Anayasa'nın “Sendika kurma ...” kenar başlıklı 51 inci maddesinin son fıkrası şöyledir: “Sendika ve üst kuruluşlarının tüzükleri, yönetim ve işleyişleri, Cumhuriyetin temel niteliklerine ve demokrasi esaslarına aykırı olamaz.” 3. Sendika Tüzüğü’nün “Disiplin cezaları” kenar başlıklı 34 üncü maddesi şöyledir: “(1) Disiplin cezaları: a) Uyarma, b) Kınama, c) Geçici olarak yöneticilikten uzaklaştırma, d) Kesin olarak yöneticilikten uzaklaştırma, e) Üyeliği askıya alma, f) Üyelikten çıkarma’dır. (2) Uyarma ve kınama cezası Genel Disiplin Kurulu tarafından, üyelikten çıkarma cezası hariç diğer disiplin cezaları Genel Yönetim Kurulu tarafından verilir. (3) Üyelikten çıkarılma cezası hariç olmak üzere, disiplin soruşturması sonucunda üyenin hangi cezayla tecziye edileceğine, işlenmiş olan fiilin veya gerçekleşen halin ağırlığına göre karar verilir. Aynı fiili işleyenler hakkında, farklı cezaya hükmedilemez....
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili; davacının davalı sendikada şubesinde profesyonel olarak görev yaparken aynı anda Sendika Genel Yönetim Kurulu üyeliği görevlerinde profesyonel olarak görev yaptığını, şubede görevini yürütürken sendikanın genel yönetim kurulu tarafından 10/03/2010 tarihinde tedbirli olarak ve kesin ihraç istemli olarak görevden alındığını ve sendika disiplin kuruluna sevk edildiğini, yönetim kurulunun da sürekli olarak görevine son verilmesine karar verdiğini, müvekkili tarafından görevinden alınması kararının iptaline ilişkin açmış olduğu davayı kazandığını ve kesinleştiğini, bu kesinleşme üzerine müvekkilinin sendika tüzüğünden doğan haklarının ödenmesini talep ettiğini, ancak olumsuz cevap verildiğini...
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 16/12/2021 NUMARASI : 2021/125 ESAS - 2021/212 KARAR DAVA KONUSU : Sendikalara İlişkin Mevzuattan Kaynaklanan Davalar (Sendika Yönetim Kurulu Kararına İtiraz İstemli) KARAR : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı hakkında disiplin soruşturması başlatılmasının temel gerekçesinin, sendika yönetimine dönük eleştirilerini yazılı-görsel basın ve sosyal medya mecralarında yapması olduğunu, KESK Genel Meclisince alınan karar ile; KESK üyelerince başlatılan KESK Genel Merkezinde oturma eyleminin konfederasyonu hedef haline getirdiği gerekçesi ile sonlandırıldığını, Davacının da aralarında bulunduğu Hatay Şube Yürütme Kurulu Üyelerince, müvekkili sendika ve bağlı olduğu kapfederasyonun, oturma eylemini sonlandırma kararı nedeniyle; işbirlikçilik, İçişleri Bakanından emir almak, faşizme teslim olmak, üyelerine saldırmak vb. ithamlarla suçlandıklarını, Bu suçlamalar, sendikal toplantı ve/veya sendikal alanda yapılmış olsaydı, sendikal eleştiri “olarak kabul...
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece yapılan yargılama sonunda, 25/02/2015 tarihinde Yönetim Kurulu Toplantısı yapıldığı sonucunda 95 numaralı karar ile delege seçimine karar verildiği, karar defterinde bir önceki delege seçimine ilişkin Trakya şubesi Yönetim Kurulu'nun delege seçimine dair aldığı 27/07/2011 tarih ve 43 numaralı kararın Sendika Genel Merkez tarafından delege seçimlerinin yapılmasının uygun olduğuna ilişkin yazı ile aynı gün alındığı, Sendika Genel Merkezinin şube yönetim kurulu ile mutabakata varıldığına ilişkin yazısı 16/02/2015 tarihli olduğu anlaşılması karşısında karar defterinde anatüzüğün 45. Maddesine uygun olarak itiraza tabi duyurunun yönetim kurulu kararı alınmadan yapıldığı bu nedenle ilgili duyurunun dayanak Yönetim Kurulu kararı olmadığı; dayanak karar olmaksızın yapılan duyuru ilgi tutularak yapılan seçimlerin iptalinin gerektiği, 25/02/2015 tarihli duyurunun baz alınması halinde ise Sendika Ana tüzüğünün 45....
Toplu iş sözleşmesi yetkisi ise, toplu iş sözleşmesi ehliyetine sahip kuruluş veya kişinin belli bir toplu iş sözleşmesi yapabilmesi için Kanunun aradığı niteliğe sahip olmasını gösterir(..., ...: İş Hukuku Yeni İş Yasaları, ..., 2013, s. 942). 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun “Yetki” başlıklı 41. maddesinin birinci fıkrasına göre “Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.” 6356 sayılı Kanun'un “Yetki Tespiti İçin Başvuru” başlıklı 42. maddesine göre ise “Toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister....
Diğer taraftan, Sendika Tüzüğünün “Şube Genel Kurulunun Toplantı Esasları” başlıklı 37 nci maddesinin birinci fıkrasına göre “Şube Genel Kurulu olağan toplantısı, ilgili mevzuatında belirtilen azami süreyi aşmamak, Sendika Genel Kurulunun toplantı tarihinden en az iki ay önce tamamlanmak kaydıyla Sendika Yönetim Kurulu tarafından hazırlanan şube genel kurul toplantıları takviminde belirtilen tarihte yapılır. Ayrıca, salt çoğunlukla karar verilmiş olmak kaydıyla Şube Yönetim Kurulu’nun, Şube Denetleme Kurulu’nun kararıyla veya ilk ve son talep dilekçesi arasında en fazla 7 gün bulunmak ve aynı gerekçeye ya da aynı mahiyete dayalı olmak kaydıyla üyeler ile şube genel kurulu delegelerinin 1/5’inin yazılı isteği üzerine Sendika Yönetim Kurulunun kararıyla en geç 60 gün içinde olağanüstü genel kurul yapılabilir.” Bu genel açıklamalar ışığında temyiz itirazlarının değerlendirilmesi gerekmektedir....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 19/11/2020 NUMARASI : 2019/120 ESAS - 2020/301 KARAR DAVA KONUSU : Tespit (İşe İade İstemli) KARAR : GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirkette 08.08.2011 tarihinde stacker&reclaimer operatörü olarak işe başladığını, şirketteki çalışmasının iş akdinin feshi olan 28.08.2017 tarihine kadar devam ettiğini, davalı şirketin 25.08.2017 tarihinde dört işçinin, 28.08.2017 tarihinde ise aralarında davacı müvekkilinde bulunduğu beş kişinin ''yönetim kurulu kararı'' gerekçesiyle iş akdini sonlandırdığını, davalı işverenin müvekkilinin iş sözleşmesini yönetim kurulu kararına dayandırıldığını, bu karar dışında iş sözleşmesinin sonlandırılmasının hiç bir nedeni olmadığını, müvekkilinin Hak-İş Konfderasyonuna bağlı enerji iş kolunda örgütlü Enerji-İş Sendikasına üye olduğunu, müvekkilinin sendika üyesi olduğu için işten çıkarıldığını, müvekkilinin DİSK ile başlayan Sendikal faaliyetlerinin birim müdürleri tarafından hoş karşılanmadığını...
K A R Ş I O Y Sendika yönetim kurulu kararının iptali istemi ile davalı sendika aleyhine temsilcilik görevi sona erdirilen kişiler tarafından ... 4. İş Mahkemesine açılan davada ilk derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, şube temsilciliklerinin ana tüzüğe uygun alınmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ve verilen kararın davalı sendika tarafından istinafa başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi “Sendika temsilcileri işçi olup, sendika ile aralarında yönetici olmamaları nedeniyle vekalet ilişkisi olmadığından dava açıldığı tarihte yürürlükte olan yasal mevzuat çerçevesinde işin görüldüğü yerde dava açabilirler, bu bağlamda işin görüldüğü yer olan ......
Sözleşmesi Kanunu’nda (6356 sayılı Kanun) sendika olağan genel kurullarının en geç dört yılda bir yapılacağının belirtildiğini, buna uygun olarak da Sendika Tüzüğü'nün 13 üncü maddesinde “Merkez Genel Kurulu olağan olarak; dört yılda bir Genel Yönetim Kurulunun tespit edeceği yer, gün ve saatte sendika genel merkezinin bulunduğu ilde yapılır” hükmünün düzenlendiğini, hükme göre olağan genel kurulun Tüzük'te belirtilen sürede toplanması gerektiğini, 3. Olağan Genel Kurulun da 10.12.2021 tarihinde yapılmasının zorunlu olduğunu, şu hâlde davalı Sendikanın 3. Olağan Genel Kurulunun süresinde yapılmadığını, bu nedenle Genel Kurulun iptali ve Yönetim Kuruluna işten el çektirilerek kayyum atanmasını talep ettiklerini, davalı Sendikanın 3....
İcra Müdürlüğünün 2009/12711 esas sayılı dosyası ile aleyhine yürütülen 46.543,24 TL miktarındaki icra takibi sebebiyle düzenlenen ödeme emrine itiraz ettiğini, bu itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkilin iş sözleşmesinin 20.04.2009 tarihinde 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17. maddesi uyarınca davalı işverence feshedildiğini, fesihten doğan alacakları ile ücret alacaklarının ödeneceğinin söylenmesine rağmen ödenmeyince genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını ancak işverenin itiraz ettiğini beyan ederek, haksız ve kötü niyetli itirazın iptaline ve takibin devamına, müvekkil lehine % 40'tan az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesine talep etmiştir. Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili; davalının merkez yönetim kurulunun mahkeme kararı ile değiştiğini, bu dönemde yaşanan yönetim kargaşası sebebiyle görevden düşen eski yönetimin bu davaya cevap dahi veremediğini, davacının ....’in ........