Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu kanun, 4 üncü maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine ve işçilerine faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanır.” denilmektedir. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 1.maddesinde ise “İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında akdinden veya Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi görevinin mahkemelerine ait olduğu” belirtilmiştir. Dosya kapsamından; davacının, hizmet sırasında işlenen suç dolayısıyla ödenen tazminatı rücuen talep ettiği ve dava dışı sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hizmet ilişkisine dayandığı anlaşılmakla, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde mahkemesi görevlidir....

    Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 19 ve devamı maddeleri olup, anılan Yasanın 19. maddesinin 1. fıkrasında “İş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az % 10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalı, sürekli göremezlik gelirine hak kazanır.” hükmüne, 21. maddenin 1. fıkrasında da “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir....

      Sigortalı olabilmek için bu koşulların bir arada bulunması zorunludur. 5510 sayılı Kanunun 13. maddesinde ise kazası, "a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada, b)(Değişik bend:17.04.2008-5754 S.K./8.mad) İşveren tarafından yürütülmekte olan nedeniyle, sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu nedeniyle, c)Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda, d)(Değişik bend:17.04.2008-5754 S.K./8.mad) Bu Kanunun 4üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda, e)Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen özüre uğratan olay olarak tanımlanmıştır....

        Kusur durumu saptanırken, güvenliği mevzuatına göre hangi önlemlerin alınması gerektiğinin, bu önlemlerin işverence alınıp alınmadığının ve alınmış önlemlere sigortalı işçinin uyup uymadığının, 5510 sayılı Kanunun 21., 4857 sayılı Kanunun 77., İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü hükümleri çerçevesinde değerlendirilerek belirlenmesi gerekir. 2-Gerçek zarar hesabı tazminat hukukuna ilişkin genel ilkeler doğrultusunda yapılmalı, sigortalı sürekli göremezlik durumuna girmiş ise bedensel zarar hesabı, ölümü halinde destekten yoksun kalma tazminatı (Borçlar Kanununun 45–46, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 54–55. maddeleri) hesabı dikkate alınmalıdır....

          Dava; 13.07.2010tarihli trafik kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirin rücuan tahsili istemine ilişkin olup davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 21. maddesidir. 5510 sayılı Kanunun 21. maddesinin 1. fıkrasında, kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve güvenliği mevzuatına aykırı bir davranışı sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamının, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirileceği, 4. fıkrasında, kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle gerçekleşmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısının, zarara sebep olan...

            Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasanın Geçici 10 maddesinin 2. fıkrasının “Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce sigortalı olup bu Kanunun yürürlük tarihinden önce veya sonra sakatlığı nedeniyle vergi indiriminden yararlanmaya hak kazanmış durumda olan sigortalılar hakkında, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun mülga 60 ıncı maddesinin (C) bendinin (b) alt bendi ve geçici 87 nci maddesine göre işlem yapılır. “ hükmü gereği 506 sayılı Yasanın 60 ve Geçici 87. maddeleridir. 506 sayılı Yasanın 60/C-b maddesi “Sakatlığı nedeniyle vergi indiriminden yararlanmaya hak kazanmış durumda olan sigortalılardan; ilgili mevzuatı uyarınca, I. derece sakatlığı olanlar yaşları ne olursa olsun en az onbeş yıldan beri sigortalı bulunmak ve en az 3600 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmak, II. derece sakatlığı olanlar yaşları ne olursa olsun en az onsekiz yıldan beri sigortalı olmak ve en az 4000 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmak, III. derece sakatlığı...

              İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 30/11/2021 NUMARASI : 2020/274- 2021/338 DAVA KONUSU : Kurum İşleminin İptali KARAR : Bursa 1. İş Mahkemesinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı kararına karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulduğundan dosya incelendi. TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı Kurumda 1987 yılından itibaren sigortalı kaydı bulunan davacının Nilse İnş. Tur. San. Tic. Ltd. Şti.'...

              Kurumun kanundan doğan basit rücu hakkı nedeniyle, tazmin sorumlularının sigortalı ya da hak sahiplerine yapmış oldukları ödemelerin rücu alacağından düşülmemesi gerekmekte ise de; sigorta şirketlerinin 2918 sayılı Kanun kapsamında poliçeye dayalı akdi sorumluluğu nedeniyle poliçe limitini teşkil eden miktarı sigortalı ya da hak sahiplerine ödediğinin geçerli belgelerle kanıtlanması durumunda; sigorta şirketlerinin mükerrer ödeme ile karşı karşıya bırakılmaması bakımından ödedikleri miktar oranında sorumlu tutulmaması, yargılama giderleriyle vekalet ücretinden sorumluluğun da, poliçe limiti kapsamındaki ödeme yükümlülüğüyle orantılı olarak belirlenmesi gerekir. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında, davalı ...Ş. yönünden sorumlu olduğu harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin poliçe limiti kapsamında kalan ödeme yükümlülüğüyle orantılı olarak belirlenmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

                Davacı, 2510 Sayılı İskan Kanununa göre Mahalli İskan Komisyonunun 22.12.1992 tarih bila sayılı kararı ile davalıların hak sahipliğine karar verilmesi üzerine dava konusu 2550 parsel sayılı taşınmazın 12.04.2006 tarihinde davalılara tahsis ve temlik edildiğini, aile temsilcisi ...’ın 26.04.1997 tarih 73 sayılı Mahalli İskan Komisyonu kararı ile ebeveyni ile birlikte topraklandırıldığının tespiti üzerine 05.12.2012 tarih 2012/724 sayılı Mahalli İskan Komisyonu kararı ile hak sahipliğinin iptaline karar verildiğini, adı geçenin bu karara karşı idare mahkemesinde açtığı iptal davanın reddine karar verilip kesinleştiğini ileri sürerek dava konusu 2550 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile her türlü takyidattan ari olarak Hazine adına tescilini istemiştir.Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, hak sahipliğinin iptaline ilişkin kararın iptali için idare mahkemesinde açılan davanın retle sonuçlandığı, davalılar adına olan sicil kaydının dayanaksız...

                  Şu hâlde Mahkemece; kazasının gerçekleştiği kolu ile, işçi sağlığı ve işgüvenliği alanında uzman kişilerden seçilecek bilirkişi kurulundan tazminat dosyasındaki rapor ve olayın oluş şekli de gözetilmek suretiyle yeniden kusur raporu aldırılmalı, maddi oluşa ve kanuna uygun olarak kusur oran ve aidiyetleri usûlünce belirlenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir. 2-Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanunun 26. maddesindeki halefiyet ilkesi uyarınca, Kurumun rücu alacağı; hak sahiplerinin tazmin sorumlularından isteyebileceği maddi zarar (Tavan) miktarı ile sınırlı iken, Anayasa Mahkemesi’nin, 21.03.2007 gün ve 26649 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 23.11.2006 gün ve E: 2003/10 - K: 2006/106 sayılı kararı ile 26. maddedeki “…sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarla sınırlı olmak üzere…” bölümünün Anayasaya aykırılık nedeniyle iptali sonrasında, Kurumun rücu hakkının, yasadan doğan kendine özgü ve sigortalı ya da hak sahiplerinin hakkından...

                    UYAP Entegrasyonu