karar vermek gerekmiştir. Sonuç olarak; davacının usule, reddedilen yoksulluk ve iştirak nafakalarının kaldırılması ve velayetin değirilmesi taleplerine dair istinaf başvurularının yoksulluk ve iştirak nafakaları yönünden miktar itibariyle kesin olmaları nedeniyle HMK.nun 341/2. maddesi, diğer talepleri yönünden HMK.nun 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddi ile müşterek çocukla kişisel ilişki kurulmasına yönelik talebinin reddine dair istinaf başvurusunun HMK.nun 353/1- b-2 maddesi gereğince kabulü ile kararın kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

              Davalı erkek vekili aleyhine hükmedilen iştirak nafakalarının kaldırılması gerektiği yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, iştirak nafakasının arttırımı istemine ilişkindir. 6763 sayılı yasanın 41. maddesi ile değişik Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341/2. maddesi gereğince; miktar veya değeri beş bin sekiz yüz seksen Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Parasal sınırların arttırılmasına ilişkin 6763 sayılı Yasanın 44. maddesi ile değişik Ek-1. maddesi uyarınca 01/01/2021 tarihi itibariyle Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341. maddesindeki parasal sınır 5.880,00- TL olmuştur. Kesinlik sınırı her bir nafaka yönünden ayrı ayrı belirlenir....

              UYAP Entegrasyonu