Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sulh Hukuk Mahkemesine dava açtığını, kayyım atama işleminin iptali ile tedbiren kayyım heyetinin faaliyetlerinin durdurulmasını dava ettiğini, dosyanın halen derdest olduğunu, mahkememiz tarafından "634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 33. maddesi doğrultusunda blok yöneticilerinin isimlerinden oluşan kayyım heyetinin faaliyetlerinin “tedbiren durdurulmasına" karar verildiğini, ...'in tedbir kararına karşı yapmış olduğu itirazın da reddedildiğini, tedbir kararına uyulmadığını, kayyımların yönetim kurulu tarafından iptal edilen 30/09/2014 tarihli bütçe toplantısını yaptıklarını, iş bu toplantının iptal edilmesine ve bütçe toplantısı olmasına rağmen yönetici seçimi yapıldığını, bunun da usûl ve kanuna aykırı olduğunu belirterek 30/09/2014 tarihli genel kurulda alınan kararların yok hükmünde olduğunun tespiti ile ..., ... ... ... ve ... ... oluşan yönetim kurulunun görevinin devam ettiğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    kat malikleri kurulu toplantısının yok hükmünde sayıldığının tespitine, toplantıda alınan kararların iptaline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

      bulunmadığından şirket yönetimine kayyum atanması gerektiğini, öncelikle şirketin tüm mal varlığının tespiti ile şirket bünyesindeki aktif mal varlığının muhafazası ve pasif mal varlığının müvekkilin zararına olacak şekilde arttırılmasının engellenmesi amacıyla üçüncü kişiler lehine temlik ve sınırlayıcı hakların kurulmasını engelleyici ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yönetim kurulu başkanı ...'...

        Bu durumda mevcut mevzuat nazara alındığında, iflas erteleme talebinin 20.07.2016 tarihinden önce yapılmış olması halinde; talepte bulunan şirketin veya kooperatifin borca batık olması ve iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı görülmesi, kayyım tarafından üç aylık dönemlerde ibraz edilen raporlara göre şirketin durumunun iyiye giderek iflas halinden kurtulmasının mümkün olduğu izleniyor ise bu durumda iflas erteleme kararı da verilemeyeceği için dosyanın elde bekletilmesi ancak iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı görülmemesi, bekleme süresinde alınan kayyım raporlarına göre şirketin iflas halinden kurtulmasının mümkün bulunmaması ve nihayet İİK'nın 179/b-4 maddesinde belirlenen sürenin de dolması halinde ise şirketin veya kooperatifin İİK'nın 179/b-5 maddesi uyarınca iflasına karar verilmesi gerekmektedir....

          Temyiz Eden: Davacı vekili Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, site ortak giderinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davacı işletme kooperatifi başkanlığı; davalı site yönetimince ödemesi gereken 30.572,78 YTL giderin kendilerince sebepsiz olarak ödendiğini, yanlışlıkla davalı site yönetimine fatura edilmediğini ileri sürerek, bu paranın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı site toplu yapı yöneticiliği; davanın zamanaşımına uğradığını, kendilerinin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını, davanın tüm kat maliklerine hitaben açılması gerektiğini, davanın reddine karar verilmesini cevaben bildirmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ve davacı vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava dilekçesinde, davalının site yönetiminin aldığı hiç bir karara uymayarak ve temel borcu olan aidat ve site ortak giderlerine katılma v.s. borcunu uzun süreden beri keyfi olarak ve haksız yere ödemediğini bu nedenle davalı aleyhine ..... İcra Müdürlüğünün 2015/14875 sayılı dosyası ile icra takibi yaptıklarını, davalının haksız yere söz konusu takibe itiraz ettiğini, itirazın iptaline, Kat Mülkiyeti Kanununun 20. maddesine göre asıl alacağa aylık % 5 faiz işletilmesine, takibin devamına, haksız yere itiraz sebebi ile alacak likit olmakla da ve % 20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili istenilmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, davalı eski yöneticinin uhdesinde kalan ortak gider alacaklarının tahsiline yönelik takibe itirazın iptalini istemiş mahkemece, davalının davacı sitede yöneticilik yaptığı dönemde, site üyelerinden 8.600 TL tahsil ettiği, tahsil ettiği bu miktardan ...07.2012 tarihinde site yönetimine ...000,00 TL ödemede bulunduğu, bakiye kalan 6.600,00 TL borcunu siteye yönetimine ödemediği, borcun ödenmesi konusunda ödeme emrinde tanınan sürenin sonuçsuz kaldığı, davalının uhdesinde tuttuğu bakiye 6.600,00 TL borcuna takip tarihi itibarıyla 690,02 TL faiz tahakkuk ettiği, dolayısıyla davacının davalıdan toplam 7.290,02 TL alacaklı olduğu ve borcun ödenmediği gerekçesiyle...

                Kat Mülkiyeti Yasasının 20. maddesinin (c) bendi gereğince kat malikleri ortak yer veya tesisler üzerindeki kullanma hakkından vazgeçmek veya kendi bağımsız bölümünün durumu dolayısıyla bunlardan faydalanmaya lüzum ve ihtiyaç bulunmadığını ileri sürmek suretiyle bu gider ve avans payını ödemekten kaçınamaz. Ancak, sorumluluğun kapsamının belirlenebilmesi için kat malikleri kurulu kararı ve işletme projesinin incelenmesi, gecikme tazminatından sorumlu olunabilmesi için de bağımsız bölüm malikinin aidatların belirlendiği kat malikleri kurulu toplantısına katılması veya toplantıya katılmamış olsa bile kat malikleri kurulunda alınan kararların ya da işletme projesinin kendisine tebliğ edilmiş olması gerekir. Dosyadaki belgelerden takip konusu aidatların hangi aylara ait olduğu anlaşılamamış, kat malikleri kurulu kararlarına davalının katılıp katılmadığı alınan bu kararların davalıya tebliğ edilip edilmediğine ilişkin belgeye de rastlanmamıştır....

                  yönetici atanmasına dair kat maliklerinin oy birliği ile alınmış bir kararı olmadığını, iptali istenilen 12/09/2018 tarihli toplantısının usulüne uygun yapılmadığını, yönetim oluşturulması ve yönetici atanması gündemiyle olağan genel kurul ya da olağanüstü genel kurul talebiyle kendisine usulüne uygun tebliğ yapılmış toplantı çağrı kağıdı olmadığını, usulüne uygun çağrı ile çağrılmayan ve tüm kat maliklerinin katılımıyla gerçekleşmeyen 12/09/2018 tarihli toplantının yok hükmünde olup, alınan kararların geçersiz olduğu, bildirerek usulüne uygun çağrı yapılmayan 12/09/2018 tarihli genel kurulu toplantısının ve genel kurulda alınan tüm kararların ve davalının yöneticiliğinin iptaline, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                  Dava, 3561 sayılı Kanuna dayalı olarak açılan kayyım atanması istemine ilişkin olup, anılan Kanunun 1. maddesinde amaç, bir kimsenin uzun süreden beri bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi nedeniyle malvarlıkları üzerinde ... menfaatinin korunmasını sağlamak üzere, mahallin en büyük mal memurunun kayyım olarak atanması, yetkileri, yetki devri, kayyımlık mallarının yönetimi ve giderleri, kayyım ve görevli personele ödenecek ücretler ile diğer hususlara ilişkin usul ve esasları düzenlemek şeklinde açıklanmış; 2. maddesinde ise, 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun 427. maddesine göre, bir kimsenin uzun süreden beri bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi veya ortada bulunmayan ve miras açıldığında sağ olup olmadığı ispatlanamayan mirasçının payının resmen yönetilmesi amacıyla kayyım atanmasının gerektiği hallerde, vesayet makamının bu kimselerin malları üzerinde Hazinenin hak ve menfaati bulunup bulunmadığını, mahallin en büyük mal memurluğundan araştıracağı...

                    UYAP Entegrasyonu