Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Ticaret Mahkemesi kararının yargılamada 3. kişi sıfatını taşıdığı belirtilen takip alacaklısına tebliğ edildiğini, senedin açılan menfi tespit davasından sonra alelacele ve sonradan ciro edildiğini, dar yetkili icra mahkemesinin menfi tespit davası yargılaması yapan mahkeme yerine geçerek yerindelik denetimi yapar şekilde karar veremeyeceğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/804 Esas sayılı menfi tespit davasında takip dayanağı bono için 12.09.2018 tarihli ara karar ile "... bedelli bononun icra takibine konu edilmemesine" karar verildiği, takip alacaklısının menfi tespit davasında davalı sıfatı ile taraf olmadığı, menfi tespit davasında, tedbir kararı kimin hakkında verilmişse, sadece onun için hüküm ifade edeceği, menfi tespit davasında davacının keşideci ....., ... Ltd....

    Nitekim mahkemece karar gerekçesinde “dava açılış şekline göre İİK.nun 72.maddesine dayalı olarak icra takibinden sonra açılmış menfi tespit davasıdır” denilmiştir. İcra takibinin iptali istemli İcra Hukuk Mahkemesine başvurulması ve istemin reddine karar verilmiş olması da genel mahkemelerde menfi tespit davasının açılmasına engel değildir. Zira dar yetkili ve şekli inceleme yapan İcra Hukuk Mahkemesi kararları, maddi anlamda kesin hüküm oluşturmaz. Açıklanan hususlar karşısında mahkemece davanın İİK.nun 72.maddesi anlamında menfi tespit davası olarak nitelendirilmesi ve bu yönde araştırma yapılması gerekirken, yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesinde isabet görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen nedenlerle kararın BOZULMASINA, 28.9.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi. Aslı gibidir....

      Dava, 6183 sayılı Kanunun 79/4 maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit ve ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. Anılan Kanun maddesinde "Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır" şeklinde ifade edildiği üzere, haciz ihbarnamesine 7 günlük sürede itiraz etmeyen üçüncü kişilerin 1 yıl içinde açacağı menfi tespit davalarının genel mahkemelerde bakılacağı öngörülmüştür. Somut olayda; davadışı ... Ltd. şirketinin davalı ... Müdürlüğüne 2.817.521,61 TL vergi borcu bulunduğu, davacının kanuni temsilcisi ve ortağı olduğu davadışı ... Ltd. şirketinin vergi borçlusu ... Ltd. şirketi ile ticari ilişkisi bulunduğu, bu nedenle davalının, davadışı ......

        nün 3. sırada tespit edilerek paranın diğer alacaklılar ile garameten paylaştırılması yoluna gidildiğini, 1. sırada alacaklı olarak bulunan davalının haczi yenilenmediğinden sıra cetvelinin hatalı olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptali ile alacaklı ...'nün alacağının tamamının tahsilinin sağlanmasını talep ve dava etmiştir. Şikayet olunan vekili borçlu tarafın .... Asliye Hukuk Mahkemesi'ne açtığı menfi tespit davası nedeniyle takibin tedbiren durdurulmasına karar verildiğini, bu nedenle bu sürede dosyada işlem yapılamadığını, o sürede verilen kararın Yargıtay'a temyize gittiğini, daha sonra dosyanın yetkisizlikle ...'ya geldiğini, sonunda açılmamış sayılmasına karar verildiğini, sonrasında dosyayı yenilediklerini ve takibe devam edildiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

          Haciz ihbarnamesi nedeni ile açılan menfi tespit davalarında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleri iken haciz ihbarnamelerinin iptali talebi ise şikayet davası niteliğinde olup İcra Hukuk Mahkemeleri görevlidir. Görev kamu düzenine ilişkin olup mahkemece resen dikkate alınması gerekmektedir. Bu doğrultuda menfi tespit talebi yönünden davanın aynı mahkemenin 20221/330 Esas sayılı dosyasında devam ettiği, bu dava yönünden verilen bir görevsizlik kararı bulunmadığı gibi İlk Derece Mahkemesince yapılan ön incelemede haciz ihbarnamelerinin iptali talebi bakımından İcra Hukuk Mahkemeleri görevli olacağından bu talep yönünden davanın tefriki ile yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, HMK'nın 353/1- b/1. maddesi gereğince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : MENFİ TESPİT-TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptal ve tescil- menfi tespit davası sonucunda yerel mahkemece, kısmen kabul-kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın düzenlemiş olduğu rapor okundu, açıklamaları dinlendi, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava; borçlu olmadığının tespiti, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, Antalya 3. İcra Müdürlüğünün 2006/17459 E sayılı dosyasında takip alacaklısı davalı ...'ın usulsüz tebligatlarla takibi kesinleştirmesi ile maliki olduğu 3817 ada 14 parsel 5 nolu bağımsız Bölümünün satıldığını ve davalı ...'ın alacağına mahsuben taşınmazı alarak davalı ...'a satış suretiyle temlik ettiğini, temlikin muvazaalı olduğunu, temlik tarihinde Antalya 3....

            Asıl dava menfi tespit; birleşen dava menfi tespit dosyasına konu tahakkuka yönelik alacak istemine ilişkindir. ...nün 29.12.2005 tarihli müzekkere cevabından; Davacı ... Başkanlığının dava konusu ... Nolu tesisata ilişkin 11.06.1993 tarihinde abonelik sözleşmesi yaptığı , ilgi sözleşmeden sonra 02.07.2004 de yapılan taramada tutulan kaçak zabıt tarihine kadar abonelik sözleşmesine konu ... nolu tesisata ilişkin hiç fatura çıkmadığı anlaşıldığından davacıya geriye yönelik normal tarife üzerinden eksik tüketim hesabı yapılarak 149.723,32 TL'lik (ana para) tahakkuku yapıldığı anlaşılmıştır. Somut olayda, davacı 149.723,30 TL tahakkuk ile istenilen bedel nedeni ile borçlu olmadığının tespitine dair iddiasının içerisinde ve birleşen alacak davasında alacağın zamanaşımına uğradığı iddiasında bulunmuş, yerel mahkemece zamanaşımı defi reddedilmiştir. Taraflar arasında abonelik sözleşmesi bulunduğu çekişmesizdir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL, MENFİ TESPİT Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil, menfi tespit davası sonunda, yerel mahkemece asıl dava ile birleştirilen 2004/704 Esas sayılı davanın kabulüne, birleştirilen 2004/725 Esas sayılı davanın ise kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... 'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir....

                Borçlunun şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurarak, alacaklıya karşı açılan menfi tespit davasının 24.12.2009 tarihinde kabul edildiğini ileri sürerek, İİK'nun 72/5. maddesi uyarınca menfi tespit davasının kabulü kararı ile takibin durması gerektiğinden bahisle 24.12.2009 tarihinden sonra yapılan işlemlerin iptalini istediği, ... 15.İcra Hukuk Mahkemesi'nin 17.10.2014 tarih ve 2014/608 E. - 626 K. sayılı kararı ile, menfi tespit davasının kabulüne dair ilamın Yargıtayın ilgili dairesince bozulmuş olduğu gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği, şikayetin reddine dair bu kararın Dairemizin 02.11.2015 tarih ve 2015/21552 E. - 26300 K. sayılı ilamı ile; menfi tespit davasının kabulüne dair ilamın bozulmuş olmasının, takibin, davanın kabul tarihi itibariyle durduğu sonucunu ortadan kaldırmayacağı gerekçesi ile bozulduğu anlaşılmıştır....

                  "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat-zayi nedeniyle çek iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı menfi tespit-istirdat davasının reddine zayi nedeniyle çek iptali davası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan kimse gelmemiş olduğundan, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

                    UYAP Entegrasyonu