Usulü yetkiler kullanılırken de bu, dürüstlük kuralına uygun olmalıdır. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. ve devamı maddelerine dayalı feshin geçersizliği ve işe iade istemli davada, asıl istek feshin geçersizliği ve işe iade olup, işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre için ücret ve diğer haklar ise bu istemin sonucuna ve tarafların davranışına bağlanan ikincil sonuçlardır. İstek olmasa bile resen dikkate alınması gerekir. Feshin geçersizliği ve işe iade kararı ile birlikte hüküm altına alınmaması daha sonra işe başvuru yapılması ve işe başlatmanın gerçekleşmemesi halinde istenmesine yasal engel teşkil etmez. Kısaca bu yönde karar verilmemiş ise kesin hüküm teşkil etmez. Diğer taraftan her ne kadar işçinin kesinleşen mahkeme kararının tebliğinden itibaren işe başlatılması için işverene başvurması 4857 sayılı Kanun'un 21/5. maddesinde düzenlenmiş ise de, kesinleşme ile başvuru tarafların anlaşamadıkları durumda aranmaktadır....
Somut olayda, davacının iş sözleşmesinin 10.02.2005 tarihinde feshedildiği kıdem ihbar tazminatının ödendiği açılan işe iade davasının kabul edilmesi üzerine davacının 20.10.2005 tarihinde işine tekrar başladığı çalışması devam ederken iş sözleşmesinin tekrar 15.11.2005 tarihinde feshedildiği açılan işe iade davasının ise reddedildiği sabittir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ilk fesih tarihi olan 10.02.2005 tarihi ile işe iade davasının kabulle sonuçlanıp işe başlatılma tarihi olan 20.10.2005 tarihi arasında geçen süreye ilişkin olarak ücret hesaplamasına gidildiği anlaşılmıştır. Bu süre zarfında davacının işe iade davası devam etmiş davacının fiili çalışması söz konusu olmamıştır. Davacının 20.10.2005 tarihinden iş akdinin ikinci kez feshedildiği tarih olan 15.11.2005 tarihine kadar olan çalışmasının karşılığı ise kendisine 17.11.2005 tarihinde işverence 474,21 TL olarak dosya arasına sunulan banka dekontundan anlaşılacağı üzere ödenmiştir....
Somut olayda, davacının iş sözleşmesinin 10.02.2005 tarihinde feshedildiği kıdem ihbar tazminatının ödendiği açılan işe iade davasının kabul edilmesi üzerine davacının 20.10.2005 tarihinde işine tekrar başladığı çalışması devam ederken iş sözleşmesinin tekrar 15.11.2005 tarihinde feshedildiği açılan işe iade davasının ise reddedildiği sabittir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ilk fesih tarihi olan 10.02.2005 tarihi ile işe iade davasının kabulle sonuçlanıp işe başlatılma tarihi olan 20.10.2005 tarihi arasında geçen süreye ilişkin olarak ücret hesaplamasına gidildiği anlaşılmıştır. Bu süre zarfında davacının işe iade davası devam etmiş davacının fiili çalışması söz konusu olmamıştır. Davacının 20.10.2005 tarihinden iş akdinin ikinci kez feshedildiği tarih olan 15.11.2005 tarihine kadar olan çalışmasının karşılığı ise kendisine 17.11.2005 tarihinde işverence 474,21 TL olarak dosya arasına sunulan banka dekontundan anlaşılacağı üzere ödenmiştir....
Somut olayda, davacının iş sözleşmesinin 10.02.2005 tarihinde feshedildiği kıdem ihbar tazminatının ödendiği açılan işe iade davasının kabul edilmesi üzerine davacının 20.10.2005 tarihinde işine tekrar başladığı çalışması devam ederken iş sözleşmesinin tekrar 15.11.2005 tarihinde feshedildiği açılan işe iade davasının ise reddedildiği sabittir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ilk fesih tarihi olan 10.02.2005 tarihi ile işe iade davasının kabulle sonuçlanıp işe başlatılma tarihi olan 20.10.2005 tarihi arasında geçen süreye ilişkin olarak ücret hesaplamasına gidildiği anlaşılmıştır. Bu süre zarfında davacının işe iade davası devam etmiş davacının fiili çalışması söz konusu olmamıştır. Davacının 20.10.2005 tarihinden iş akdinin ikinci kez feshedildiği tarih olan 15.11.2005 tarihine kadar olan çalışmasının karşılığı ise kendisine 17.11.2005 tarihinde işverence 474,21 TL olarak dosya arasına sunulan banka dekontundan anlaşılacağı üzere ödenmiştir....
Somut olayda, davacının iş sözleşmesinin 10.02.2005 tarihinde feshedildiği kıdem ihbar tazminatının ödendiği açılan işe iade davasının kabul edilmesi üzerine davacının 20.10.2005 tarihinde işine tekrar başladığı çalışması devam ederken iş sözleşmesinin tekrar 15.11.2005 tarihinde feshedildiği açılan işe iade davasının ise reddedildiği sabittir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ilk fesih tarihi olan 10.02.2005 tarihi ile işe iade davasının kabulle sonuçlanıp işe başlatılma tarihi olan 20.10.2005 tarihi arasında geçen süreye ilişkin olarak ücret hesaplamasına gidildiği anlaşılmıştır. Bu süre zarfında davacının işe iade davası devam etmiş davacının fiili çalışması söz konusu olmamıştır. Davacının 20.10.2005 tarihinden iş akdinin ikinci kez feshedildiği tarih olan 15.11.2005 tarihine kadar olan çalışmasının karşılığı ise kendisine 17.11.2005 tarihinde işverence 474,21 TL olarak dosya arasına sunulan banka dekontundan anlaşılacağı üzere ödenmiştir....
Mahkemesi DAVA : Davacı, işe başlatmama tazminatı, boşta geçen süre ücretinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı işçi, kesinleşen işe iade kararı üzerine süresi içerisinde işverene başvuruda bulunmasına rağmen davalı işverence işe iade edilmediğini ... sürerek kıdem ve ihbar tazminatı, boşta geçen süre ücret alacağı, işe başlatmama tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini istemiştir. Davalı işveren davacı işçinin işe iade başvurusu üzerine kanuni süre içerisinde işe davet edildiğini, ancak davacının işe başlamadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....
İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez....
Feshin geçersizliği ve işe iade kararı sonrası, işçinin işe başlatılması için başvurusu ile işverenin işe davetinin de dürüstlük kuralı kapsamında samimiyet noktasında sorgulanması ve işverenin sözleşme ile kararlaştırılan nakil veya başka yerde görevlendirme yetkisini saklı tutan kuralın da objektif iyiniyet kuralı kapsamında değerlendirilmesi gerekir. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı Yasa'nın 21'inci maddesinin beşinci fıkrasına göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur....
Yukarıdaki paragraflarda ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere, davacının işe başlatılmış olması ihtimalinde, önceki fesih ortadan kalkmış sayılacağından davacı feshe bağlı hak olan yıllık izin ücreti alacağı ödenmesi talebinde bulunamaz. Anılan nedenle, işe iade dava dosyası celp edilmeli, davacının işe başlama başvurusunda bulunup bulunmadığı, işverence işe b aşlatılıp başlatılmadığı araştırılmalı, davacının işe iade için işverene başvuru süresi dolmamışsa veya işçinin işe başvurusuna rağmen işverenin yasal bir aylık işe başlatma süresi dolmamışsa, bu yönler bekletici mesele yapılmalıdır. Yazılı şekilde işe iade davası ve sonuçları nazara alınmaksızın davaya devam edilerek karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir....
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; işe iade davası sonrasında işe başlama ve başlatmama hususunda tarafların samimi olup olmadığı, burada varılacak sonuca göre davacının kıdem ve ihbar tazminatı ile işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücret alacağına hak kazanıp kazanamayacağı noktasında toplanmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21’inci maddesinin beşinci fıkrasına göre, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorunda olduğu gibi, işçinin işe iade yönündeki başvurusu ciddi ve samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı hâlde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yaptığı başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. Öte yandan işveren, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21’inci maddesine göre süresi içinde işe iade için başvuran işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır....