Davacı asil tedbir-iştirak ve tedbir-yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin feragat ettiğine göre sözü edilen taleplerin feragat sebebiyle reddine karar vermek gerekmiştir. Bu açıklamalara göre ilk derece mahkemesi kararının 5, 6 ve 7 nolu bentlerinin kaldırılmasına, davacı kadının tedbir-iştirak ve tedbir-yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat taleplerin feragat sebebiyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki karar tesis edilmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; A)Davacı kadının tedbir-iştirak ve tedbir-yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat taleplerinden feragati sebebiyle ANKARA 19....
Davalı/davacı erkek vekilinin; kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminata yönelik istinaf talebinin incelenmesinde; Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir. Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir (TMK m. 174). Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek tamamen kusurludur. Boşanma sonucu kadının mevcut ve beklenen menfaatleri zedelendiği gibi bu kusurlu davranışlar aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder niteliktedir. Bu nedenle kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin kabulüne ilişkin yerel mahkeme kararı doğru olduğundan davalı/davacı erkek vekilinin tazminatlara yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
M 182) Boşanmaya neden olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu,erkeğin bu kusurlu davranışlarının aynı zamanda davacı kadının kişilik haklarına saldırı niteliği taşıdığı, mevcut veya beklenen menfaatlerinin boşanma yüzünden zedelendiğinden, davacı kadın yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi koşulları gerçekleştiği kabul edilerek tazminatlar ile müşterek çocuk lehine iştirak nafakasına hükmedilmesi doğru ise de, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne ve TMK.nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile TBK.nun 50 ve 51. maddesi hükümleri gözetildiğinde davacı kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile iştirak nafakası miktarının az olduğu kanaatiyle 20.000- TL maddi , 15.000- TL manevi tazminat ile 700,00- TL iştirak nafakasına hükmetmek hakkaniyet uygun olacaktır. 2- Yoksulluk nafakası yönünden istinaf incelemesinde; Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin anneye verilmesine, müşterek çocuklar için aylık 400'er TL tedbir - iştirak nafakası, kadın için aylık 400 TL tedbir - yoksulluk nafakası, 20.000 TL maddi tazminat takdirine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalı davacı tarafın manevi tazminat talebinin , reddine, davalı davacı kadının ziynet eşyası talebinin yasal şartlar oluşmadığından reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı davalı davacı vekili istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davalı davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; takdir edilen iştirak ve yoksulluk nafakası tutarlarının yetersiz olduğunu beyan etmek suretiyle iştirak ve yoksulluk nafakasına ilişkin kararların kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yapılan yargılama sonunda mahkemece; davanın kabulü ile TMK 166/1 maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, müşterek çocuk 24/07/2019 doğumlu Asel Lina'nın velayetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında şahsi ilişki tesisine, çocuk için aylık 250 TL tedbir, aylık 400 TL iştirak nafakası, davacı için aylık 400 TL tedbir, aylık 550 TL yoksulluk nafakası takdirine, 20.000 TL maddi, 18.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma -Tedbir Nafakası - Geçici Velâyet Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından tazminatlar ve iştirak nafakası yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise tazminat ve iştirak nafakası miktarları ile reddedilen yoksulluk nafakası talebi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davacı-davalı erkeğin tüm, davalı-davacı kadının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-İlk Mahkemece mahkemesince verilen hükümde davalı-davacı kadın yararına 40.000 TL maddi ve 40.000 TL manevi tazminata hükmedilmiş, kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine bölge adliye mahkemesince erkeğin istinaf talepleri kısmen kabul edilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuş...
Davalı vasisi, boşanma kararının onanarak, iştirak nafakası, maddi ve manevi tazminat yönünden usul ve yasaya aykırı kararın bozulması, nafaka ve tazminatların kaldırılması yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı istinafa cevap vermemiştir. Davalı erkek süresinde cevap dilekçesi vermemiştir....
Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK md. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK md.169) Boşanma davası açılmakla kadın ve çocuklar lehine tedbir nafakası verilmesinin TMK 169. maddesine uygun olması dikkate alınarak davalının, davacıya ve çocuklara tedbir nafakası takdiri ve miktarına yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. TMK.'nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu, hükme bağlanmıştır....
Kadın lehine boşanma davası açılmadan önce ayrı bir dava ile hükmolunan nafaka tedbir niteliğinde olup boşanma hükmünün kesinleşmesi ile ortadan kalkacağından, davacı kadının yoksulluk ve iştirak nafakası talepleri hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verileceği yerde yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 3-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır....
dikkate alındığında davacı -davalı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır....