Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, murislerinin yurtdışı borçlanması yaparak ödediği miktarın faiziyle birlikte iadesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....

    Asliye Hukuk Mahkemesi SAYISI : 2015/166 E., 2020/167 K. 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun (2797 sayılı Kanun) 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 ... maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; asıl ve birleşen dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun kapsamında 2B arazisi hak sahipliğinin devrine ilişkin muvafakat senedinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin bölümüne ilişkin 25.01.2023 tarihli ve 1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Kanun’un 60 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. KARAR Açıklanan sebeple; Dosyanın YARGITAY 8....

      İş Mahkemesi TÜRK MİLLETİ ADINA Davacı, tahsil talep tarihi olan 02/02/2015 tarihi itibariyle yetim aylığından faydalanabilmesine dair hak sahipliğinin kabulüne karar verilmesini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesi üzerine davalı Kurum vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tescil KARAR Mahkeme tarafından yapılan nitelendirmeden de anlaşıldığı üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık, 2510 sayılı İskan Kanunu'nun 6. maddesi uyarınca davalı adına tahsisen tescil edilen, daha sonra davalı hakkında yapılan araştırma sonucu aynı mahalli iskan komisyonu kararı ile hak sahipliğinin ve daha önce alınmış komisyon kararının iptaline karar verildiği, 5543 sayılı İskan Komisyonu Uygulama Yönetmeliği'nin 18.madde 5. fıkrası uyarınca taşınmazı geri alma hakları bulunduğu iddiası ile açılan yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve Hazine adına tescil isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 14.01.2017 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 20.01.2017 günlü ve 2017/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip 27.01.2017 tarihli ve 29961 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2017 günü yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin bölümü uyarınca...

          DAVACI : VEKİLİ : DAVALI : VEKİLİ : DAVANIN KONUSU : Faydalı Model ve Patent Başvurusu Üzerinde Hak Sahipliğinin Tespiti Taraflar arasında görülen davada Ankara 5....

            Kurumun kanundan doğan basit rücu hakkı nedeniyle, tazmin sorumlularının sigortalı ya da hak sahiplerine yapmış oldukları ödemelerin rücu alacağından düşülmemesi gerekmekte ise de; sigorta şirketlerinin 2918 sayılı Kanun kapsamında poliçeye dayalı akdi sorumluluğu nedeniyle poliçe limitini teşkil eden miktarı sigortalı ya da hak sahiplerine ödediğinin geçerli belgelerle kanıtlanması durumunda; sigorta şirketlerinin mükerrer ödeme ile karşı karşıya bırakılmaması bakımından ödedikleri miktar oranında sorumlu tutulmaması, yargılama giderleriyle vekalet ücretinden sorumluluğun da, poliçe limiti kapsamındaki ödeme yükümlülüğüyle orantılı olarak belirlenmesi gerekir....

              Davalı ..., hak sahipliğinin iptaline ilişkin kararın kendilerine tebliğ edilmediğini, yine kendileri tarafından açılmış bir davanın da bulunmadığını, ayrıca 5543 sayılı İskan Kanununa eklenen geçici 7. maddenin üçüncü fıkrasında mülga 2510 sayılı Kanun döneminde hak sahibi olanların hak sahipliklerinin herhangi bir koşul aranmaksızın devam edeceği hükmünün düzenlendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Diğer davalılar, usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemişlerdir.Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece “...Her ne kadar, Mahalli İskan Komisyonunun hak sahipliğinin iptaline dair karar, davalılara tebliğ edilmemiş ise de, davalıların Hatay İdare Mahkemesi 2011/1746 Esas sayılı dosyası üzerinden kararın iptali istemi ile dava açtıkları, davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği ve 10/09/2012 tarihinde temyiz edilmeksizin kesinleştiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Bu durumda, iptal kararından davalıların haberdar oldukları kabul edilmelidir....

                Kazanın oluşu gözetildiğinde davalıların asli kusurlu olduğu belirginse de, panik yapan sigortalıya daha fazla oranda kusur verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi isabetsiz bulunmuştur. 2-Mahkemece hükme esas alınan gerçek zarar hesap raporuna ilişkin olarak; 5510 sayılı Kanunun “İş Kazası ve Meslek Hastalığı İle Hastalık Bakımından İşverenin ve Üçüncü Kişilerin Sorumluluğu” başlıklı 21. maddesine göre; kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, 506 sayılı Yasa'ya tabi sigortalı iken oğlu ...'nun sigortası üzerinden 6.8.2003 tarihini izleyen aybaşından itibaren ölüm aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi....

                    Ancak, kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değeri, hak sahiplerinin yaşı, gelirin kesilme olasılığı ve iskonto oranı gözetilerek belirlenen tutarı ifade etmektedir. 506 sayılı Yasanın 92. maddesi ise , “Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile kazalarıyla meslek hastalıkları sigortasından hak kazanılan aylık ve gelirler birleşirse, sigortalıya veya hak sahibine bu aylık ve gelirlerden yüksek olanın tümü, eksik olanın da yarısı bağlanır. Bu aylık ve gelirler eşitse, kazalarıyla meslek hastalıkları sigortasından bağlanan gelirin tümü, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından bağlanan aylığın da yarısı verilir.” düzenlemesini içermektedir....

                      UYAP Entegrasyonu