Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

un velayetinin davacı anneye verildiği ve çocuk lehine aylık 130 TL iştirak nafakasına karar verildiği görülmüştür. Taraflar hakkında mahkemece yaptırılan ekonomik ve sosyal durum araştırmasında, davacının asgari ücretle çalıştığı, iki çocuğu ile birlikte babası evinde ikamet ettiği, davalının ise şoför olarak çalıştığı, 1.500 TL geliri olduğu, 500 TL karşılığında eşi ve eşinin önceki evliliğinden olan çocuğu ile birlikte kirada oturduğu anlaşılmıştır. Hal böyle olunca, mahkemece; nafakanın niteliği, nafaka yükümlüsü davalı babanın tespit edilen gelir durumu, müşterek çocuk ...için daha evvel hükmedilen nafaka tarihi ile eldeki dava arasında geçen süre, müşterek çocukların yaşı ve ihtiyaçları nazara alındığında, müşterek çocuk ...için artırılan iştirak nafakası miktarı ile müşterek çocuk ...için ise hükmedilen iştirak nafakası miktarı az olup, TMK'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine aykırı görülmüş ve bozmayı gerektirmiştir. .../......

    Bu nedenle, kadın eşin istinaf talebinin yoksulluk nafakası yönünden kabulüne, iştirak nafakaları yönünden ise kısmen kabulüne karar verilerek, ilk derece mahkemesi kararının bu yönlerden kaldırılarak, yeniden kurulan hüküm uyarınca kadın eş yararına aylık 600 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocuklar yararına ise ayrı ayrı aylık 400'er TL iştirak nafakasına hükmetmek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle ; 1- Davacının iştirak/yoksulluk nafakaları dışındaki istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b-1, maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacının iştirak/yoksulluk nafakalarına yönelik istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile; Pazarcık 1....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının artırımı ve iştirak nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili olan davacı ile müşterek çocuğa ödenen yoksulluk ve iştirak nafakalarının günün koşullarına ve artan ihtiyaçlara göre yetersiz olduğunu belirterek, 175 TL olan yoksulluk nafakasının aylık 475 TL'ye; 100 TL olan iştirak nafakasının ise aylık 400 TL'ye çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-İştirak Nafakası-Yoksulluk Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından iştirak nafakası, vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle müşterek çocuk lehine takdir edilen nafakanın karar kesinleşinceye kadar tedbir nafakası niteliğinde olduğunun anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 123.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle...

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı (kadın) tarafından; kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, maddi ve manevi tazminatın miktarı yönünden, davalı-davacı (koca) tarafından ise; kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, maddi ve manevi tazminat yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 123.60'ar TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık...

          Çünkü ilk hükümle velayetleri davacıya bırakılan çocuklar için ayrıca iştirak nafakası takdir ve tayin edilmiş, ilk hükmün bu bölümü de kesinleşmiştir. Bu sebeple bozmaya uyularak verilen ikinci karardaki kadın lehine hükmedilen ve "iştirak" olarak adlandırılan nafakanın tedbir nafakası olduğu tartışmasızdır. Yukarıda belirtildiği gibi bu yön bozmanın dışında kalarak kesinleştiğine göre bozmaya uyularak verilen ikinci kararda kadın yararına artık tedbir nafakası tayin edilemez. Ne var ki ilk incelemede bu husus gözden kaçtığından davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları reddedilerek bu kısım da onamanın kapsamında kalmıştır. O halde davalının bu yöne ilişkin karar düzeltme talebi haklı ve yerinde olup, kabulüne, Dairemizin ilamının "onamaya" ilişkin bölümünün tedbir nafakasına münhasır olarak olarak kaldırılmasına, hükmün tedbir nafakası yönünden de bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki iştirak nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, davada ergin olmayan çocuk için iştirak nafakasına hükmolunması talep edilmiştir(TMK. md. 182\2,328 ve 329). Buna göre, mahkemece; dava tarihinden itibaren müşterek çocuklar lehine iştirak nafakası hükmolunması gerekirken, dava tarihinden itibaren hükmolunan nafakanın tedbir nafakası olarak nitelendirilmesi, doğru görülmemiştir....

              Hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından iştirak nafakasının ve tazminatların miktarı yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise kusur belirlemesi ve iştirak nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle, Dairemizin 14.01.2021 tarihli ve 2020/6039 Esas, 2021/216 Karar sayılı ilamı ile tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuğun ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası çok olduğundan bahisle hükmün iştirak nafakası yönünden bozulmasına diğer yönlerinin ise onanmasına karar verilmiştir....

                İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; yoksulluk nafakası yönündeki istemin reddini, iştirak nafakası miktarını, Davalı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; reddedilen yoksulluk nafakası talebi hakkında lehlerine yargılama gideri ve vekalet ücreti verilmemesini, iştirak nafakası artırımı talebinin kabul edilmesini İstinafa getirmişlerdir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava yoksulluk nafakası talebi ile iştirak nafakası artırım talebine ilişkindir. Tarafların Aksaray 4. Aile Mahkemesinin 2020/538 Esas- 2020/431 Karar sayılı kararı ile boşandıkları, boşanmanın 21.11.2020 tarihinde kesinleştiği, cari iştirak nafakasının boşanma ilamı ile belirlendiği anlaşılmaktadır....

                Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir. 3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre 17.09.2016 doğumlu ortak çocuk Hakan yararına takdir edilen iştirak nafakası az olup bozma ilamının amacına uygun bulunmamıştır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. VII....

                  UYAP Entegrasyonu