Uyuşmazlıkta, davacının 2577 sayılı Kanun'un 7. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca düzenleyici işlem, uygulanan işlem yahut hem düzenleyici, hem de uygulanan işlem aleyhine birlikte dava açma konusunda seçimlik hakkı bulunmaktadır. Buna göre, davacı tarafından yalnızca düzenleyici işlem niteliğinde olan 18/11/2015 tarih ve 29536 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan "Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik"in 1. maddesinin 04/06/2010 tarih ve 27601 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan "Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği"nin "Tanımlar" başlıklı 4. maddesinin birinci fıkrasının (z) bendinin değiştirilmesine ilişkin kısmının iptal edilmesinin talep edildiği; öte yandan, dava dilekçesinde, davacı adına tesis edilen son birel işlemin, … tarih ve … sayılı dilekçe ile idareye 2577 sayılı Kanun'un 10. maddesi uyarınca yapılan başvurunun zımnen reddedilmesine ilişkin işlem olduğu belirtilmektedir....
Davacı yan, kredi sözleşmelerinde yer alan masraf tahsiline ilişkin hükümlerin genel işlem koşulu niteliğinde olmakla geçersiz olduğunu ileri sürerek, istirdat isteminde bulunmuş, mahkemece verilen ilk kararla, sözleşmelerde yer alan söz konusu hükümlerin genel işlem şartı olduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece uyulmasına karar verilen Dairemiz bozma ilamında, TBK’nın yürürlüğünden önce 03.02.2011 tarihinde imzalanan sözleşmeye TBK’nın genel işlem şartına ilişkin hükümlerinin uygulanamayacağı, 18.09.2012 tarihli sözleşme bakımından ise genel işlem koşuluna ilişkin hükümlerinin uygulanacağı belirtilerek, 18.09.2012 tarihli sözleşmeye ilişkin genel işlem koşulu denetimi yapılması gerektiği, sözleşme hükmünün bu nitelikte olduğunun tespiti halinde ise hükmün yazılmamış sayılması sebebiyle ortaya çıkan boşluğun doldurulması suretiyle karar verilmesi gerektiğine işaret edilmiştir....
KARŞI OY Sorun, davalı bankanın, Merkez Bankasının Tebliği uyarınca ilanını ve yayınını yaptığı masraf vb. ücretlerin genel işlem koşulu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Sözleşmelerde pazarlık sonucu oluşan ücret (faiz) dışında tüm masraf vb. ücretler, sözleşmenin ileride çok sayıda benzer sözleşmede kullanmak amacıyla önceden, tek başına hazırlanarak karşı tarafa sunulması durumunda genel işlem koşuludur (TBK.m.20/1). Bu durum karşısında, Merkez Bankasının tebliği uyarınca davalı banka tarafından ilan edilen ve internet sitesinde yayınlanan ve faiz dışında kalan masraf ve benzeri ücretler genel işlem koşulu ve denetimine tabidir. Bunların Merkez Bankası tebliği uyarınca ilanı ve yayımlanması genel işlem koşulu olmamaları sonucu doğurmaz. Bu nedenle Merkez Bankası tebliği uyarınca ilanı ve yayımı yapılan masraf vs. ücretlerin genel işlem koşulları bakımından yürürlük (kapsam), yorum ve içerik denetimine tabi tutulması gerekir....
Her ne kadar davacı vekilince işlem sırasında müvekkilinin bankada dahi olmadığı ileri sürülmüşse de, hem davalı Banka tanıklarının beyanları, hem de davacı asılın 21.06.2010 tarihli oturumdaki, bankaya kendisinin de girdiği, hatırladığı kadarıyla bir şeye imza attığı, ancak neyi imzaladığını bilmediği yönündeki beyanı karşısında, davacının işlem tarihinde davalı bankaya girdiğinin kabulü gereklidir....
Temyizen incelenen kararın, davacının dava konusu işlem nedeniyle uğradığı maddi kayıplarının ödenmesine ilişkin kısmı dışında kalan kısımları usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. İstinaf Mahkemesi kararının, davacının dava konusu işlem nedeniyle uğradığı maddi kayıplarının ödenmesine ilişkin kısmı bakımından; İdari yargılama hukukunun temel ilkeleri ve yerleşik yargı içtihatları gereği; idari yargı mercilerince verilen iptal kararları, geriye yürür ve idari işlemi tesis edildiği andan itibaren hiç tesis edilmemiş gibi ortadan kaldırır. İptal edilen işlem hiç yapılmamış sayıldığı için ilgilinin, işlem nedeniyle uğradığı parasal ve özlük hak kayıplarının karşılanması gerekmektedir....
Muvazaada, daima, görünüşte var olan, ancak taraflarca gerçekte asla istenmeyen, salt üçüncü kişilere yanlış kanaat verip onları aldatmak amacıyla yapılmış bir hukuki işlem ile, bu işlemin aralarında geçerli olmadığına ilişkin bir muvazaa anlaşması mevcuttur. Bazı durumlarda, bu ikisine ek olarak, tarafların gerçek iradelerine uygun olan (tarafların gerçekte istedikleri), ancak, çeşitli nedenlerle görünen işlemin arkasına sakladıkları bir gizli işlem daha bulunur. Taraflar arasında bir gizli işlemin bulunup bulunmadığına göre bakılarak, muvazaanın iki türünden söz edilir: Tarafların, kendi aralarında geçerli herhangi bir hukuki işlem yapmak istemedikleri halde, salt üçüncü kişilere, aralarında bir hukuki işlem varmış gibi görünmek için işlem yapmaları halinde mutlak (basit) muvazaa söz konusu olur....
Kurumsal Bilgi İşlem Hizm. San. Tic. Ltd. Şti. ve Davalı ... Temyizi Yönünden 1-Dosyadaki yazılara, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda karar verilmiş olmasına göre davalı Bakanlığın tüm, davalı ... Kurumsal Bilgi İşlem Hizmetleri San. Tic. Ltd. Şti.’nin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Mahkemece hükmüne uyulan bozma ilâmında, davacının ara alt işveren olan davalı ... Kur. Bil. İşlem Hizm. San. Tic. Ltd. Şti.’de 01.01.2014-31.03.2014 tarihleri arasında çalıştığı, bu Şirketin davacının kıdem tazminatı alacağından devir tarihindeki ücreti ve kendisinde çalışılan süre dikkate alınarak yapılacak hesaplama doğrultusunda sorumlu olduğu belirtilmiştir. Mahkemece bozma ilâmına uyulmasına karar verilmiş olmasına rağmen davalı ... Kurumsal Bilgi İşlem Hizmetleri San. Tic. Ltd. Şti. tüm dönemi kapsayan kıdem tazminatından sorumlu tutulmuştur. Davalı ... Kurumsal Bilgi İşlem Hizmetleri San. Tic. Ltd. Şti.'...
Bölge İdare Mahkemesi kararının, İdare Mahkemesi kararının işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal ve özlük hakların davacıya ödenmesine ilişkin kısmına yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin kısmının incelenmesi: Davacı tarafından, dava konusu işlem nedeniyle çalışamadığı sürelere ilişkin yoksun kaldığı ücret ve sosyal haklarının ödenmesi istenilmiş, İdare Mahkemesince işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal ve özlük hakların davacıya ödenmesine karar verilmiş ve Bölge İdare Mahkemesince davalı idarenin istinaf başvurusu reddedilmiştir....
Yukarıda belirtilen Kanun hükümleri bir arada değerlendirildiğinde; 2577 sayılı Kanun'un 7. maddesi, ilgililerin menfaatini ihlal eden bir idari işlemin kurulması durumunda bu işlemin iptali istemiyle açılan davalarda göz önüne alınacak genel dava açma süresini düzenlemekte; 11. maddesi, hakkında idari işlem kurulan ilgililerin idari dava açmadan önce işlemin "kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması" istemiyle yapabilecekleri başvuruların süresine ve başvuru durumunda dava açma süresinin nasıl hesaplanacağına yönelik kurallar getirmekte; Kanun'un 10. maddesi ise, önceden idari bir işlem kurulmadığı durumlarda, idari bir işlem kurulması istemiyle idareye yapılan başvurular üzerine açılacak davalarda süre yönünden uygulanması gereken kuralları belirlemektedir....
ve düzenlemenin iptaline, işlem nedeniyle uğranılan parasal kayıpların her ay için ödenmesi gereken tarihlerden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir....