Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1- Asıl davada davacıların mali hak devir sözleşmesi yaptıkları dava dışı ...’in dava konusu kitaplar üzerinde eser sahibi olduğu iddiasıyla davalı aleyhine FSEK m. 68’e dayalı işbu dava açılmıştır. Asıl davada davalı tarafından ise, piyasaya sunulan kitapların eser sahibinin ... olduğu ve bu kişinin verdiği izin ile dava konusu kitapların basıldığı savunulmuştur. Dosya kapsamından, birleşen 2014/219 Esas sayılı dava dosyası ile ... tarafından ... aleyhine bahsi geçen dava konusu kitaplar için eser sahipliğinin tespiti ve manevi tazminat davası açıldığı ve bu davanın işbu dava dosyasından tefrik edilerek başka bir esasa kaydedildiği anlaşılmaktadır....
SONUÇ: Görevli dairenin belirlenmesi için dava dosyasının Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 22.4.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda “hak sahipliği sıfatının aslında 5510 sayılı yasanın yürürlüğünden önce ölen babanın ölüm tarihinde kazanıldığı ve bu nedenle hak sahipliği sıfatının 5510 sayılı yasanın yürürlüğü öncesinde babanın tabi olduğu sigortalılık statüsünün bağlı olduğu mevzuata göre belirlenmesi gerektiğini kabul etmekte iken, Yargıtay 10....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Fikrî ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi SUÇ : 5846 Sayılı Kanuna Aykırılık Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Şikayetçi vekilinin 10.07.2013 havale tarihli dilekçesinde, sanığın işyerindeki bilgisayarda ele geçirilen eserler nedeni hak sahipliği belgelerini sunarak şikayetçi olduğu ve 13.09.2013 havale tarihli dilekçesinde, davaya katılma istemini bildirmiş olmasına rağmen yerel mahkemece yeterli belge sunmadığından katılma talebinin reddine karar verilmiş ise şikayetçi vekilinin sunmuş olduğu belgelerin hak sahipliğinin ispatı için yeterli olduğu ve hükmü temyiz etmesi kamu davasına katılma isteğini yansıttığından CMK'nın 237/2. maddesi uyarınca suçtan zarar gören şikayetçinin davaya katılmasına karar verilerek; Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi....
Köyü, 252 ada 7 parsel sayılı taşınmazı doğrudan satın almaya yönelik talebinin 12.01.2017 tarih ve 15778196- 300- ()-235 sayılı yazısıyla reddedildiğini, ancak uzun yıllardır taşınmazı zilyetliğinde tutan ve tarım faaliyetinde kullanan müvekkilinin hak sahibi olduğunu beyanla davalı idarenin hak sahipliğinin reddine dair haksız kararının düzeltilmesini teminen müvekkilinin taşınmazlardaki zilyetliğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Şti. adında bir şirket bulunmadığından, bu davalı yönünden pasif husumet yokluğu dava şartı nedeniyle davanın reddine, davacının belirttiği fikir ve sloganların marka olarak tescili yönündeki talebinin muhatabının TPMK olduğu, mahkemenin böyle bir görevi bulunmadığı, davacının hak sahipliğinin tespiti ve alacak talepleri yönünden ise, bahsedilen fikir ve slogan üzerinde herhangi bir hak sahipliğinin bulunmadığı, TPMK kayıtlarına göre bisküvili lokum patentinin dava dışı Küresel Şekerleme San. ve Tic. Ltd. Şti. adına tescilli olduğu, davalıların davacının herhangi bir hakkının ihlali niteliğinde bir eylemlerinin bulunmadığı gerekçesiyle diğer davalılara yönelik davanın reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davacının aktif husumet ehliyetinin olmadığı gerekçesiyle davacının istinaf isteminin reddine, HMK 353/1-b-2, 355.maddeleri gereğince Bakırköy 1....
