Aile Mahkemesinin 10.04.2018 tarihli yazısına göre bu tarih itibarıyla nafaka yönünden kararın kesinleşmediği, tarafların beyanları ve nüfus kaydı ve mahkeme yazısından anlaşılmakta olup, boşanma kararı 26.03.2012 tarihinde kesinleştiği için tedbir nafakası bu tarih itibarıyla sona ermiştir. Bu tarihten sonra ilamda hükmedilen nafakaların yoksulluk ve iştirak nafakası olarak ilamların icrası yoluyla tahsili cihetine gidilmesi gerekmekte olup, boşanma ilamının kesinleştiği 26.03.2012 tarihinde sona eren boşanma ilamının ferisi niteliğindeki tedbir nafakasının, 30.06.2017 tarihi ve sonrasında tahakkuk etmesi mümkün olmadığından, ancak yoksulluk ve iştirak nafakası istenilebileceğinden ilama dayalı yoksulluk nafakası alacağının ilamsız icra yoluyla tahsilinin istenilmesi mümkün olmayıp borçlunun itirazının kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi sonucu itibarıyla isabetlidir....
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davacı kadın, Zilşan İrem, Yüşra Gülşah ve Yılmaz Yüşa için dava tarihinden geçerli olmak üzere belirlenen yoksulluk ve iştirak nafakalarının 325 TL olarak belirlenmesine, karar kesinleştikten bir yıl sonra Üfe oranında artış uygulanmasına, fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; 944 TL olan iştirak nafakasının 500 TL'ye düşürülmesini isteyerek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Dava, yoksulluk ve iştirak nafakalarının artırılması isteğine ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı tarafından yalnızca iştirak nafakası miktarı bakımından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup yoksulluk nafakası yönünden verilen karar istinaf incelemesi dışında bırakılmıştır. Hal böyle olunca davalı açısından hükmün miktar itibariyle kesinlik sınırını belirlemede iştirak nafakası bakımından verilen kararın esas alınması gerekmiştir....
Dava,iştirak ve yoksulluk nafakası artırım istemine ilişkindir. 1-İştirak nafakası artırım talebine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; TMK 'nın 182/2 maddesinde;velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin,çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür.Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir....
nafakası, müşterek çocuklar için ise 500'er TL tedbir/iştirak nafakası ile 20.000- TL maddi, 20.000- TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
anneye verilerek baba ile kişisel ilişki tesisine, çocukların her biri için aylık 200,00 TL iştirak nafakası ve kadın için aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine ve kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir....
Belirtilen kanun maddesinden açıkça anlaşılabileceği gibi, davalı yoksulluk nafakası ve manevi tazminat konusunda iddiasını (talep sonucunu) süresinden sonra genişletmiş olup; davacının bu konuda açık muvafakati olmadığı gibi bu konuda usulünce yapılmış bir "ıslah" işlemi de mevcut değildir. O halde davalının yoksulluk nafakası ve manevi tazminat talebi hakkında usulüne uygun olarak yapılmış bir talep bulunmadığından, "karar verilmesine yer olmadığı kararı" verilecek yerde, yoksulluk nafakasına yönelik isteğinin reddedilmesi ve manevi tazminata yönelik isteğinin kabul edilip, davalı yararına manevi tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 25/09/2019 NUMARASI : 2019/405 ESAS 2019/1411 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Yoksulluk Nafakası İştirak Nafakası Arttırılması KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tarafların Konya 5. Aile mahkemesinin 2013/810 Esas, 2014/441 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, müşterek çocuğun velayetinin müvekkiline verildiğini, mahkeme ilamı ile müvekkili lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının 250,00 TL artırılarak 500,00 TL ye, müşterek çocuk Aysun lehine hükmedilen iştirak nafakasının 200,00 TL artırılarak 300,00 TL ye yükseltilmesini, yargılama giderlerinin davalı üzerine yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Tarafların Konya 5....
Aile Mahkemesi'nin 2019/34 XX 459/97 K sayılı ilamı ile hükmedilmiş iştirak ve yoksulluk nafakalarının ÜFE artışı akabinde miktarlarının tespiti talebini içermekte olup, davacı tarafça yapılan ıslah akabinde iştirak nafakası yönünden iştirak nafakasının arttırılması davasına dönüştürülmüştür. Davacı tarafça iştirak nafakası yönünden ıslah talebinde bulunulmakla birlikte, yoksulluk nafakası yönünden ıslah işlemi yapılmamış, yoksulluk nafakasına ilişkin dava dilekçesindeki tespit talebinden açıkça feragat edilmemiş ya da açıkça vazgeçilmemiştir. Davacı tarafın yargılamanın 23/09/2021 tarihli celsesinde "iştirak nafakasının aylık 3.500,00 TL'ye yükseltilmesi olarak davanın ıslah edildiği, ancak yoksulluk nafakasına yönelik bir taleplerinin bulunmadığı" beyan edilmiş olup, söz konusu beyanın "yoksulluk nafakasına yönelik ıslah talebimiz yoktur" anlamı ile mahkemece değerlendirilmesinde isabetsizlik görülmemiştir....
Anılan bu karar ile boşanma kararı ile birlikte 1.000 TL olarak belirlenen iştirak nafakalarının 750'şer TL'ye, boşanma kararı ile birlikte 1.000 TL olarak belirlenen yoksulluk nafakasının 1.000 TL'ye indirildiği anlaşılmaktadır.Mahkemece yoksulluk nafakasının indirilmesi talebi kısmen kabul edildiğinden; yoksulluk nafakasının 1.000 TL'den 1.000 TL'ye indirilmesine karar verilmesinin maddi hata içerip içermediği anlaşılamamış; bu talep kabul edildiğinden yeni yoksulluk nafakasının 1.000 TL'den az takdir edilmesi gerektiği, aksi takdirde bu talep reddedilecek ise mahkeme kararındaki gerekçe ile hüküm fıkrasının çelişeceği, bu karışıklığın çözülmesi gerektiği anlaşılmıştır. İlk takdir edilen yoksulluk nafakası miktarı ile bu dava ile indirilen yoksulluk nafakası miktarı aynı olduğundan kararın bozulması gerekmiştir.Mahkemece; eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile karar verilmiş olması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının indirilmesine davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın yoksulluk nafakası yönünden kabulüne, iştirak nafakası yönünden reddine yönelik olarak verilen hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Dava; daha evvel boşanma davası ile hükmedilen 250 TL yoksulluk nafakasının aylık 200TL'ye, müşterek çocuk lehine hükmedilen 150 TL iştirak nafakasının 100 TL'ye indirilmesi istemine ilişkin olup, mahkemece; yoksulluk nafakasının 200 TL'ye indirilmesine, iştirak nafakasının indirilmesi talebinin ise reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK. nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2015 tarihinden itibaren 2.080TL'ye çıkarılmıştır. Kabul edilen ve reddedilen miktarlar dikkate alındığında hüküm, temyiz eden taraflar yönünden kesin niteliktedir....