Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Usulü yetkiler kullanılırken de bu, dürüstlük kuralına uygun olmalıdır. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. ve devamı maddelerine dayalı feshin geçersizliği ve işe iade istemli davada, asıl istek feshin geçersizliği ve işe iade olup, işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre için ücret ve diğer haklar ise bu istemin sonucuna ve tarafların davranışına bağlanan ikincil sonuçlardır. İstek olmasa bile resen dikkate alınması gerekir. Feshin geçersizliği ve işe iade kararı ile birlikte hüküm altına alınmaması daha sonra işe başvuru yapılması ve işe başlatmanın gerçekleşmemesi halinde istenmesine yasal engel teşkil etmez. Kısaca bu yönde karar verilmemiş ise kesin hüküm teşkil etmez. Diğer taraftan her ne kadar işçinin kesinleşen mahkeme kararının tebliğinden itibaren işe başlatılması için işverene başvurması 4857 sayılı Kanun'un 21/5. maddesinde düzenlenmiş ise de, kesinleşme ile başvuru tarafların anlaşamadıkları durumda aranmaktadır....

    İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez....

      " Mahkemece, işçilik alacaklarına ilişkin isteklerin işe iade davası ile birlikte görülemeyeceği, davacının istifa ederek işten ayrılması nedeni ile işe iade talebinde bulunamayacağı, istifaya zorlandığı iddiasının ihbar ve kıdem tazminatına ilişkin davada ileri sürülebileceği gerekçesi ile tazminat ve alacak talebi ile ilgili davanın ayrılmasına karar verilmiş, işe iade talebine ilişkin ise davanın reddi yönünde hüküm tesis etmiştir. Davacı işçi, davalı işverence istifaya zorlandığını, baskılar sonucu 03.07.2006 tarihinde, 30.06.2006 tarihinden geçerli olmak üzere istifa dilekçesi imzalattırıldığını ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Sözü edilen iddia karşısında öncelikle istifa dilekçesinin baskı altında alınıp alınmadığının araştırılarak sözleşmenin kimin tarafından feshedildiğinin açıklığa kavuşturulması gerekir....

        Feshin geçersizliği ve işe iade kararı sonrası, işçinin işe başlatılması için başvurusu ile işverenin işe davetinin de dürüstlük kuralı kapsamında samimiyet noktasında sorgulanması ve işverenin sözleşme ile kararlaştırılan nakil veya başka yerde görevlendirme yetkisini saklı tutan kuralın da objektif iyiniyet kuralı kapsamında değerlendirilmesi gerekir. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı Yasa'nın 21'inci maddesinin beşinci fıkrasına göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur....

        Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; işe iade davası sonrasında işe başlama ve başlatmama hususunda tarafların samimi olup olmadığı, burada varılacak sonuca göre davacının kıdem ve ihbar tazminatı ile işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücret alacağına hak kazanıp kazanamayacağı noktasında toplanmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21’inci maddesinin beşinci fıkrasına göre, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorunda olduğu gibi, işçinin işe iade yönündeki başvurusu ciddi ve samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı hâlde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yaptığı başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. Öte yandan işveren, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21’inci maddesine göre süresi içinde işe iade için başvuran işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır....

          Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; işe iade davası sonrasında işe başlama ve başlatmama hususunda tarafların samimi olup olmadığı, burada varılacak sonuca göre davacının kıdem ve ihbar tazminatı ile işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücret alacağına hak kazanıp kazanamayacağı noktasında toplanmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21’inci maddesinin beşinci fıkrasına göre, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorunda olduğu gibi, işçinin işe iade yönündeki başvurusu ciddi ve samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı hâlde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yaptığı başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. Öte yandan işveren, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21’inci maddesine göre süresi içinde işe iade için başvuran işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır....

            Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; işe iade davası sonrasında işe başlama ve başlatmama hususunda tarafların samimi olup olmadığı, burada varılacak sonuca göre davacının kıdem ve ihbar tazminatı ile işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücret alacağına hak kazanıp kazanamayacağı noktasında toplanmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21’inci maddesinin beşinci fıkrasına göre, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorunda olduğu gibi, işçinin işe iade yönündeki başvurusu ciddi ve samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı hâlde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yaptığı başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. Öte yandan işveren, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21’inci maddesine göre süresi içinde işe iade için başvuran işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır....

              İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı Yasanın 21 inci maddesinin beşinci fıkrasına göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Bunun sonucu olarak da, işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talebi mümkün olmaz. Ancak, geçerli sayılan feshe bağlı olarak işçiye ihbar ve koşulları oluşmuşsa kıdem tazminatı ödenmelidir (Yargıtay 9.HD. 14.10.2008 gün 2008/29383 E, 2008/27243 K.)....

              İş Mahkemesi’nin 2016/831 E. sayılı dosyası ile açılan işe iade davasısının kesinleşmesine müteakip henüz silah altında asker iken vekili kanalıyla işe iade başvurusunun yapıldığını, davalı işverenlikçe işe iade talebinin henüz silah altında asker olan davacının gerekli samimiyetten yoksun olması, başvurunun münhasıran işe iadenin sonuçlarından faydalanma amacı ile yapılması ve İş Kanunu’nun 31. Maddesinin şartlarını taşımadığı gerekçesiyle reddedildiğini, beyanla davanın reddini savunmuştur. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; Somut uyuşmazlıkta davacının, davalı şirket aleyhine Gebze 2. İş Mahkemesi’nin 2016/831 E. sayılı dosyası ile işe iade davası açıldığını, yerel mahkemenin davayı kabul ederek davacının işe iadesine karar vermiş olduğu, söz konusu kararın Yargıtay 9....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi DAVA :Davacı vekili, davacı işçinin işe iade kararı sonrası işe başlatılmadığını belirterek, kıdem ve ihbar tazminatı ile işe başlatmama tazminatının davalı işverenden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu