Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ye ait işyerine işe iadesine karar verilmiştir. Davacının 01.05.2011 tarihinde, davalı bakanlığa ait işyerinde dava dışı alt işveren ... A.Ş. işçisi olarak çalışmaya başladığı ve karar tarihi itibariyle de dava dışı alt işveren ... Yapı Ltd. Şti. de çalışmaya devam ettiği anlaşılmaktadır. Davacının işe iade davası ile geçerli bir neden olmadan iş akdini feshettiği belirlenen dava dışı ... A.Ş.'den sonra ihaleyi alan dava dışı ... A.Ş.'deki 01.05.2011 tarihli çalışması yeni bir iş akdine dayalı olup bu çalışma kesinleşen işe iade davası sonrası dava dışı ... A.Ş.'ye yapılan işe başlatılma başvurusu nedeniyle olmadığı gibi davacı işe iade davası yargılaması devam ederken dava dışı ... A.Ş. tarafından işe başlatılmış da değildir. Kesinleşen işe iade davası ile iş akdine 31.12.2010 tarihinde geçerli bir neden bulunmadan son verildiği sabittir....

    Uyuşmazlık, işe iade kararı sonrası davacının işe başlatılma, davalının ise işe davetinde samimi olup olmadığı ile davacının işe iade sonrası isteklere hak kazanıp kazanmadığı noktasındadır. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı hâlde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması hâlinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı Kanun'un 21 inci maddesinin beşinci fıkrasına göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Bunun sonucu olarak da işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talebi mümkün olmaz....

    Noterliğinden keşideli 44531 yevmiye no ve 20.11.2012 tarihli ihtarnamesi ile işe iade talebinde bulunduğunu, davacının bizzat kendi ihtarnamesinde kararı 06.11.2012'de tebellüğ eylediğini beyan ettiğini, işe iade kararı onama ile kesinleşmiş bulunduğunu İşbu davaya konu işe iade davasının temyize gitmiş bir dosya olduğunu ve dolayısıyla onama ile kesinleşmiş bulunduğunu, davacının iddia ettiği, işe iade talebine ilişkin hak düşürücü sürenin kesinleşme şerhli kararın tebliği ile başlayacağı hususunun ise, temyize gidilmemiş dosyalar açısından geçerli olduğunu, zira, dosyanın temyize gitmediğinin tespiti ancak kesinleşme şerhi ile mümkün olacağını, aksi halin kabulünde de Davacının Müvekkiline gönderdiği ihtarnamenin(işe iade talebi) yine geçerli olmayacağını, zira, söz konusu ihtarnamenin (işe iade talebi) kesinleşme şerhli mahkeme kararı davacıya tebliğ edilmeden önce gönderilmiş olacağını, yani işe iade talebi için ön şart olan kesinleşme şerhli mahkeme kararının tebliği şartının gerçekleşmediğini...

    İşveren işe iade için başvuran işçiyi (1) ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde en az dört, en fazla sekiz aylık ücret tutarında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süreye ait en çok dört aya kadar ücret ve diğer hakları işçiye ödemek zorundadır. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı Yasanın 21 inci maddesinin beşinci fıkrasına göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur....

      Yüksek Dairenin son yıllarda kararlılık kazanmış görüş ve uygulamalarına göre, işçinin kesinleşen mahkeme kararından sonra işverene işe başlamak için başvurması ... başına yeterli görülmemektedir. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. Başka bir anlatımla, işçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir.(Dairemizin 14.10.2008 gün ve 2007/29383-2008/27243 sayılı kararı) Somut olayda davacı işçi yargılama sırasında ... olduğuna göre işe başlamak için işverene başvurması imkansız hale gelmiştir. İşe başlatılma talebi inşai bir hak olup mirasçılar tarafından kullanılması mümkün değildir....

        İşçi, işe başlatılma konusundaki iradesini bizzat işverene iletebileceği gibi vekili ya da üyesi olduğu sendika aracılığı ile de ulaştırabilecektir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen görüşü bu yöndedir (Yargıtay HGK 17.6.2009 gün ve 2009/9-232E, 2009/278K.). Keza işçi veya vekili, feshin geçersizliği ve işe iade kararını takip eden işveren vekiline de yapabilir. Zira bu anılan kararın infazına yöneliktir ve kararın infazı davayı takip eden vekalet görevi sona ermediği sürece vekilin görevi kapsamındadır. Somut uyuşmazlıkta davacı, 07.12.2010 tarihli ihtarname ile işe iade davasında davalı şirketin vekilliğini yürüten avukata başvurarak işe başlatılmasını istemiştir. Davacının işe iade talebini davalı şirkete değil de, davalı şirket vekiline yöneltmesi, davacının işe iade başvurusunu geçersiz hale getirmez....

          İşe iade kararı verilmesi halinde boşta geçen süre ve işe başlatmama tazminatı alacaklarından 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/7. maddesi uyarınca asıl işveren alt işveren ile birlikte sorumludur. Bu alacakların sonradan işe iade davasında taraf gösterilmeyen asıl işverenden istenmesi halinde yasal hak düşürücü süre içinde açılan dava üzerine verilmiş işe iade kararı kesin hüküm teşkil edecek, asıl işverenin feshin haklı veya geçerli nedene dayandığı, hesaplamaların yerinde olmadığına yönelik itirazları incelenemeyecektir. Öte yandan işçi alt işverendeki işine iade edilse de işyeri asıl işverene ait olduğundan işyerinde davacı işçinin tekrar çalışmaya başlaması istemi ile açılan işe iade davası asıl işveren ile birlikte görülmelidir. Yüksek Mahkeme uygulamaları da işe iade davasında asıl işveren ile alt işveren arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunduğu yönündedir....

          İşe iade kararı verilmesi halinde boşta geçen süre ve işe başlatmama tazminatı alacaklarından 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/7. maddesi uyarınca asıl işveren alt işveren ile birlikte sorumludur. Bu alacakların sonradan işe iade davasında taraf gösterilmeyen asıl işverenden istenmesi halinde, yasal hak düşürücü süre içinde açılan dava üzerine verilmiş işe iade kararı kesin hüküm teşkil edecek, asıl işverenin feshin haklı veya geçerli nedene dayandığı, hesaplamaların yerinde olmadığına yönelik itirazları incelenemeyecektir. Öte yandan işçi alt işverendeki işine iade edilse de, işyeri asıl işverene ait olduğundan işyerinde davacı işçinin tekrar çalışmaya başlaması istemi ile açılan işe iade davası asıl işveren ile birlikte görülmelidir. Yüksek Mahkeme uygulamaları da işe iade davasında asıl işveren ile alt işveren arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunduğu yönündedir....

          İşe iade kararı verilmesi halinde boşta geçen süre ve işe başlatmama tazminatı alacaklarından 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/7. maddesi uyarınca asıl işveren alt işveren ile birlikte sorumludur. Bu alacakların sonradan işe iade davasında taraf gösterilmeyen asıl işverenden istenmesi halinde yasal hak düşürücü süre içinde açılan dava üzerine verilmiş işe iade kararı kesin hüküm teşkil edecek, asıl işverenin feshin haklı veya geçerli nedene dayandığı, hesaplamaların yerinde olmadığına yönelik itirazları incelenemeyecektir. Öte yandan işçi alt işverendeki işine iade edilse de işyeri asıl işverene ait olduğundan işyerinde davacı işçinin tekrar çalışmaya başlaması istemi ile açılan işe iade davası asıl işveren ile birlikte görülmelidir. Yüksek Mahkeme uygulamaları da işe iade davasında asıl işveren ile alt işveren arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunduğu yönündedir....

          C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, işe iade kararı sonrası davacı işçi tarafından yapılan işe başlatılma başvurusuna karşın davalı işverenin davacıyı işe başlatmadığı, işe davete veya başlatılmasına ilişkin herhangi bir savunma veya ispat vasıtası da ortaya konulamadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı yasal süresi içinde davalı vekili temyiz etmiştir. E) Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-İşçinin işe iade sonrasında başvurusuna rağmen işe başlatılmaması halinde, işe başlatılmayacağının sözlü ya da eylemli olarak açıklandığı tarihte veya bir aylık başlatma süresinin sonunda iş sözleşmesi işverence feshedilmiş sayılır. İşe başlatmama tazminatının fesih tarihindeki çıplak brüt ücrete göre hesaplanması gerekir....

            UYAP Entegrasyonu