AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 16/07/2014 NUMARASI : 2014/103-2014/1026 Taraflar arasındaki asıl davada nafakanın artırılması - karşı davada nafakanın azaltılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabul, karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı - karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 31.03.2015 günü oybirliğiyle karar verildi....
Aile Mahkemesi'nin 2021/242 Esas sayılı dosyasında anlaşmalı olarak boşandıklarını, kararın kesinleşmesinden itibaren 1 yıl boyunca davalı tarafından müşterek çocuk Deniz'e aylık 2.500 TL, kararın kesinleşmesinden itibaren 1 yıl sonra ise aylık 2.000 TL iştirak nafakasının ödenmesine ve nafakanın her yıl maaş artış oranında artırılmasına hükmolunduğunu, davalının mahkeme kararını uygulamadığını, 1 yıl geçmesine maaşına %75 zam yapılmasına rağmen 2.000 TL ödeme yaptığını belirterek öncelikle 2.000 TL nafakanın davalının maaş artış oranında artırılmasına, aksi kanaat halinde nafakanın 3.000 TL olarak belirlenmesini ve her yıl üfe oranında artırılmasını istemiştir....
Sayılı ilamı ile TMK m. 166/3 gereğince boşandıkları, ortak çocukların velayetlerinin anneye verildiği, çocuklar lehine 500,00'er TL iştirak nafakasına, davacı lehine 500,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, kararın 07/08/2019 tarihinde kesinleştiği, davacının çalışmadığı, davalının düzenli gelirinin olduğu, davacı için ödenmekte olan nafakanın kendisini yoksulluktan kurtaracak nitelikte olmadığı, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocukların yaşı, eğitim durumları ile nafakaların hükmedildiği zaman ile davanın açıldığı tarih arasında geçen sürede paranın alım gücünde ve ekonomik göstergelerde meydana gelen değişim gözetildiğinde yoksulluk nafakası ile iştirak nafakalarının artırılmasının gerektiği," gerekçesiyle davacı T1 için ödenmekte olan 500,00 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 250,00TL artırılmak suretiyle aylık 750,00 TL ye, ortak çocuklar Asel ve Yusuf için ödenmekte olan 500,00'er TL iştirak nafakalarının...
nın da zaten reşit olduğunu, davacının hükmedilen nafakaları ödemediğini, nafakanın kaldırılması ya da azaltılması durumunda müvekkilinin mağdur olacağını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, tarafların ekonomik durumlarında olağanüstü bir değişikliğin bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, verilen bu karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. TMK’nun 176/3.maddesi uyarınca; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır....
Karar boşanma ilamı ile davacı eş lehine hükmedilen 400,00 TL yoksulluk nafakasının ve müşterek çocuk için hükmedilen 300,00 TL iştirak nafakasının yetersiz kaldığını, çocuğun eğitim giderlerinin arttığını, davalının ekonomik destek vermediğini, kendisinin ev hanımı olduğunu belirterek yoksulluk nafakasının aylık 650,00 TL'ye, iştirak nafakasının aylık 500,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde; nafakaları düzenli olarak ödediğini, boşanma kararı gereğince hükmedilen tazminatın icra kanalıyla maaşından kesildiğini, maaşından kendisine az miktarın kaldığını, kiracı olduğunu, davacının ise, kira ve benzeri giderinin bulunmadığını savunarak davanın reddini ve nafakaların yıllık ÜFE ve TEFE'ye göre artırılmasını istemiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/2088 KARAR NO : 2023/1215 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : MENEMEN AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 19/07/2022 NUMARASI : 2021/1015 ESAS - 2022/850 KARAR DAVA KONUSU : Nafakanın Azaltılması KARAR : NUMARASI : 2021/1038 Esas - 2022/177 Karar (Birleştirme karar no) DAVACI :BAHAR KAYA - - 9 Eylül Mah. 248 Sk. No:2/1 İç Kapı No:7 Menemen/ İZMİR VEKİLİ : Av. HANDE YILDIZ DAVALI : LEVENT AYDIN - - Uğur Mumcu Mah. 1304 Sk.No:34 D:6 Menemen/ İZMİR VEKİLİ : Av....
Hal böyle olunca mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocukların yaşı, ihtiyaçları, davalı babanın geliri, ekonomik sosyal düzeyi, davalı babanın da ortak çocukların bakım masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunması, hali hazırda ödenen nafakanın belirlendiği tarihle eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen zaman, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında; çocukların menfaati üstün tutularak, nafakanın artırılmasında bir isabetsizlik bulunmamış ise de artış miktarının çocukların yaşına, ihtiyaçlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına göre yetersiz kaldığı, müşterek çocuk Muhammed Emin için 1.250,00 TL, müşterek çocuk Ömer Ali için 1.000,00 TL nafakanın çocukların yaşına, ihtiyaçlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına TMK'nın 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine ve ölçülülük ilkesine uygun olduğu kabul edilerek iştirak nafakası yukarıda gösterildiği şekilde...
-TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak velayeten davacıya verilmesine, Küçük Kayra T3 reşit olduktan sonra ise yine aynı miktar olan aylık 2.000,00.-TL yardım nafakasının davalıdan alınarak küçük Kayra T3’e verilmesine” karar verildiğini, daha sonradan davalı tarafın davacı müvekkil ile irtibat kurarak “2.000,00,-TL nafakanın kağıtta yazmasının kendisini rahatsız ettiğini, uykularının kaçtığını, bu nafaka miktarını azaltalım, ben zaten daha fazlasını gönderirim…” şeklinde ifadelerle davacı müvekkilini yanılgıya düşürdüğünü, müvekkilinin de nafaka azaltılması talebini kabul kabul etmesi üzerine Trabzon Aile Mahkemesinin 04/11/2015 tarih ve 2015/637 E. – 2015/718 K. sayılı kararı ile; “…aylık 2.000,00.-TL olan iştirak nafakasının 1.000,00.-TL’ye indirilmesine, dava tarihinden itibaren 1.000,00....
(YHGK 11.4.2007, E. 2007/12-179, K. 2007/198), (YHGK 19.1.1974; YHGK 1.5.1991) Somut olayda, davacı dava dilekçesinde; müşterek çocuk Batu Toprak için iştirak nafakası talep etmiş, mahkemece hükmün 2 numaralı bendinde müşterek çocuk Batu Toprak için dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan tahsiline şeklinde karar verilmiştir. Mahkemece, müşterek çocuk için talep edilen nafaka yoksulluk nafakası olarak isimlendirilmiştir. Eldeki davada müşterek çocuk için talep edilen nafaka, dava dilekçesinin içeriğine göre, iştirak nafakası mahiyetindedir. Mahkemece nafaka türünün yanlış nitelendirmesi talebin esasını değiştirmez. O halde, mahkemece; müşterek çocuk Batu için takdir edilen nafakanın iştirak nafakası olarak nitelendirilmesi gerekirken, yoksulluk nafakası olarak nitelendirilmesi ve yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması doğru görülmemiştir....
Aile Mahkemesinin 04.12.2007 tarih ve 2007/362-557 E.K. sayılı kararı ile iştirak nafakası 130 TL'ye yükseltilmiş, en son Manisa 1. Aile Mahkemesinin 31.12.2009 tarih ve 2009/358-795 E.K. sayılı karar ile iştirak nafakası aylık 150 TL'ye, yoksulluk nafakası da 130 TL ye yükseltilmiştir. Eldeki dava ise 10.09.2013 tarihinde açılmıştır. Türk Medeni Kanununun 176/4.maddesinde ''Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir." 331.maddesinde de "Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır." düzenlemeleri yeralmaktadır. Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir....