Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince; "Davanın KABULÜ ile; davacının, davalı kuruma 2000 yılı 02, 05, 07, 08, 09, 11, 12 dönemi için 356,86- TL prim borcu ve 8.827,78- TL gecikme zammı, 2001 yılı 01, 08, 09, 10, 11 dönemi için 396,00- TL prim borcu ve 7.270,55- TL gecikme zammı, 2002 yılı 01, 02, 03 dönemi için 178,86- TL pirim borcu ve 2.599,57- TL gecikme zammı bakımından BORCU OLMADIĞININ TESPİTİNE" karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını, dava konusu prim borçlarının 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, zamanaşımı sürelerinin dolmadığını, davalı kurum harçtan muaf olduğu halde aleyhine harca hükmedildiğini, mahkemece verilen kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek, kararın istinaf incelemesi ile kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir....

seri numaralı 05/06/2021 tarihli 121.000,00 TL bedelli ve ... ... şubesi ... seri numaralı 05/07/2021 tarihli 121.000,00 TL bedelli iki adet çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti ve çeklerin iptali istemine ilişkindir. Davacı taraf davalının aralarında düzenlenen sözleşme gereği şantiye çalışma alanların trapez sac ile kapama yapılması işini üstlendiğini, davalı tarafın şantiye sahasında hiç bulunmadığı ve işe hiç başlamadığının tespit edildiği, keşide edilen ihtarname ile verilen süreye rağmen işe başlanmadığını, bu nedenle sözleşme kapsamında verilen çeklerin bedelsiz kaldığını belirterek çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti, çeklerin iptali ve dava konusu çekler hakkında bankaya ibrazı halinde ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Davalı tarafa çıkarılan tebligatın davalıya usul ve yasaya uygun şekilde tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafın cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davacı aleyhine başlatılan icra takibinin iptali ile davacının borçlu bulunmadığının tespitine ilişkindir. Davalı tarafından varlığı iddia edilen bir hukukî ilişkinin mevcut olmadığının (yok olduğunun) tespiti için açılan davaya menfi (olumsuz) tespit davası denir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukuku El Kitabı (Kuru-El Kitabı), İstanbul 2013, s. 346).Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır....

      GEREKÇE : Dava davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Öncelikle uyuşmazlığa konu menfi tespit davası ve kötü niyet tazminatına ilişkin yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır. Borçlu, aslında borçlu olmadığı veya borçlu olmadığına inandığı bir borcu ödememek için, alacaklının takip yapmasını veya dava açmasını bekleyebilir. Bu durumda aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine itiraz edebilir ve itiraz üzerine takip duracağından, alacaklı bu itirazı bertaraf ettirmek için harekete geçtiğinde, alacaklının itirazın iptali veya kaldırılması talebi üzerine, borçlu bu konudaki savunmalarını genel mahkemede veya icra mahkemesinde ileri sürebilecektir. Diğer hâlde borçlu, alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunması hâlinde borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir (İİK. m. 72/2)....

        "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi KARAR Dava, Kurum işleminin iptali ve borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde işlem iptaline ilişkin dava konusuz kalmakla karar verilmesine yer olmadığına, 11659 takip nolu ödeme emri nedeni ile 840,94 TL idari para cezası davalı idareye boçlu olunmadığının tespitine karar vermiştir. Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....

          Bankası Ulus şubesindeki hesabına yatırıldığını davalılar arasında muvazaalı ve namı müstear işlemler yapıldığını belirterek bunların tespitini istediği, davacı İdarenin vergi alacaklısı olarak tespit davası açmakta hukuki menfaatı bulunduğundan mahkemece davanın esasına girilerek tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisinden de yararlanılarak taraf delillerinin toplanması, borçlu ve üçüncü kişi davalılar ile dava dilekçesinde bahsi geçen şirketler arasında maddi ve hukuki organik bağ bulunup bulunmadığı, muvazaalı işlem ve nam-ı müstear olarak yapılan işlem bulunup bulunmadığı belirlenerek, talebinde şirketlerin davalılara ait olduğunun tespiti ile alacağını almak için hukuki işlemler yapma isteği düşünülmesi sonucuna göre karar verilmesi gereğine değinilmiş olup, bozmadan sonra yargılamanın devam ettiği anlaşıldığından somut olayın özelliğine göre sözü edilen bu dosyada davalılar arasında muvazaalı işlem ve nam-ı müstear olarak yapılan işlem bulunduğunun tespiti halinde, varılan sonuca...

            İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : "Davanın KISMEN KABUL,KISMEN REDDİ İLE,davacı tarafın dava konusu ettiği 10120808 abone nolu 06/03/2017 tarihli 30.932,20.TL lik faturadan kaynaklı davacının BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİ İLE ; yine 10120817 abone nolu 27/02/2017 tarihli 52.727,30.TL lik faturanın 04/06/2018 havale tarihli bilirkişi raporu ile dava konusu dönem fatura bedelinin 28.476,36.TL olarak tespit edilmiş olup davacı tarafın bu faturada tahakkuk ettirilen borcun 24.250,94 TL'lik kısmından BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİ İLE tespit edilen 24.250,94 TL alacak miktarı için FATURANIN İPTALİNE,. 2- Davacının 10120817 abone nolu 27/02/2017 tarihli fatura sebebiyle ödediği 49.508,20 TL'den borçlu olduğu 28.476,36 TL'nin mahsubu ile; 21.031,84- TL nin dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, " şeklinde karar verildiği görülmüştür....

            Bu nedenle davacı T1 yönünden davalı bankanın Kırşehir İcra Müdürlüğü'nün 2018/81 esas takip sayılı dosyası yönünden yapmış olduğu takipten ötürü borçlu olmadığının tespiti yerine yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır. Yukarıda Dairemizce re'sen yapılan hesaplamaya göre; davacı T2'ın 2018/81 ve 82 esas sayılı dosyalarında davacı T1'ın ise 2018//82 Esas sayılı dosyasında, takip tarihi itibariyle 14.816,36 TL asıl alacak x % 33,12 x 75 / 36.500 = 1.008,32 TL temerrüt faizi, 50,41 TL %5 BSMV ile 275,54 TL masraf olmak üzere toplam 16.149,63 TL borcu bulunduğu anlaşılmakla davacı T2 yönünden Kırşehir İcra Müdürlüğü'nün 2018/81 ve 82 Esas sayılı takip dosyalarında 513,07 TL borçlu olmadığının tespiti ve davacı T2 yönünden ise Kırşehir İcra Müdürlüğü'nün 2018/82 Esas sayılı takip dosyasında 513,07 TL borçlu olmadığının tespiti yerine yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması da yerinde değildir....

            Somut olayda; Bakırköy 8. icra Dairesinin 2011/4492 esas sayılı dosyasında T7 Şirketi , borçlu Teksfil İplik Örme San. Ve Tic. A.Ş., borçlu Tunç Özkan, borçlu T3, borçlu T2 aleyhine kambiyo senedine dayalı olarak takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçlulara ayrı ayrı tebliğ edildiği, takibin kesinleşmesi üzerine farklı tarihlerde davacılar Tunç Özkan, T3 ve T2 üzerinde bulunan taşınmaz yahut taşınır mal var ise haczedilmesine ilişkin alacaklı vekili tarafından talepte bulunulduğu anlaşılmaktadır....

            Davalı borçlu ... vekili, müvekkili hakkındaki icra takiplerinde ödeme emri tebliğ edilmediğinden takiplerin kesinleşmediğini, kat’i aciz belgelerinin iptali için açtıkları davaların derdest olduğunu, usulüne uygun alınmış aciz belgesi bulunmadığını, tasarrufun borçtan önce yapıldığını, müvekkilinin asıl borçlu şirketteki hisselerini 16.1.2009 tarihinde devrettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Diğer davalılar savunma yapmamıştır. Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre; davalılar arasındaki akrabalık ve arkadaşlık ilişkileri gözönüne alındığından dava konusu tasarrufların bağış niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK’nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davaların dinlenme koşulları arasında borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, geçici veya kat’i aciz belgesinin sunulmuşu olması gereklidir....

              UYAP Entegrasyonu