Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Av. ... aralarındaki menfi tespit ve birleşen itirazın iptali davaları hakkında .Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 16.05.2013 gün ve 2010/523 E.-2013/256 K. sayılı hükmün davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu. - K A R A R - Davacı-birleşen davada davalı yanca davalı-birleşen davada davacı aleyhine açılan menfi tespit davasının kısmen kabul, kısmen reddine, davalı-birleşen davada davacı tarafından davacı-birleşen davada davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasının ise kabulüne karar verilmiştir. Davacı-birleşen davada davalı vekilinin hem asıl dava hemde birleşen dava bakımından hükmü temyiz ettiği halde sadece birleşen davaya ilişkin nisbi temyiz harcı ve temyiz yoluna başvurma harcını yatırdığı dosya kapsamındaki harç alındı belgesinin tetkikinden görülmektedir....

    , tarafların tazminat istemlerinin yerinde görülmediği gerekçeleriyle, asıl dava olan menfi tespit davasının kısmen kabulüne, takip tarihine kadar asıl alacağın 50 YTL diğer fer’ilerle toplam banka alacağının 208.13 YTL olarak tespitine, asıl alacağa takipten itibaren % 18 faiz işletilmesine, 19.08.2005 tarihi itibariyle ödenen 224.46 YTL’ nin borcu karşılayıp karşılamadığının, fazla miktarın borçluya iadesi yönünde icra müdürlüğünce işlem yapılmasına, taraflar yararına inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına, birleşen dava olan itirazın iptali davasının kısmen kabulüne, takip tarihine kadar asıl alacağın 50 YTL, diğer fer’ ilerle toplam banka alacağının 208.13 YTL olarak tespitine, yapılan ödemenin icra müdürlüğünce dikkate alınmasına, belirlenen miktar için itirazın iptaline, yanlar lehine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm asıl davanın davalısı, birleşen davanın davacısı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Menfi tespit davası banka kredi kartı sözleşmesini...

      Davalı cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında yapılmış herhangi bir anlaşma olmadığı gibi yazılı bir sözleşme de olmadığını, davacı bahse konu kooperatif hissesini inançlı işlem kapsamında devretmediğini, aksine sattığını, müvekkilinin 12.10.2021 tarihinde bu hisseyi davacıdan devraldığını, müvekkili bu hisse devri karşılığında kayınvalidesinden aldığı para ve kendi altınlarını bozdurarak davalıya bedelini nakit olarak ödediğini, ancak taraflar bu dönemde beraber yaşadıkları için kendi aralarında banka havalesine ihtiyaç duymadıklarını, zaten müvekkilinin eğitimli bir insan olmaması nedeniyle havale, eft gibi bankacılık işlemleri gerçekleştiremediğini savunmuştur. Dava menfi tespit istemine ilişkindir. DELİLLERİN DEĞERLEDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava menfi tespit istemine ilişkindir. Dava dilekçesiyle dava konusu yapılan SS ... Kooperatifi ... hisse numaralı hissenin davalıya devrinin iptali ile işbu kooperatif hissenin davacı adına tesciline karar verilmesine ilişkindir....

        İstinafa gelen uyuşmazlık ise menfi tespit davası derdest iken itirazın iptali davası açılmasında hukuki yarar olup olmadığı noktasındadır. Büyükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/588 Esas sayılı dava dosyasında davalı-borçlu tarafından menfi tespit davası açıldığı ve davanın derdest olduğu anlaşılmaktadır. Menfi tespit davasında verilen hüküm, davacı alacaklının ilamsız icra takibine devamını sağlamaz. Bu nedenle davacı alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukuki yararı vardır. Mahkemece davacının icra takip tarihi itibariyle alacaklı olduğu miktar belirlenmelidir. Menfi tespit davası sonucunda verilen hükmün “kesin hüküm’’ olarak ‘itirazın iptali davasını etkileyeceğinden, menfi tespit davasının sonra açılan eldeki itirazın iptali davasında bekletici sorun yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetli değildir....

        Erdal Erdoğan Taraflar arasındaki karşılıklı menfi tespit-itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı esas davanın kabulüne karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı karşı davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava davacı banka nezdinde yapılan gecelik (O/N) işlem nedeniyle oluşan fahiş faiz alacağına ilişkin olarak, Türk Medeni Kanunu'nun 2 nci ve Borçlar Kanunu'nun 20 ve 21 nci maddeleri uyarınca açılmış menfi tesbit ve karşılık açılan itirazın iptali davasıdır. Uyuşmazlık bankacılık işleminden doğmakta ve dava da menfi tesbit ile birleşen itirazın iptali davası olarak mahkemeye sunulmaktadır. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin görevi bankacılık işlemlerinden doğan ve menfi tesbit ya da itirazın iptali davaları sonucunda verilen hükümlerin temyizen incelenmesidir....

          Uyuşmazlık, dayanak ilamın kesinleşmeden takibe konulamayacağından bahisle takibin iptali istemine ilişkindir. Takip dosyası incelendiğinde; Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2017- 373 Esas 2020- 118 Karar sayılı ilamının ilamlı icraya konu edildiği anlaşılmıştır. 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanması gereken HUMK.nun 443/1 (HMK. 367/1 m.) maddesi gereğince, temyiz kararın icrasını durdurmaz. Yani kural olarak kararın kesinleşmemiş olması, kararın yerine getirilmesini önlemez. Bu kuralın istisnaları da yine yasalarda düzenlenmiştir.Bu istisnai hükümlerden biri de menfi tespit davasına ilişkin ilamlar (İİK 72. Madde) olup menfi tespit konulu ilamın anılan maddeler karşısında kesinleşmeden takibe konulabilmesi olanaklı değildir. Menfi tespit istemi yargılama aşamasında istirdata dönüşse de yasa gereği bu tür ilamların icrası için kesinleşme şartı aranmalıdır....

          Av. ... aralarındaki asıl davada menfi tespit - birleşen davada itirazın iptali davası hakkında ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 08/10/2013 gün ve 2010/634 E. - 2013/407 K. sayılı hükmün süresi içinde davacı - birleşen dosyada davalı vekilince duruşmalı, davalı - birleşen dosyada davacı vekilince de duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu. -K A R A R- Birleşen her dava bağımsızlığını korur....

            "İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın, davalı bankanın bankacılık işleminden kaynaklanan işlem nedeniyle açılan tazminat davası olmasına ve davanın itirazın iptali ya da menfi tespit biçiminde açılmamış bulunmasına göre, kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 11.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 26.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Dava, menfi tespit istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 13/02/2017 tarih, 2016/6749 E. ve 2017/1043 K. sayılı kararında vurgulandığı üzere "Dava İİK 72. maddesine göre açılan menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Alacaklı tarafından itirazın iptali davası açılması durumunda, menfi tespit davasında ileri sürülebilecek iddialar itirazın iptali davasında savunma sebebi olarak ileri sürülebileceğinden, bu durumda borçlunun ayrı bir menfi tespit davası açmakta hukuki yararı yoksa da, henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmamış olduğu durumda ise böyle bir imkan söz konusu olmadığından, borçlunun itirazın iptali davasının açılmasını beklemeden menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekir....

                Dava, menfi tespit istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 13/02/2017 tarih, 2016/6749 E. ve 2017/1043 K. sayılı kararında vurgulandığı üzere "Dava İİK 72. maddesine göre açılan menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Alacaklı tarafından itirazın iptali davası açılması durumunda, menfi tespit davasında ileri sürülebilecek iddialar itirazın iptali davasında savunma sebebi olarak ileri sürülebileceğinden, bu durumda borçlunun ayrı bir menfi tespit davası açmakta hukuki yararı yoksa da, henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmamış olduğu durumda ise böyle bir imkan söz konusu olmadığından, borçlunun itirazın iptali davasının açılmasını beklemeden menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekir....

                UYAP Entegrasyonu