Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sayılı kararını 20.04.2017 tarihinde tebliğ aldığı başka bir deyişle işe iade kararını bu tarihte öğrendiğini, buna rağmen kesinleşme şerhinin yaklaşık 1 yıl sonra tebliğ edilmesinden sonra işe iade başvurunda bulunmasının mümkün olmadığını, -Davacı tarafın kesin olarak verilen İstanbul BAM 29. HD. 2017/460 E. 2017/301 K. Sayılı kararını 20.04.2017 tarihinde tebliğ aldığı başka bir deyişle işe iade kararını bu tarihte öğrendiğini, buna rağmen kesinleşme şerhinin yaklaşık 1 yıl sonra tebliğ edildiğinden sonra işe iade başvurunda bulunmasının mümkün olmadığını, işe iade isteminin süresinde ve samimi olmadığı değerlendirilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmasının hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. GEREKÇE: İşbu dava Alacak istemine ilişkindir....

İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı hâlde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması hâlinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı Kanun'un 21 inci maddesinin beşinci fıkrasına göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Bunun sonucu olarak da işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talebi mümkün olmaz. Ancak, geçerli sayılan feshe bağlı olarak işçiye ihbar ve koşulları oluşmuşsa kıdem tazminatı ödenmelidir. 3. İşverenin işe davete dair beyanının da ciddi olması gerekir....

    İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. Başka bir anlatımla, işçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21/5. maddesine göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Bunun sonucu olarak da, işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talebi mümkün olmaz. Ancak, geçerli sayılan feshe bağlı olarak işçiye ihbar ve koşulları oluşmuşsa kıdem tazminatı ödenmelidir....

      İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. Başka bir anlatımla, işçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21/5. maddesine göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Bunun sonucu olarak da, işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talebi mümkün olmaz. Ancak, geçerli sayılan feshe bağlı olarak işçiye ihbar ve koşulları oluşmuşsa kıdem tazminatı ödenmelidir....

        Sayılı, 12.03.2021 tarihli) işe iade kararı sonrasında davalı şirket tarafından işe başlatılmadığını, bu işe iade kararı nedeni ile 4 aylık boşta geçen sürenin de kıdeme eklenmesi ve işe başlatılmayan tarih olan 12.08.2021 itibari ile emsal işçinin ücretinin esas alınması sureti ile kıdem ve ihbar tazminatlarına dair fark alacakların doğduğunu, kendisine kıdem ve ihbar ödemesi yapıldı ise de bu fark alacakların ödenmediğini iddia ederek, bu farkların tahsilini talep etmiş, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini istemiştir....

        Davalı işveren davacı işçinin işe iade başvurusu üzerine yasal süre içerisinde işe davet edildiğini, ancak davacının işe başlamadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, kesinleşen işe iade kararı sonrasında davacının süresi içinde işverene başvurduğu, ancak işveren tarafından işe başlatılmadığı gerekçesi ile davacının kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar davalı tarafça temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre,davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. Kıdem tazminatı alacağına yürütülecek faizin başlangıç tarihi taraflar arasında çekişmelidir. İşçinin işe iade sonrasında başvurusuna rağmen işe başlatılmaması halinde, işe başlatılmayacağının sözlü ya da eylemli olarak açıklandığı tarihte veya bir aylık başlatma süresinin sonunda iş sözleşmesi işverence feshedilmiş sayılır. Bu fesih tarihine göre işverence ihbar ve kıdem tazminatı ödenmelidir....

          Davalı savunması; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; işe iade talebi ile işçilik alacakları taleplerinin eldeki davada bir arada ikame eden davacının salt bu sebeple dahi işe iade isteminin samimi olmadığını, davacının asıl maksadının işe iade olmadığının açıkça belli olduğunu, bu nedenle işe iade talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının iş sözleşmesinin davacının işini sürekli savsaması, işyerinde çalışan diğer personel ile huzursuzluk yaratması ve satış sonrası kadasa açık hesap vermesi sebepleri ile çalışma süresine göre hesaplanan ihbar tazminatı da ödenmek suretiyle müvekkili şirket tarafından geçerli nedenle feshedildiğini beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; "Erken açılan davanın usulden reddine" şeklinde karar verildiği görülmüştür....

          İşveren, işe iade için başvuran işçiyi (1) ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde en az dört, en fazla sekiz aylık ücret tutarında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süreye ait en çok dört aya kadar ücret ve diğer hakları işçiye ödemek zorundadır. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı Yasanın 21. maddesinin beşinci fıkrasına göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur....

            İşveren, işe iade için başvuran işçiyi (1) ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde en az dört, en fazla sekiz aylık ücret tutarında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süreye ait en çok dört aya kadar ücret ve diğer hakları işçiye ödemek zorundadır. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı Yasanın 21. maddesinin beşinci fıkrasına göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur....

              İşveren, işe iade için başvuran işçiyi (1) ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde en az dört, en fazla sekiz aylık ücret tutarında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süreye ait en çok dört aya kadar ücret ve diğer hakları işçiye ödemek zorundadır. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı Yasanın 21. maddesinin beşinci fıkrasına göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur....

                UYAP Entegrasyonu