- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında araç alım satım sözleşmesi imzalandığını, bakiye alacağın tahsili için girişilen icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini davalının asıl alacağa yönelik itiraz haklarını saklı tutarak icra dairesinin yetkisine, işlemiş faize ve faiz oranına itiraz ettiğini, müvekkilinin ikametgahı İzmir olduğu için icra dairesinin yetkisine yönelik itirazının yerinde olmadığını, işlemiş faize yinelik itirazı kabul ettiklerini, bu konuda davalarının bulunmadığını, faiz oranına yönelik itirazın taraflar tacir olduğu için yerinde olmadığını ileri sürerek itirazın iptaline, takibin asıl alacak üzerinden devamına, %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Kadastro Mahkemesi'nin E.2013/43 sayılı dosyası üzerinden hükme bağlanan kadastro tespitine itiraz davasında davalının davacıya 6.000 Dolar borçlu olduğunu ikrar ettiği, 2.000 Dolar ödeme yaptığını ispatlayamadığı, yemin deliline de dayanmadığı, kadastro tespitine itiraz davasının açıldığı tarihten itibaren işlemiş faiz talebinde bulunulmuş ise de ödeme emrinin tebliği ile borçlunun temerrüde düştüğü gözetildiğinde işlemiş faize ilişkin takibin iptali gerektiği, davanın kısmen kabulü ile 2.000 ABD Doları karşılığı 4.750,00 TL'ye yönelik takibe itirazın iptaline, işlemiş faize ilişkin takibin iptaline,denilmiştir....
Dairemiz bozma ilamında özetle: “... davalının takip öncesi temerrüde düşürülmediğinin kabulü ile tarafların tazminat istemlerinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, davalının asıl alacağı kabulle, işlemiş faize itiraz ettiği, davanın işlemiş faize yönelik olduğu, buna rağmen asıl alacak üzerinden hüküm kurulamayacağı...” hususlarına değinilmiştir. Bu durumda mahkemece bozma ilamı doğrultusunda; davalının temerrüdünün bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne şeklinde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 17.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı borçlu, borcun tamamına yönelik itirazında takibe konu edilen işlemiş faiz yönünden de, temerrüt faizini kabul etmediklerini, temerrüt faizi talep edilemeyeceğini, temerrüde düşürülmeden faiz talep edilemeyeceğini, bu nedenle faize, faiz oranına itiraz ettiğini belirtmiştir. Davalı takibe itirazında, asıl alacağın yanında işlemiş faiz miktarına ve faiz oranına itiraz ettiğine göre, davacı alacaklının, işlemiş faize ilişkin talebininin haklı olup olmadığına ilişkin bilirkişi incelemesi yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davalının işlemiş faize ilişkin itirazları değerlendirilmeden yazılı şekilde takibe konu miktarın tamamı üzerinden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır....
HD. 29.01.2013, 2012/25379 E., 2013/1812] yalnızca işlemiş faize itiraz edildiği halde genel anlamda itirazın iptali istenmesinde hukuki yarar bulunmadığını, davanın usulden reddinin gerektiğini, davacı tarafın işlemiş faiz isteminin haksız olduğunu, icra dosyalarına karşı yapılan itirazlarda, asıl alacağın kabul edildiğini, işlemiş faize itiraz edildiğini, kötü niyetli olarak yalnızca bir kısım ödemelerin yapıldığından söz edildiğini, devamında ise, faturaya itiraz süresinden ve mutabakat metinlerinden bahsedildiğini, itiraz dilekçesi okunursa yersiz olduğunun fark edileceğini, uyuşmazlığın özünün, talep şartları oluşmadığı halde işlemiş faiz istenmiş olması olduğunu, fatura, mutabakat metni vs hususlar ile uyuşmazlığı özünden uzaklaştırma gayreti olduğunu, davacı tarafın davalının bir kısım ödeme yapıldığı iddiasının muğlak, itirazın haksız olduğuna dair iddianın ise yersiz olduğunu, ... sayılı dosyasında işlemiş faizin oranına yer verilmediğini, işlemiş faize ilişkin istemlerin haksız...
