İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hallerinde davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.(Yargıtay 15.HD'nin 2021/933-2926 EK sayılı bu mahiyettedir) Somut olayda, davacı ile davalı arasındaki hizmet alımına dair sözleşme ve eki olan şartnamelerde, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmadığı, sözleşmede hüküm bulunmayan hallerde davacı işverenin işçiyi çalıştıran yükleniciden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğu bu nedenle, mahkemece bu alacaklardan davalının yarı yarıya sorumlu olduğuna ilişkin kabulünün yerinde olmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmüştür....
Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Kanunun “Prim Belgeleri” başlığını taşıyan 79’uncu maddesinin 12’nci fıkrasında; bu Kanunun 83’üncü maddesinde belirtilen kurum ve kuruluşlar tarafından ihale yoluyla yaptırılan her türlü işlerden dolayı yeterli işçilik bildirmiş olup olmadığının Kurumca araştırılacağı, usul ve esasları yönetmelikle belirlenecek bu araştırma sonucunda yeterli işçiliğin bildirilmemiş olduğunun anlaşılması durumunda, bildirilmemiş olan işçilik tutarı üzerinden hesaplanan prim tutarının, gecikme zammı ile birlikte sigorta müfettişince inceleme yapılması istenilmeksizin işveren tarafından ödendiği takdirde, işyeri hakkında sigorta müfettişine inceleme yaptırılmayabileceği belirtilmiş; 16’ncı fıkrasında; Kuruma, yeterli işçilik bildirilmiş olup olmadığının araştırılmasına ilişkin yöntem, işin yürütümü için gerekli olan asgari işçilik tutarının tespitinde ve Kuruma yeterli işçilik bildirmiş olup olmadığının araştırılmasında dikkate alınacak asgari işçilik oranlarının saptanması...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, davalı Kurum tarafından eksik işçilik sonucu tahakkuk ettirilen fark prim borcunun iptali ile istemine ilişkindir. Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....
Belirtilen açıklamalar ışığında dosya kapsamı incelendiğinde, mahkemece uyulan bir önceki bozma ilamımızda, söz konusu inşaatın metrekare birim fiyatı yönünden dosya kapsamında bir uyuşmazlık olmadığının belirtildiği, uyuşmazlığın asgari işçilik oranına ilişkin olduğu hususlarına değinilmiş, bozma sonrası yapılan araştırmaya göre asgari işçilik oranının %9 olduğu belirtilip, metrekare birim fiyatının 283,00 TL olduğundan hareketle hesaplama yapıldığı, ne varki, bir önceki uyulan bozma ilamımızda da belirtildiği üzere metrekare birim fiyatı üzerinde anlaşmazlık olmadığından, kurum işlemindeki metrekare birim fiyatı üzerinden hesaplama yapılması gerektiği ile asgari işçilik oranın da %9 olduğu tüm dosya kapsamına göre belirgin olduğundan, kurum işleminin yerinde olduğu ve giderek davanın reddine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
Bu araştırma sonucunda yeterli işçiliğin bildirilmemiş olduğu anlaşılırsa, eksik bildirilen işçilik tutarı üzerinden hesaplanan prim tutarı, 89 uncu madde gereği hesaplanacak gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte bir ay içinde ödenmek üzere işverene tebliğ edilir. Bu maddenin birinci ve ikinci fıkrasında belirtilen usûllerle Kuruma bildirilmediği tespit edilen asgarî işçilik tutarı üzerinden Kurumca re'sen tahakkuk ettirilen sigorta primleri, 88 inci ve 89 uncu maddeler dikkate alınarak işverene tebliğ edilir. İşveren, tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde Kuruma itiraz edebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazın reddi halinde işveren, kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde yetkili iş mahkemesine başvurabilir. Mahkemeye başvurulması, prim borcunun takip ve tahsilini durdurmaz. …” hükmüne yer verilmiştir....
ilişkin yöntem, işin yürütümü için gerekli olan asgari işçilik tutarının tespitinde ve Kuruma yeterli işçilik bildirmiş olup olmadığının araştırılmasında dikkate alınacak asgari işçilik oranlarının saptanması ve asgari işçilik oranlarına yönelik itirazların incelenerek karara bağlanması amacıyla Kurum bünyesinde Asgari İşçilik Tespit Komisyonu kurulduğu açıklanmıştır....
Yapılan bu açıklamalar ışığında, mahkemece davalı vekilinin tüm aşamalarda takas ve mahsup talebi kapsamında bildirdiği ve istinaf dilekçesinde tekrar ettiği dava dışı işçiler tarafından davalı yan hakkında açılan işçilik alacaklarına ilişkin mahkeme dosyalarının ve varsa icra takip dosyalarının getirtilerek, davalı yanca davacı adına yapılan ödemeler olup olmadığının, varsa takas ve mahsup edilip edilmeyeceğinin tespiti için bilirkişi kurulundan denetime elverişli ek rapor aldırılmak suretiyle sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, davalı vekilinin bu yöndeki itirazlarına rağmen bu hususlar değerlendirilmeksizin eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur....
aylar arasında eksik işçilik bildirimi tespitine dayalı olarak tahakkuk ettirilen prim ve gecikme zammı borcu tahakkukunun ödenmesi nedeni ile alacak istemine ilişkin dava sonucunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. 506 sayılı Yasanın konuya ilişkin 130. maddesinde yer alan, “işverenin Kuruma, emsaline, yapılan işin nitelik, kapsam ve kapasitesine göre işin yürütülmesi için gerekli olan sigortalı sayısının, çalışma süresinin veya prime esas kazanç tutarının altında bildirimde bulunduğunun Kurumca saptanması halinde, işin yürütülmesi için gerekli olan asgari işçilik miktarı, yapılan işin niteliği, bünyesinde kullanılan teknoloji, iş yerinin büyüklüğü, benzer işletmelerde çalıştırılan işçi sayısı, ilgili meslek veya kamu kuruluşlarının görüşü gibi unsurları dikkate alarak sigorta müfettişi tarafından tespit edilir.”...
Asliye Hukuk Mahkemesince temin edilen kusur ve hasara ilişkin bilirkişi raporlarının yeterli ve geçerli nitelikte raporlar olduğundan, görülmekte olan davada usul ekonomisi gözetildiğinde, bu hususlar bakımından yeniden rapor alınmasının gerekmediği, ancak davalı ... şirketinin poliçe kapsamında gerçek zararlardan sorumlu olması nedeniyle sadece değer kaybı zararı ile artan prim zararından sorumluluğu yoluna gidileceği benimsenmek ve davalı sigortacının sorumluluk miktarının ne olacağına ilişkin dosya kapsamından temin edilen aktüer bilirkişi raporundan da yararlanılmak suretiyle; "... 6.838,00 TL değer kaybı, 555.25 TL artan prim zararı toplamı olan 7.393,25 TL'nin % 70 kusur oranına göre hesaplanan 5.175.27 TL'ye, karar tarihi olan 26/06/2014 tarihinden takip tarihi olan 08/08/2014 tarihi arasındaki 43 günlük yasal faiz uygulanmak suretiyle davacının bu miktar için 54,87 TL yasal faiz isteyebileceği, söz konusu tazminat kalemleri için hesaplanan feriler toplamının ise 1.261,00 TL (feriler...
Mahkemece, 5510 sayılı Yasanın 85’inci maddesi kapsamında tahakkuk ettirilmesi gereken prim borcunun varlığı bakımından esas alınacak fark işçilik incelemelerinde, asgari işçilik oranından %25 oranındaki indirim uygulanmaksızın denetime elverişli olacak şekilde ve bozma kararımız çerçevesinde bir hesap raporu alınmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. Kabule göre de, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; eksik işilik bedelinin kuruma ödendiği konusunda, Kurumun bir kabulünün olmadığının Davalı Kurum vekili tarafından ifade edildiği, davacı şirketce bu bedelin ödeneceğine ilişkin 23.07.2009 tarihli taahhütname dışında bir belge sunulmadığından, dava konusu iş ile ilgili olarak, 1089128 dicil sayılı dosyada, takip tarihi itibariyle, 658,15 TL eksik bildirilen prim borcu ve 344,95 TL gecikme faizi olmak üzere toplam 1.003,10 TL prim borcu olduğu rapor edilmişse de, Mahkemece anılan tutarın ödenip ödenmediği konusunda bir irdeleme yapılmaksızın, karar verilmiş olması hatalıdır....