nın velayetinin müvekkili anneye verildiğini, bu mahkeme kararı ile müvekkili için aylık 400,00 TL yoksulluk nafakası, küçük için ise 250,00 TL iştirak nafakası kararı verildiğini belirterek müvekkili lehine takdir edilen 400,00 TL yoksulluk nafakasını 250,00 TL artırılarak aylık 650,00 TL’ye küçük için ise 250,00 TL iştirak nafakasının artırılarak 500,00 TL'ye çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacı için mevcut yoksulluk nafakasının 550,00 TL'ye çıkarılmasına, müşterek çocuk.... için mevcut iştirak nafakasının 400,00 TL'ye çıkarılmasına bu miktarda dava tarihinden itibaren her ay davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, karar süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiştir....
, davacının kendisinin ve müşterek çocukların ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük çektiğini belirterek, davanın kabulü ile, davacı lehine aylık 500 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocuklar lehine ise aylık 300'er TL iştirak nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davalı lehine takdir edilen 300 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren 150 TL'ye indirilmesine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması ve iştirak nafakası istemine ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının tüm, davacının yoksulluk nafakasına ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Davacının, iştirak nafakası istemine ilişkin temyiz sebepleri yönünden; HMK 297/2 maddesi uyarınca; "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." hükmü kanunda yer almaktadır....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların evli iken Konya 5.Aile Mahkemesi'nin 2019/77 Esas 2019/283 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, boşanma aşamasında iken çalıştığı için lehine nafaka talep etmediğini, çalışmadığından kaynaklı geçim sıkıntısı nedeniyle nafaka talep ettiğini, yoksulluk nafakası hakkını kaybetmemiş davacı bir yıl içerisinde yoksulluk nafakası talep edebileceğinden bahisle nafakaya hükmolunmasını ayrıca müşterek çocuk Hakan Alıcıoğlu'nun velayetinin boşanma ilamı ile velayetinin annesine verildiğini, çocuk için 200.- TL iştirak nafakasına hükmolunduğunu, müşterek çocuğun büyümesi ve ihtiyaçlarının artması neticesinde hükmedilen nafakanın yetersiz kaldığını, bu nedenlerle davacı T1 için aylık 750.- TL tedbir nafakasına karar verilmesini, dava sonunda aylık 750.- TL yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmesini, müşterek çocuk Hakan için takdir edilen aylık 200.- TL iştirak nafakasının...
Kadın için tedbir-yoksulluk nafakası verilmesi açısından: Kadın lehine tedbir nafakası takdirinde bir hukuka aykırılık bulunmadığı, takdir edilen miktarın ise günün ekonomik şartlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına ve hakkaniyete uygun olduğu anlaşıldığından tarafların kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasına yönelik istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, kusur durumuna, günün ekonomik koşullarına göre kadın lehine yoksulluk nafakası verilmesinin yerinde olduğu, hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının az olduğu anlaşılmakla, kadın yararına aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiş olup, davacı-davalı kadın vekilinin yoksulluk nafakası miktarına yönelik istinaf talebinin kabulüne, davalı-davacı erkeğin yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
Kadın için tedbir-yoksulluk nafakası verilmesi açısından: Kadın lehine tedbir nafakası takdirinde bir hukuka aykırılık bulunmadığı, takdir edilen miktarın ise günün ekonomik şartlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına ve hakkaniyete uygun olduğu anlaşıldığından tarafların kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasına yönelik istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, kusur durumuna, günün ekonomik koşullarına göre kadın lehine yoksulluk nafakası verilmesinin yerinde olduğu, hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının az olduğu anlaşılmakla, kadın yararına aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiş olup, davacı-davalı kadın vekilinin yoksulluk nafakası miktarına yönelik istinaf talebinin kabulüne, davalı-davacı erkeğin yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
Ancak; önceki iştirak nafakası çocuğun ergin olması ile yasa gereği (TMK. Madde 328/1) kendiliğinden son bulur. Ergin olan çocuğun eğitiminin sürmesi halinde ise, TMK’nın 328/2 ve 364. maddeleri kapsamında anne-babanın bakım yükümlülüğü yardım nafakası olarak devam eder. Somut olayda da; davacı çocuk Didem, dava tarihi itibariyle ergin olup, kendi adına dava açtığına ve eğitimi devam ettiğine göre; istem, iştirak nafakasının artırılması değil, yardım nafakası niteliğindedir. Hukuki tavsifte yanılgıya düşülerek önceki nafakayı artırmak sureti ile hüküm kurulması isabetli bulunmamıştır. Bundan ayrı olarak, mahiyeti itibariyle, davacı Didem için istenilen nafaka yardım nafakası; davacı Meltem için ise, yoksulluk nafakası olup; mahkemece, kararda nafakaların nitelikleri belirtilmemiştir....
Hukuk Dairesi'nin 24/02/2020 tarih, 2020/68 Esas 2020/1493 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere erkeğin cezaevinde tutuklu veya hükümlü olmasının yoksulluk nafakası ile sorumlu tutulmasına engellemeyeceği, yoksulluk nafakası yükümlüsünün çalışmasına bedensel veya ruhsal bir engeli bulunmadığı sürece düzenli bir gelirinin bulunmaması onu yoksulluk nafakası yükümlülüğünden kurtarmayacağı, aksi düşüncenin yoksulluk nafakası alacak kişinin haklarının ileriye dönük olarak kaybedilmesine sebep olacağı, somut olayda TMK'nun 175. maddesindeki koşulların davacı kadın bakımından oluştuğu, davacı kadın yararına az da olsa bir yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin gerektiği anlaşıldığından; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nun 353/1- b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının 3 nolu hüküm fıkrasının tüm sonuçları ile ortadan kaldırılarak davacı kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesine oybirliği ile karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur...
Aile Mahkemesi'nin 2017/887 Esas sayılı dosyası ile erkek vekili tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma ve velayet talepli dava açılmış, kadın vekili tarafından ise evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayanılarak açılan karşı davada boşanma, velayet, 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 3.500,00 er TL tedbir ve iştirak nafakası, 500.000,00 TL maddi ve 500.000,00 TL manevi tazminat talebinde bulunulmuştur....
İstinaf Sebepleri 1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar ile kendi manevî tazminat talebinin reddi yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. 2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, yoksulluk ve iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. C....