Mahkemece takibe yapılan itiraz yerinde görülmemiş, itirazın iptâline ve takibin devamına karar verilmiştir. Ne var ki icra takibinde talep konusu yapılan işlemiş faize de faiz isteği olduğu dikkate alınmayarak, faize faiz yürütülmesine neden olacak şekilde ve BK'nın 104/son maddesine aykırı olarak işlemiş faize de tekrar faiz yürütülmesine karar verilmesi doğru olmamşıtır. Bunun yanında sözleşme ilişkisinden doğan alacaklarda yanlar arasında kararlaştırılmışsa kesin vade tarihinden, aksi takdirde borçlunun BK'nın 101. maddesi uyarınca temerrüde düşürüldüğü tarihten itibaren faiz yürütülebilir. Somut olayda da taraflar arasında eser sözleşmesinin bulunduğu sabittir. Dosya kapsamındaki kanıtlara göre ise davalı, davacının gönderdiği 12.05.2008 gün ve 23899 yevmiye numaralı Kartal 3. Noterliği'nce düzenlenen ve miktar belirterek ödeme istemi içeren azilname ile temerrüde düşmüştür....
-TL borçlu olduğunun belirlendiği, ancak davalının icra takibindeki itiraz dilekçesinde faize açıkça itiraz etmediği, bu nedenle işlemiş faiz istemi yönünden talebin kabulü gerektiği gerekçesiyle davalının icra takibine itirazının iptaline, takibin 2.968,14.-TL asıl alacak, 165,07.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.133,21.-TL üzerinden devamına, asıl alacağın %40’ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Mahkemece davalının icra takibinde faize açıkça itiraz etmediğinden bahisle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de davalı icra takibinde borcun tamamına itiraz ettiğinden mahkemenin bu yöndeki gerekçesi yerinde değildir....
na kredi kullandırıldığının tespit edildiği, asıl alacağa ve faize itiraz eden davalı ...'un 20.05.2002 tarihli kredi genel kredi sözleşmesinde imzasının bulunduğu, 05.10.2005 tarihli sözleşmede ise imzasının bulunmaması nedeniyle, bu davalı yönünden husumet yönünden davanın reddine karar verildiği, davalı ...'ın asıl alacağa bir itirazı bulunmadığından asıl alacak yönünden takibin kesinleştiği, ancak bu davalının 05.10.2005 tarihli sözleşmede imzasının bulunmaması nedeniyle, işlemiş faize yönelik itirazı yerinde görüldüğünden, ... yönünden davanın husumet yokluğundan reddine karar verildiği, davalı ... Uygun'un 48.604,23 TL asıl alacak, 233.518,29 TL işlemiş faiz borcunun bulunduğu, sadece işlemiş faiz alacağına itiraz eden davalı ...'...
Davalı vekili, müvekkilinin itirazının 1.947,00 TL olan asıl alacağa ilişkin olmayıp sadece faize ilişkin olduğunu, davacının da faize ilişkin itirazın iptalini talep etmediğini, 1.947,00TL'lik itirazın iptalini talep ettiğini,, asıl alacağa yönelik bir hukuki uyuşmazlığın olmaması nedeniyle davanın reddine ve %40 kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre; davalının asıl alacağa yönelik bir itirazı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davalı ilamsız icra takibine konu edilen asıl alacağa itiraz etmemiş, icra dairesinin yetkisine, işlemiş faize ve faiz oranına itiraz etmiştir. Bu durumda mahkemece icra dairesinin yetkisi, işlemiş faiz ve faiz oranı değerlendirilerek uyuşmazlık karara bağlanmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından, borçlu hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığı, borçlunun borca, işlemiş ve işleyecek faiz miktarına ve faize faiz işletildiğine itiraz ettiği, ayrıca zamanaşımı itirazında bulunduğu, mahkemece, borca itiraz ile zamanaşımı itirazının reddine karar verildiği, diğer itirazlar konusunda bir karar verilmediği anlaşılmıştır....