Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafından açılan davanın senet iptali davası olup menfi tespit davası olmadığını, senet iptali davasının zamanaşımını kesmeyeceğini, bu dava kapsamında takibin durdurulmasına yönelik tedbirin 18/07/2013 tarihinde kaldırılmasından sonra 14/04/2014 tarihinde satışın durdurulmasına karar verildiğini, bu durumda davalının satış dışındaki diğer icra ve haciz işlemlerine devam etmesi mümkünken bu tarihten itibaren takipte işlem yapılmadığını, davalının iddia ettiği dava ve şikayetlerin zamanaşımını kesecek nitelikte olmadığını bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 33/a ve 71/2. maddeleri uyarınca, icra takibinin kesinleşmesinden sonra, alacağın zamanaşımına uğradığı iddiasıyla icranın geri bırakılması istemine ilişkindir....

Av. ... aralarındaki asıl menfi tespit ve birleşen itirazın iptali davaları hakkında ... 9. Asliye Ticaret Mahkemesi'nden verilen 15/02/2016 gün ve 2014/352 E. - 2016/80 K. sayılı hükmün davacı/birleşen davada davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu. - KARAR - 1-Birleşen her dava bağımsızlığını korur. Bu ilkeden hareketle yargılama giderlerine ayrı ayrı hükmedilir. Bu durumda her bir dava bakımından ayrı ayrı temyiz başvuru harcı ile temyiz harcının alınması gerekmektedir. Hükmü temyiz eden asıl davada davacı ... birleşen itirazın iptali davasında davalı vekilinin birleşen dava olan itirazın iptali davasına ilişkin verilen kabul kararı yönünden nispi temyiz harcı ile temyiz başvuru harcını yatırmadığı anlaşılmış olup bu harçlar ödenmedikçe müteakip işlem olan temyiz incelemesine başlanamayacağından, HUMK’un 434/3. maddesi gereği işlem yapılması, 2-Heyetçe incelenmesine gerek görülen ... 11....

    Dava, İİK 72/2.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasıdır. Davacı vekili dava dilekçesinde çekten kaynaklanan menfi tespit ve istirdat davalarının arabuluculuk dava şartına tabi olmadığını belirterek,Yargıtay11. Hukuk Dairesinin 2019/3048 E- 2020/1093 K sayılı kararına atıf yapmış ise de; 05 Nisan 2023 tarih ve 32154 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7445 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 31, 34, 36, 37, 38 ve 41. maddeleri 01 Eylül 2023 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu kapsamda; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması 01 Eylül 2023 tarihinden itibaren dava şartıdır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, Yapı Kredi Bankasına ait 21.06.2001 keşide tarihli 8.500,00 TL bedelli çek nedeni ile davalı tarafından hakkında Edremit 1. İcra Müdürlüğünün 2001/2072 Esas sayılı dosya ile başlatılan icra takibine karşı açtığı menfi tespit davası sonucunda kapatılan Havran Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/129 Esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine dair verilen hükmün 10.09.2012 tarihinde kesinleştiğini, ancak icra takibi devam ettiği için adına kayıtlı 217 ve 196 parsel sayılı (ifrazen 1966, 1967 ve 1968 parsel) taşınmazların mülkiyetinin davalıya geçtiğini, söz konusu çek nedeni ile borçlu bulunmadığı anlaşıldığından tapunun devir işlemlerinin geçersiz olduğunu ileri sürerek çekişme konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....

        Tasarrufun iptali davasından sonra açılan menfi tespit davasının sonucunu beklemeye gerek yok ise de anılan davanın 25.09.2013 tarihinde karara bağlandığı görülmektedir. Bu durumda, menfi tespit davasında verilen kararın kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. 2-Bozma nedenine göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 11.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Alacaklının 23/06/2015 tarihli bu müdürlük kararının iptali ile talebi gibi işlem yapılması yönündeki icra mahkemesine yaptığı bu şikayetin de İİK 72/4 maddesine göre menfi tespit davasının reddi kararı ile ihtiyati tedbirin re’sen kalkacağı, kesinleşmesine gerek olmadığı için teminat mektubunun paraya çevrilmesi gerektiğini ileri sürmüştür....

            O halde özellikle takipte kötü niyet unsurunu belirlerken alacaklının takip talebi anındaki iradesi yerine süreç içerisindeki genel tutum ve davranışını baz alarak borçluyu menfi tespit davası açmak zorunda bırakıp bırakmadığını tespit etmek hakkaniyete ve kanun koyucunun iradesine daha uygun düşecektir. Yukarıda anlatılanlar çerçevesinde somut olayımıza dönecek olursak; davalı banka tarafından 17.09.2018 tarihinde ihtiyati haciz kararı alındığı, infazının istendiği, akabinde 21.09.2018 tarihinde davacı hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığı, 01.10.2018 tarihinde davacının süresinde borca itiraz ettiği, 09.10.2018 tarihinde iş bu itirazın davalı banka vekiline tebliğ edildiği, bu aşamadan sonra banka tarafından itirazın kaldırılması veya iptali davası açılmadığı, icra dosyasında işlem yapılmadığı, eldeki menfi tespit davasının ise ödeme emrine itirazdan bir gün sonra 02.10.2018 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır....

              "İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, Kurum işleminin iptali, menfi tespit (muhtaçlık durumunun bulunmadığından bahisle davacıya gönderilen borç tahakkukuna ilişkin işlem) tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıdan alınmasına, 18.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/307 Esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açıldığını, müvekkilinin haciz tehdidi altında olduğundan dosya borcunun tamamı yatırıldığını, dosyadaki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı alındığını, menfi tespit davasının henüz kesinleşmediğini, yatırılan teminatın itirazın iptali davasına ilişkin olmadığını, teminatın menfi tespit davasına ilişkin olduğunu ve menfi tespit davası kesinleşmediğinden teminatın alacaklıya ödenmemesi yönündeki icra işlemi yerinde olduğunu, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; dosya kapsamında iadesi istenen teminatın Antalya 2....

                Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Kanun koyucu tarafından, tahsil edilmesi istenen alacak, kamusal nitelikte imtiyazlı olduğundan sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsilinin sağlanması istenmiş, bu nedenle kamu alacağına ilişkin takip kesinleştikten sonra, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılması yönünde herhangi bir hüküm öngörülmemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu