Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, 17/08/1999 tarihinde meydana gelen deprem afeti sonucunda konutunun ağır hasar görmesi nedeni ile hak sahipliği müracaatında bulunan davalı ...’ün talebi kabul edilerek dava konusu 308 ada 1 parsel sayılı taşınmazda bulunan 5 nolu bağımsız bölümün adına tescil edildiğini, yapılan inceleme neticesinde davalı tarafın depremin olduğu tarihte konutta oturmadığının ve kooperatifin de üyesi olmadığının tespit edildiğini, haksız olarak elde edilen konutun geri alınması için 01/09/1999 tarihli ve 574 sayılı KMK ile 7269 sayılı Kanun ve bu Kanun'un 29. maddesi gereğince hazırlanan ...Sahibi Olanların Tespiti Hakkındaki Yönetmeliğin 20. maddesi gereğince davalının hak sahipliğinin iptal edildiğini, davalının kararın iptali için açtığı davanın reddedildiğini ve kararın derecattan geçerek kesinleştiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescile karar verilmesini istemiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, kamulaştırma bedeline ilişkin olarak hak sahipliğinin tesbiti istemine ilişkin olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay K.nun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 4.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 28.3.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

      Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davanın 3201 sayılı Yasanın 5. maddesi kapsamında borçlanılan sürenin sigorta başlangıç tarihinden ileriye doğru mal edilmesi ile aylığın miktarının belirlenmesi ve önceki tarihten aylığa hak kazanıldığının tespiti istemine ilişkin olup, İlk derece mahkemesinin davanın tümden reddine dair kararının davacı tarafından sadece 3201 sayılı Yasanın 5. maddesine yönelik istem bakımından istinaf edilmesi karşısında, aylığın 01.04.2014 tarihinden itibaren bağlanmasına ilişkin istem yönünden verilen kararın kesinleşmiş olması dikkate alınarak, anılan isteme yönelik olarak yapılan temyiz isteminde hukuki yararın bulunmadığının belirgin olması ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle nedeniyle, usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden ilgiliden alınmasına, dosyanın kararı veren İlk Derece...

        "İçtihat Metni" Dava, sigorta başlangıcı tarihinin belirlenmesi aylığın kesilmesi ve yersiz aylığa ilişkin Kurum işlemlerinin iptali ile aylığın yeniden kesildiği tarihten itibaren bağlanarak ödenmeyen aylıkların yasal faiziyle ödenmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 29.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          sahipliğinin hem şirket pay defterine kaydedilmesi hem de ---- nezdinde tescili gerektiği, ancak,------ sıfatı ile görevleri olarak gerçekleştirmeleri gereken işbu işlemler gerçekleştirilmediği, bu sebeple Mahkememiz tarafından müvekkilinin ---- %90 payının üzerindeki en az 1/2 oranındaki hak sahipliğinin tevsiken tespiti----nezdinde tesciline karar verilmesi talep edilmiştir....

            İş Mahkemesinin 24.11.2017 tarihli hükmünün, birinci fıkrasının tamamen silinmesi ile yerine “Davacıya 01.10.2013 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine ve bu tarihten sonra 01.11.2015 tarihine kadar ödenmesi gereken aylıkların, 01.01.2014 tarihi başlangıç kabul edilerek, aylığa hak kazanılan tarihlerden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine” ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 18.05.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              TALEP : İhtiyati tedbir TALEP TARİHİ : 28/08/2020 KARAR TARİHİ : 19/11/2020 KARAR YAZIM TARİHİ : 19/11/2020 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde istinaf edilmiş olmakla Dairemizce HMK'nın 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde belirtilen nedenlerle davalı Sara Berru'nun kızı, kocası ve yakın arkadaşlarına usulsüz şekilde devir işlemleri yaptığını, bu nedenle müvekkilinin büyük ekonomik zarara uğrattığını, davalı tarafça davanın öğrenilmesiyle taşınmazın hak sahipliğinin yine bu şekilde noter işlemiyle üçüncü kişilere devredilmesi yoluna gidileceğini ve bu yolla müvekkilinin telafisi imkansız zararlara uğrayacağını , bu nedenle Emlak Konut Gyo A.Ş. yazı yazılarak dava konusu taşınmazın hak sahipliğinin dava dışındaki...

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, Mahalli İskan Komisyonu’nun 22.12.1992 tarihli kararıyla 2510 sayılı Kanun uyarınca davalıların hak sahibi sayılmasına karar verilip 1464 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan Halil ve ailesi adına tahsisen tescil edildiğini, bilahare Mahalli İskan Komisyonu’nun 27.04.2012 tarih ve 345 sayılı kararı ile, başvuru veya hak sahipliği karar tarihinden önce davalıların mirasbırakanı Halil Gözel’in Bağ-Kur kaydının bulunması nedeniyle hak sahipliğinin iptaline karar verildiğini, davalıların hak sahipliğinin iptali kararının iptali istemiyle açtıkları davanın Hatay İdare Mahkemesinin 2015/434 Esas, 2015/665 sayılı kararı ile açılmamış sayılmasına karar verilip kesinleştiğini, kaydın hukuki dayanağının kalmadığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır....

                  Davalılar vekili, mirasbırakan ....1989 yılında hak sahibi olup 1980 yılında ölümüyle dava konusu taşınmazın mirasçılarına 2000 yılında teslim edildiğini, davalı idarenin yapılan bir şikayet üzerine 14.04.2006 tarihli kararı ile hak sahipliğinin iptaline karar verdiğini, işlemin iptal gerekçesinin davalıya ölen eşinden başkaca bir taşınmaz kalması nedenine dayandırıldığını, ...... hak sahipliği için 1976 yılında başvurmasına rağmen taşınmazın ölümünden çok sonra 2000 yılında teslim edildiğini, başvuru tarihinden taşınmazın teslim tarihine kadar geçen bu 24 yıllık süre içerisinde koşulların değişmesinin hak sahipliğini etkilemeyeceğini, aile temsilcisi ...bu süre zarfında birikimiyle Kahramanmaraş’tan gecekondu bölgesinden aldığı arsaya, mirasçılarının gecekondu yaptıklarını, idarenin kıymetsiz taşınmazı gerekçe göstererek 24 yıl sonra tahsis edilen taşınmazı geri almasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, idare mahkemesinde açılan davanın retle sonuçlanıp kesinleştiğini ancak aynı hususta...

                    Tapu tahsis belgesinin kişisel hak sağlaması özelliğinden dolayı, hakkın alacağın temliki yoluyla bir başka kişi adına temliki olanaklıdır. Tapu tahsis belgesini temlik alan kişi de kısaca İmar Affı Kanunu olarak bilinen 2981 sayılı Kanunun 13/a maddesindeki koşulları taşıması halinde ve diğer koşulların varlığı durumunda buna dayanarak mülkiyetin verilmesini dava edebilir. Somut olaya gelince; Yukarıda sözü edildiği üzere dava; mülkiyet aktarımı istemiyle değil, hak sahipliğinin tespiti istemiyle açılmıştır. Kısaca dava, bir tespit davasıdır. Ne var ki, tespit davasının dinlenebilmesi için davacının dava konusu hukuki ilişkinin var olup olmadığının mahkemece hemen tespitinde hukuki bir yararı bulunması gerekir. Esasen, eda davası açmak suretiyle elde edilecek hukuki menfaat talebinin içinde tespit hükmü de bulunduğundan davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararı yoktur....

                      UYAP Entegrasyonu