Feshin geçersizliği ve işe iade kararı sonrası, işçinin işe başlatılması için başvurusu ile işverenin işe davetinin de dürüstlük kuralı kapsamında samimiyet noktasında sorgulanması ve işverenin sözleşme ile kararlaştırılan nakil veya başka yerde görevlendirme yetkisini saklı tutan kuralın da objektif iyiniyet kuralı kapsamında değerlendirilmesi gerekir. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı Yasa'nın 21'inci maddesinin beşinci fıkrasına göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur....
İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı Kanun'un 21. maddesinin beşinci fıkrasına göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Bunun sonucu olarak da, işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talebi mümkün olmaz. Ancak, geçerli sayılan feshe bağlı olarak işçiye ihbar ve şartları oluşmuşsa kıdem tazminatı ödenmelidir. İşverenin işe davete dair beyanının da ciddi olması gerekir....
Taraflar arasında feshin geçersizliği ve işe iade sonrası davacının başvurusunun olup olmadığı uyuşmazlık konusudur. 4857 Sayılı İş Kanununun 21. maddesinin beşinci fıkrasına göre, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. Aksi halde işverence yapılan fesih geçeri bir feshin sonuçlarını doğurur. İşveren işe iade için başvuran işçiyi (1) ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde en az dört, en fazla sekiz aylık ücret tutarında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süreye ait en çok dört aya kadar ücret ve diğer hakları işçiye ödemek zorundadır. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez....
İş Mahkemesi'nin 2018/117 Esas 2018/530 Karar sayılı dosyası üzerinden işe iade davası açtığı, Gaziantep 2.İş Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde işe iade kararı verildiği, mahkeme kararının istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiği, işe iade kararı sonrası davacının işe iade talepli ihtarnamesinin davalı şirkete 15.04.2019 tarihinde tebliğ edildiği , ihtarnamesinin davalı şirkete ulaşmasının akabinde davalı işverenin 1 aylık sürede cevap vermemesi nedeniyle, kesinleşen işe iade kararına rağmen süresi içerisinde işe başlatılmadığı, işveren tarafından yapılan feshin geçersiz hale geldiği, davacının iş akdinin kıdem tazminatına hak kazanmayacak şekilde sona erdirildiğinin davalı işveren tarafından ispatlanamadığı anlaşıldığından davacının kıdem tazminatı kabulü yönündeki karar yerinde olduğundan, davalıların istinaf itirazlarının reddine karar verilmiştir. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- ) 6100 sayılı H.M.K.'...
Taraflar arasında davacının işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre alacağına hak kazanıp kazanmadığı ihtilaflıdır. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21. maddesinin altıncı fıkrasına göre, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. Aksi halde işverence yapılan fesih geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. İşveren işe iade için başvuran işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde belirlenen işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakları işçiye ödemek zorundadır. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez....
da bulunan işyerinde işe başlatılmak istendiğini, işe davetin samimi olmadığını beyan ederek işe iade tazminatı (... güvencesi tazminatı), boşta geçen süre ücreti ve diğer haklar, kıdem tazminatı farkı, yıllık izin farkı, ihbar tazminatı farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. II....
İşveren işe iade için başvuran işçiyi 1 ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde en az dört, en fazla sekiz aylık ücret tutarında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süreye ait en çok dört aya kadar ücret ve diğer hakları işçiye ödemek zorundadır. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı Yasanın 21. maddesinin beşinci fıkrasına göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur....
İşe iade sonrası davacının işe başladığı konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Yine kural olarak işçinin işe iade sonrası eski işine iadesi gerekmektedir. Ancak bu olgu makul süre içerisinde tartışılabilir ve dava konusu olabilir. Davacının işe yeniden başlama tarihi 25.05.2006 dır. Fesih tarihi 3.11.2006 dır. Makul süre aşılmıştır. İşe iadenin sonuçları burada tartışılamaz. İşe iade tazminatı isteminin reddi gerekirken kabulü bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 06.04.2010 gününde oybirliği ile karar verildi....
Davacı, bir aylık süre içerisinde işe başlatılmaması üzerine, 16.09.2013 tarihinde, işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücretinin tahsili için icra takibinde bulunmuştur. Davalı , süresi içerisinde işe iade başvurusunda bulunulmadığı gerekçesi ile takibe itiraz etmiştir. Mehkemece, onama kararının tebliğinden sonra, süresi içerisinde işe başlatılma talebinde bulunulmadığı, ikinci kez yapılan tebliğ ile bu sürenin yeniden başlamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, yukarıda açıklanan kanuni düzenleme gereğince, işçinin işe iade için işverene başvuru imkanı ancak kesinleşen mahkeme kararının tebliğinden itibaren doğacaktır. Daha önce yapılan onama kararının tebliği ile kanunda düzenlenen on günlük süre işlemeye başlamayacaktır. Bu sebeple, kanuni süre içerisinde işe iade başvurusunda bulunulduğu kabul edilerek yargılamaya devam edilip bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddedilmiş olması hatalıdır....
İşçi, işe başlatılma konusundaki iradesini bizzat işverene iletebileceği gibi vekili ya da üyesi olduğu sendika aracılığı ile de ulaştırabilecektir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen görüşü bu yöndedir (Yargıtay HGK 17.6.2009 gün ve 2009/9‑232E, 2009/278K.). İşveren işe iade için başvuran işçiyi (1) ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde en az dört, en fazla sekiz aylık ücret tutarında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süreye ait en çok dört aya kadar ücret ve diğer hakları işçiye ödemek zorundadır. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir....