Şti. adına aynı dönem için tarh edilen cezalı katma değer vergilerinin kaldırılması istemiyle açılan davanın derdest olması sebebiyle iştirak edildiği ileri sürülen fiilin varlığından bahsetmeye olanak bulunmadığı, iştirak edildiği kabul edilen fiilin varlığı mahkeme kararıyla hükme bağlanmadan önce davacı adına iştirak nedeniyle kesilen dava konusu cezalarda hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle vergi mahkemesi kararını kaldırıp, davanın belirtilen gerekçe ile kabulüne, dava konusu vergi ziyaı cezalarının iptaline karar verilmişse de; yukarıda da belirtildiği üzere davacı tarafından, sahte belge kullanma ve haksız katma değer vergisi iadesi alma fiillerine iştirak edilip edilmediğinin, asıl borçlu mükelleften bağımsız olarak değerlendirilmesi gerektiğinden Bölge İdare Mahkemesince öncelikle davacının iştirak halinde bulunduğu mükellefin sahte belge kullanma ve haksız katma değer vergisi iadesi alma fiilleri bulunup bulunmadığı (iştirak edilen fiil nedeniyle yapılan tarhiyatlara karşı...
Ceza hukukunda ceza sorumluluğunun esaslarını düzenleyen genel hukuk hükümlerinin düzenlendiği Türk Ceza Kanunu'nun suça iştirak halini düzenleyen bölümünde ise; suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her birinin fail olarak sorumlu olacağı; suça iştirak için kasten ve hukuka aykırı işlenmiş bir fiilin varlığının yeterli olduğu; suçun işlenişine iştirak eden her bir kişinin, diğerinin cezalandırılmasını önleyen kişisel nedenler göz önünde bulundurulmaksızın kendi kusurlu fiiline göre cezalandırılacağı hususu düzenlenmiş olup, iştirak fiilinde esas olanın fiil olduğu dikkate alındığında, davacı tarafından sahte belge düzenleme fiiline iştirak edilip edilmediğinin asıl borçlu şirket veya mükelleften bağımsız olarak değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır....
Tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, , müşterek çocuğun yaşı, zorunlu öğrenim döneminde bulunması temel ihtiyaçları ile eğitim öğretim ihtiyaçları nazara alındığında hükmedilen aylık 550,00 TL iştirak nafakasının dosya kapsamına, hakkaniyete ve ölçülülük ilkesine uygun olduğu değerlendirilmiş, davacının nafaka miktarına yönelen istinafının reddine karar vermek gerekmiştir. Yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden yapılan değerlendirmede ise gerek müşterek çocuk için davalı lehine Ankara 20. Aile Mahkemesince bağlanan iştirak nafakasının kaldırılması talebi, gerekse de davacı lehine iştirak nafakasına hükmedilmesi talebi, velayet talebinin ferileri mahiyetindedir. Bu itibarla davacı lehine iştirak nafakasına hükmedilmesi, aleyhine mevcut olan iştirak nafakasının kaldırılması davacı lehine ayrı vekalet ücreti takdirini gerektirmez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki iştirak nafakasının kaldırılması-icra takibinin durdurulması-menfi tespit davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, müşterek çocuk ... lehine iştirak nafakası bağlandığını, müşterek çocuğun 05.02.2013 tarihinde reşit olduğunu ileri sürerek, iştirak nafakasının kaldırılmasını ve hakkında yapılan icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Toplanan delillerden; tarafların 10.9.2013 tarihinde boşandıkları, 2008 doğumlu müşterek çocuk Tayfur'un velayetinin davalı-davacı anneye bırakıldığı ve müşterek çocuk yararına 200 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, iştirak nafakasının artırılmasına yönelik işbu davanın ise 24.12.2014 tarihinde açıldığı, mahkemece iştirak nafakasının aylık 750 TL'ye yükseltildiği anlaşılmaktadır. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarında ve müşterek çocuğun ihtiyaçlarında meydana gelen değişikliğe göre, takdir edilen iştirak nafakası çoktur. Mahkemece, Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir....
C.. için takdir edilen iştirak nafakasının artırılan bölümünün yıllık tutarı, karar tarihi itibarıyla temyiz kesinlik sınırı 2080 TL 'yi geçmediğinden, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/2. maddesi gereğince iştirak nafakasının kaldırılması talebinin reddi ve iştirak nafakasının arttırılması yönündeki temyiz isteklerinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verilmesi gerekmiştir....
Davada; davacının, davalının kızı olduğu, önceki iştirak nafakası olan 85 TL'nin davacının reşit olması nedeniyle son bulduğu, davacının eğitiminin devam ettiği, davacıya ait önceki 85 TL iştirak nafakasının 750 TL'ye yükseltilmesini talep etmiş, mahkemece önceki iştirak nafakasının 220 TL yükseltilerek hüküm kurulmuş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Somut olayda; davacı dava tarihinde ... olup, üniversite eğitimine devam etmektedir. İstenen nafaka yardım nafakasıdır. Önceki iştirak nafakası son bulmuştur. Mahkemece müstakil 220 TL yardım nafakasına hükmolunması gerekirken önceki sona eren iştirak nafakasının artırılması suretiyle hüküm kurulması doğru değil ise de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün 1.fıkrasındaki "iştirak" ibaresi çıkartılarak yerine "yardım" ibaresi eklenmek suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 22.11.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : İştirak Nafakasının Azaltılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Tarafların Sarıyer Aile Mahkemesinin 2007/634 Esas 2007/764 Karar sayılı ilamıyla anlaşmalı boşandıkları; söz konusu karar ile ortak çocuk lehine yıllık 50.000,00 TL iştirak nafakasına, iştirak nafakasının her yıl protokolde belirtilen şekilde %20 oranında arttırılarak devamına karar verildiği; kararın 22.10.2007 tarihinde kesinleştiği, iştirak nafakasının azaltılması talebiyle açılan iş bu davanın 13.10.2016 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Yapılan incelemede, eldeki dava tarihi itibarıyla iştirak nafakasının azaltılmasını gerektirir koşulların oluşmadığı anlaşılmaktadır....
Ceza hukukunda ceza sorumluluğunun esaslarını düzenleyen genel hukuk hükümlerinin düzenlendiği Türk Ceza Kanunu'nun suça iştirak halini düzenleyen bölümde; suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her birinin fail olarak sorumlu olacağı; suça iştirak için kasten ve hukuka aykırı işlenmiş bir fiilin varlığının yeterli olduğu; suçun işlenişine iştirak eden her bir kişinin, diğerinin cezalandırılmasını önleyen kişisel nedenler göz önünde bulundurulmaksızın kendi kusurlu fiiline göre cezalandırılacağı hususu düzenlenmiş olup, iştirak fiilinde esas olanın fiil olduğu dikkate alındığında, davacı tarafından sahte belge düzenleme fiiline iştirak edilip edilmediğinin asıl borçlu şirket veya mükelleften bağımsız olarak değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) 2020/200 Esas-2020/400 Karar sayılı ilamı ile müşterek çocuk lehine verilen iştirak nafakasının kaldırılmasına, velayetin değiştirilmesi neticesinde müşterek çocuk lehine kullanılmak üzere davacı için aylık 500,00 TL iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı / vekili cevap dilekçesi sunmamakla beraber davalı anne velayet değişikliği ve iştirak nafakasının kaldırılması talebini kabul ettiğini, ancak aleyhe iştirak nafakası takdir edilmesi talebini kabul etmediğini belirtmiştir....