"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davacı Kurum vekili ile davalı ... vekilince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı ... vekilinin tüm, davacı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Dava, müşterek müteselsil sorumluluk esasına göre açılmış olup, teselsüle dayanan davalarda; Kurum, sigortalı, ya da, hak sahiplerine yaptığı sosyal sigorta yardımlarının tümünün tazminini, bütün sorumlulardan birlikte veya sorumluların her birinden, ayrı ayrı, yada, sadece, birinden istemek hakkına sahiptir....
Ayrıca, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölümlerde, bu Kanun uyarınca hak sahiplerine bağlanacak gelir ve verilecek ödenekler için, iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde kusuru bulunan hak sahiplerine veya iş kazası sonucu ölen kusurlu sigortalının hak sahiplerine, Kurumca rücu edilmez" düzenlemesine yer verilmiştir. Somut olayda; davalı tarafça meydana gelen kazanın iş kazası niteliğinde olduğundan geçici iş göremezlik ödeneğinin SGK tarafından sigorta şirketine rücu edildiği, davacının kalıcı maluliyet oranı da dikkate alındığında davacıya SGK Başkanlığı tarafından gelir bağlanmış olma ihtimalinin yüksek olduğundan bu hususta araştırılma yapılması talep edilmiş ve İtiraz Hakem Heyeti tarafından gerekli araştırma yapılmadan itiraz reddedilmiştir....
Davalı, hak sahipliğini kanıtlayan belgeler ve taahhütname gereğince borçlandırılarak konut tahsis edildiğini, 7269 sayılı Kanun uyarınca hak sahipliğinin kabulü için tapuda malik olarak görünmesi şartının yer almadığını, mülkiyet ilişkisinin tapudan başka belgelerle kanıtlanması olanağının sağlandığını, depremde yıkılan evde kardeşi ile birlikte ortak mülkiyet hakkına sahip olduklarını, binayı birlikte inşa ettiklerini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, Mahalli Hak Sahipliği İnceleme Komisyonu kararı ile davalının hak sahipliğinin iptal edildiği, davalı tarafça bu işlemin iptaline ilişkin olarak açılan ... 1. İdare Mahkemesi’nin 2013/770 E. davasının reddedilep, kararın kesinleştiği , davalının dava konusu taşınmazı haksız olarak adına tescil ettirdiği gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davalı tarafından istinafı üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....
Davalılar, hak sahipliğinin iptaline yönelik olarak Hatay İdare Mahkemesinde açılarak reddedilen kararın doğru ve haklı olmadığını, hak sahipliğinin iptaline karar verilmesinin idari istikrar ilkesine aykırı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, Mahalli Komisyon Kararı idare mahkemesi tarafından iptal edilmemiş ise de kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği, Danıştay'ın yerleşik içtihatlarında da belirtildiği üzere, davalıların göçer sayılmasına engel teşkil edecek yasal bir durum bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi Merve Arslantürk'ün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....
Davacı, 5543 sayılı İskan Kanunu kapsamında göçebe hayatı yaşadıkları iddiası ile başvuran davalıların, Mahalli İskan Komisyonu’nun 26.09.1998 tarih ve 105 no’lu kararı ile tarımsal iskan hak sahipliğini elde etmesi nedeniyle dava konusu ... parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tescil edildiğini, ne var ki davalı ...’nun ebeveyninin yanında topraklandırıldığı halde yeniden hak sahibi yapıldığının tespit edilmesi üzerine Mahalli İskan Komisyonu’nun 15.06.2011 tarih ve 12 no’lu kararı ile 26.09.1998 tarihli komisyon kararı ve hak sahipliğinin iptal edildiğini, kaydın temelsiz kaldığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile ... adına tescilini istemiştir. Davalılar, Mahalli İskan Komisyonu’nun 15.06.2011 tarih ve 12 no’lu iptal kararının iptaline ilişkin idari yargıda açılan davanın sürdüğünü, eldeki davada bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır....
Dava; 03.04.2006 tarihli iş kazası sonucu sürekli iş göremez durumuna girmesi ile bağlanan gelirler ve yapılan masrafların tahsili istemine ilişkin olup, 5510 sayılı Yasanın 21. maddesiyle yeniden getirilen “sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı” tazmin hükmünün, 5510 sayılı Yasanın yürürlüğü öncesinde gerçekleşen iş kazalarından kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı gözetildiğinde, davanın yasal dayanağını 506 sayılı Yasanın 26. ve 87. maddeleridir. Anılan madde uyarınca davalıların Kurumun rücu alacağından sorumluğu ancak kusurlarının varlığı halinde mümkündür. ...’ye ait termik santralde temizlik ve yemek dağıtım işini alan ... İnş. Nak. Tem. Güv. Tic. San. Ltd....
Mahkemece, 12.07.2013 tarihinde kabul edilen 6495 sayılı Kanun ile 5543 sayılı İskan Kanununda eklenen Geçici 7. maddesinin üçüncü fıkrasında; "Mülga 2510 sayılı kanuna göre hak sahibi olanların hak sahiplikleri herhangi bir koşul aranmaksızın bu kanuna göre devameder." hükmüne yer verildiği, ayrıca davalı ...'ın dosyaya gelen SGK kayıtlarından yalnızca 1988 yılında 60 günlük çalışmasının bulunduğu ve bu bakımdan söz konusu sigortalı çalışma olgusunun davalının yerleşik hayata geçtiği şeklinde yorumlanamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....
Tazmin sorumlularının her biri, vefatları halinde de mirasçıları, Kuruma karşı zararın tamamından müteselsilen, fakat birbirlerine karşı kendi yada murislerinin kusurları oranında sorumludurlar. Eldeki dosyada, 22.08.2008 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalılardan...A.Ş. G.M' nin %40, ...'in %30, kurum sigortalısının %30 kusurlu oldukları belirtilmiş, istemin teselsüle dayalı olması nedeniyle, tazmini gereken kurum alacağının davalıların toplam kusur oranı (% 70) üzerinden belirlenmesi gerekirken, mahkemece, davalıların kusurları oranında belirlenmiş olması, yine; harç, vekalet ücreti ve yargılama gideri yönlerinden teselsüle dayalı olarak hüküm tesis edilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
Sigorta şirketi tarafından, 2918 sayılı Yasa kapsamında poliçeye dayalı akdi sorumluluk nedeniyle poliçe limiti dahilinde, sigortalı ya da hak sahiplerine ödeme yapıldığının geçerli belgelerle kanıtlanması durumunda, sigorta şirketinin mükerrer ödeme ile karşı karşıya bırakılmaması bakımından, ödediği miktar oranında tazmin sorumluluğundan kurtulduğunun kabulü gereklidir. Eldeki davada, her ne kadar bozmaya uyularak hak sahiplerine yapılan ödemeler davalı ... şirketinden sorulmuş ise de, davalı ... Sigorta AŞ.'...
Dava konusu bağımsız bölümün davalılar adına tesciline dayanak olan Türkoğlu Mahalli İskan Komisyonu'nun 24.08.1995 tarihli işleminin 13.12.2011 tarihli Mahalli İskan Komisyonu kararı ile iptal edildiği, hak sahipliğinin iptaline ilişkin anılan 13.12.2011 tarihli kararın iptali için ... 2. İdare Mahkemesi'ne dava açıldığı, davanın reddine ilişkin kararın Danıştay'ın 05.02.2014 tarih 2013/4278 Esas 2014/690 Karar sayılı kararı ile bozulduğu, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda ... İdare Mahkemesi'nin 05.05.2015 tarih 2015/224 Esas 507 Karar sayılı kararı ile hak sahipliğinin iptaline ilişkin 13.12.2011 tarihli idari işlemin iptaline karar verildiği ve bu kararın 18.05.2016 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu halde, hak sahipliğinin iptaline ilişkin idari işlemin iptal edildiği ve iptale ilişkin hükmün kesinleştiğinden bahisle eldeki davada verilen hükmün bozulması gerektiği anlaşıldığından onama kararının kaldırılarak hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....