Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ceza hukukunda ceza sorumluluğunun esaslarını düzenleyen genel hukuk hükümlerinin düzenlendiği Türk Ceza Kanunu'nun suça iştirak halini düzenleyen bölümde; suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her birinin fail olarak sorumlu olacağı; suça iştirak için kasten ve hukuka aykırı işlenmiş bir fiilin varlığının yeterli olduğu; suçun işlenişine iştirak eden her kişi, diğerinin cezalandırılmasını önleyen kişisel nedenler göz önünde bulundurulmaksızın kendi kusurlu fiiline göre cezalandırılacağı hususu düzenlenmiş olup, iştirak fiilinde esas olanın fiil olduğu dikkate alındığında, davacının iştirak halinde bulunduğu şirketin sahte fatura ticareti faaliyetinde bulunup bulunmadığı (iştirak edilen fiil nedeniyle yapılan tarhiyatlara karşı açılmış dava varsa dikkate alınarak), bulunmuş ise iştirak fiilinin gerçekleşip gerçekleşmediği incelenerek karar verilmesi gerektiği sonucuna varıldığından, davacı adına kesilen cezanın, asıl fail adına düzenlenen ihbarnamenin...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Kasten öldürme ve bu suça iştirak, suç işlemek için örgüt kurma, yağma ve bu suça iştirak, kasten yaralama, fuhşa aracılık etmek, resmi belgede sahtecilik ve bu suça iştirak, iftira, nitelikli dolandırıcılık ve bu suça iştirak, suç delillerini gizleme ve yok etme, 6136 sayılı Kanuna muhalefet. HÜKÜM : I- Sanık ... hakkında; 1- Örgüt kurmak; mağdurlar Neriman Çağlar, ..., ,....,.....ve ...'na karşı fuhşa aracılık; sanık ...’in Çavdır ilçesinde işlediği resmi belgede sahtecilik ve iftira suçlarına örgüt yöneticisi sıfatı ile TCK.nun 220/5. maddesi gereği iştirak; sanık ...’in Aski ve mağdurlar ... ile ....' ya karşı işlediği resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarına örgüt yöneticisi sıfatı ile TCK.nun 220/5. maddesi gereği iştirak ve sanık ...’in Digitürk ve mağdur ...'...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Kasten öldürme ve bu suça iştirak, suç işlemek için örgüt kurma, yağma ve bu suça iştirak, kasten yaralama, fuhşa aracılık etmek, resmi belgede sahtecilik ve bu suça iştirak, iftira, nitelikli dolandırıcılık ve bu suça iştirak, suç delillerini gizleme ve yok etme, 6136 sayılı Kanuna muhalefet. HÜKÜM : A- Sanık ... hakkında; 1- Örgüt kurmak; mağdurlar ... ve ...'na karşı fuhşa aracılık; sanık ...’in; Çavdır ilçesinde işlediği resmi belgede sahtecilik ve iftira suçlarına örgüt yöneticisi sıfatı ile TCK.nin 220/5. maddesi gereği iştirak; sanık ...’in; Aski ve mağdurlar ... ile...' ya karşı işlediği resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarına örgüt yöneticisi sıfatı ile TCK.nin 220/5. maddesi gereği iştirak ve sanık ...’in; Digitürk ve mağdur ...'...

        Bozma sonrası yapılan yargılama sonrasında mahkemece bozmaya uyulmuş, ancak kadının çalışmaya başladığı gerekçesi ile işe giriş tarihinden itibaren ortak çocuklar yararına 100'er TL iştirak nafakasına hükmedilmiştir. İştirak nafakası her zaman yeni bir davayla istenebilir. Bozmaya uyulmuş olması, mahkemenin bozma gereğine göre işlem yapılmasını zorunlu kılar. Mahkemece, bozma ilamı gereği iştirak nafakası talebinin reddi gerekirken ortak çocuklar lehine iştirak nafakasına karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün, yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 27.12.2021 (Pzt.)...

          Davacı lehine iştirak nafakası ödediği çocuğun reşit olduğunu ve çalışmaya başladığını ileri sürerek hükmedilen iştirak nafakasının kaldırılmasını ve davalıya çocuğun çalışmaya başladığı tarihten itibaren ödememiş olduğu nafakaların iadesini talep etmektedir. TMK. 182/2. Maddesinde; "Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.” denilmektedir. Ayrıca kanunun 327- 334 maddeleri arasında ebeveynlerin mali yükümlülükleri düzenlenmiştir. İştirak nafakası çocuk reşit oluncaya kadar veli olan ebeveyne çocuğun giderlerine katkı amacıyla ödenen bir nafakadır. Çocuk 18 yaşını ikmal ettiğinde reşit olduğundan velininde velayet hakkı kalkar. Bu durumda hükmedilmiş olan iştirak nafakası da mahkeme kararına gerek olmaksızın kendiliğinden ortadan kalkar. Davacının iştirak nafakası talebi yönünden devam eden bir iştirak nafakası bulunmamaktadır. Bu talep yönünden karar verilmesine yer bulunmamaktadır....

          Davacı lehine iştirak nafakası ödediği çocuğun reşit olduğunu ve çalışmaya başladığını ileri sürerek hükmedilen iştirak nafakasının kaldırılmasını ve davalıya çocuğun çalışmaya başladığı tarihten itibaren ödememiş olduğu nafakaların iadesini talep etmektedir. TMK. 182/2. Maddesinde; "Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.” denilmektedir. Ayrıca kanunun 327- 334 maddeleri arasında ebeveynlerin mali yükümlülükleri düzenlenmiştir. İştirak nafakası çocuk reşit oluncaya kadar veli olan ebeveyne çocuğun giderlerine katkı amacıyla ödenen bir nafakadır. Çocuk 18 yaşını ikmal ettiğinde reşit olduğundan velininde velayet hakkı kalkar. Bu durumda hükmedilmiş olan iştirak nafakası da mahkeme kararına gerek olmaksızın kendiliğinden ortadan kalkar. Davacının iştirak nafakası talebi yönünden devam eden bir iştirak nafakası bulunmamaktadır. Bu talep yönünden karar verilmesine yer bulunmamaktadır....

          Bölge adliye mahkemesi kararının gerekçesinde; müşterek çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında iştirak nafakası miktarının az olduğu anlaşıldığından iştirak nafakası miktarına yönelik erkeğin istinaf talebinin reddine, iştirak nafakası miktarına yönelik kadının istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının 2 nolu bendinin iştirak nafakası yönünden kaldırılmasına, müşterek çocuk için kararın kesinleştiği tarihten itibaren aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasının her ay erkekten tahsil edilerek kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin ise reddine karar verildiği belirtilmesine rağmen hüküm kısmında tarafların "İştirak nafakasına" yönelik istinaf talepleri hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamış olması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....

            Ortak çocuk Yiğitcan'ın velayeti babaya verildiği ve yararına iştirak nafakasına hükmolunmadığı halde bu çocuk yararına hükmolunan iştirak nafakasının az olduğundan bahisle bozma kararı verilmesi doğru görülmemiştir. Ayrıca davacı-davalı kadın, dava dilekçesi ile ortak çocuk Efekan için 250 TL iştirak nafakası talep ettiği ve ilk derece mahkemesince Efekan yararına taleple bağlı kalınarak 250 TL iştirak nafakasına hükmolunduğu halde bu çocuk yararına hükmolunan iştirak nafakasının az olduğundan bahisle bozma kararı verilmesi de doğru olmamıştır (HMK md.26)....

              Bu durumda, mahkemece davacı-davalı anne aleyhine verilen iştirak nafakasının aylık 150 TL' yi geçmeyecek şekilde taktir edilmesi gerekirdi. Bu sebeple, mahkemenin son kararında, davacı-davalı anne lehine oluşan usuli kazanılmış hakkı dikkate almayarak daha fazla iştirak nafakasına hükmetmesi usule uygun olmamıştır. Hal böyle iken, sayın çoğunluğun, usuli kazanılmış hakka uyulmayarak verilen iştirak nafakasının dahi az olduğu yönündeki görüşünün, usul ve yasaya uygun olmadığını düşünüyorum. Yukarıda açıklanan sebeple , temyiz edilen hükmün iştirak nafakası yönünden davacı-davalı anne lehine bozulması gerekirken, aleyhine bozulmasına ilişkin sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum....

                Tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, , müşterek çocuğun yaşı, zorunlu öğrenim döneminde bulunması temel ihtiyaçları ile eğitim öğretim ihtiyaçları nazara alındığında hükmedilen aylık 550,00 TL iştirak nafakasının dosya kapsamına, hakkaniyete ve ölçülülük ilkesine uygun olduğu değerlendirilmiş, davacının nafaka miktarına yönelen istinafının reddine karar vermek gerekmiştir. Yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden yapılan değerlendirmede ise gerek müşterek çocuk için davalı lehine Ankara 20. Aile Mahkemesince bağlanan iştirak nafakasının kaldırılması talebi, gerekse de davacı lehine iştirak nafakasına hükmedilmesi talebi, velayet talebinin ferileri mahiyetindedir. Bu itibarla davacı lehine iştirak nafakasına hükmedilmesi, aleyhine mevcut olan iştirak nafakasının kaldırılması davacı lehine ayrı vekalet ücreti takdirini gerektirmez....

                UYAP Entegrasyonu