-6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 651/2. maddesine göre; "Kıymetli evrakın zayi olduğu veya zıyaın ortaya çıktığı anda senet üzerinde hak sahibi olan kişi, senedin iptaline karar verilmesini isteyebilir." -Çekin zayi olması nedeniyle iptal davasını, çekin zayi olduğu veya zıyaın ortaya çıktığı anda senet üzerinde hak sahibi olan meşru hamil açabilir (Cebeci, Emine; Çekin Zıyaı ve İptali, Erzurum - 2014, s. 85). -Somut olayda davacı tarafın dava dilekçesindeki iddiaları ile dosyaya sunulan çek fotokopisinin incelenmesinde, davacı tarafın çekin keşidecisi olduğu, senet metninden anlaşıldığı üzere meşru hak sahibinin dava dışı lehtar olduğu görülmektedir. Her ne kadar davacı tarafça senedin düzenlenmesi akabinde lehdara teslim edilmeden zayi olduğu iddia edilmiş ise de yukarıda yer verilen içtihatlarda da belirtildiği üzere senet üzerindeki hak sahipliğinin senet metnine göre belirlenmesi gerekmektedir....
Davacılar, hak sahipliğinin iptaline yönelik idari işlemin İdare Mahkemesince iptal edilip kesinleşmesi üzerine, daha önce anılan idari işleme dayalı olarak davacılar tapusunun iptaline karar verilen dosyada yargılamanın iadesini ve çekişme konusu parselin adlarına tescilini istemişlerdir. Sayın çoğunluk ile aramızdaki görüş ayrılığı yargılamanın iadesi şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. İdare Mahkemesince verilen karar ile davaya konu yargılamanın iadesi istenen hükmün konusu aynı taşınmaz olup, her iki dosyada da uyuşmazlık davacıların hak sahipliğinin idarece iptalinden kaynaklanmaktadır....
Hükmen ret istemli davada terekenin borcu, terekenin alacaklılarının kimliği konusunda açıklama yaptırılarak davanın alacaklılara yöneltilmesi, taraflara delil bildirme olanağı sağlanması, terekenin aktif ve pasifinin belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Somut olayda; müteveffa Kadir Kahraman'ın 14/06/2021 tarihinde vefat ettiği ve davanın ise 15/12/2021 tarihinde, 3 aylık süreden sonra açıldığı, davacının dava dilekçesi içeriğinde, murisin ölümünden önce birçok borca girdiği ve ödemeden aciz olduğu, terekenin borca batık olduğu hususlarını belirterek mirasın reddi talebinde bulunulmuştur. Davacı tarafın dilekçe kapsamı içeriği itibariyle TMK 605/2.maddesi gereğince terekenin borca batıklığı sebebine dayandıkları, davanın 606.maddede öngörülen 3 aylık yasal sürenin geçmesinden sonra açılmış olması da dikkate alındığında talebin mirasın hükmen reddi olarak kabul edilip, uyuşmazlığın Zonguldak 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, mülga 2510 sayılı İskan Kanunu kapsamında göçebe hayatı yaşadıkları iddiası ile aile temsilcisi olarak başvuran davalı ... ve ailesinin, Mahalli İskan Komisyonu'nun 30.06.1998 tarih ve 295 no'lu kararı ile tarımsal iskan hak sahipliğini elde etmesi nedeniyle dava konusu ... parsel sayılı taşınmazın davalılar adına 13.06.2003 tarihinde tescil edildiğini, ne var ki davalı ...’nın başvuru öncesi sigortalılık kaydı bulunduğunun tespiti üzerine Mahalli İskan Komisyonu'nun 06.04.2012 tarih ve 253 no'lu kararı ile 30.06.1998 tarihli komisyon kararı ve hak sahipliğinin iptal edildiğini ileri sürüp, tapunun iptali ile taşınmazın ... adına tescilini istemiştir. Davalılar, davaya cevap vermemişlerdir....