İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesi tarafından" ...Mahkememizce aldırılan 25/09/2017 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından; davalıya ait olan , ve SGK iş yeri no'lu iş yerlerinin sağlık ve sosyal hizmetleri iş kolunda olup, aynı ihale kapsamında olduğu, 1337047034 no'lu iş yerinin yetki tespiti başvurusu esnasında faal olup, daha sonra kanun kapsamından çıkmış olması ve fiilen iş yerinde çalışan işçinin olmaması halinin, sonuca etkisinin bulunmadığı; yukarıda belirtilen diğer iki iş yerinde toplam çalışan sayısının 58 olduğu, bunlardan 53'ünün Sağlık İş Sendikası üyesi olduğu, bu bağlamda işçi sayısının % 40'ından fazlasının sendika üyesi olması nedeniyle 4734 Sayılı Kanun'un 41.ve 42.maddesi uyarınca, ÇSGB tarafından davalı sendikaya yukarıda belirtilen üç iş yeriyle ilgili olarak TİS düzenlenmek üzere yetki verilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı; Davacıya ait olan 1315576034 ve 1240941006 SGK iş yeri no'lu iş yerlerinin ise, yukarıda belirtilen...
Hizmetler Tic.Ltd.Şti arasında akdedilmiş olan işletme toplu iş sözleşmesi yürürlükte iken aynı işverene ait ve aynı iş kolunda faaliyet gösteren işyeri için toplu iş sözleşme yapma yetkisi verilemeyeceğinden davanın kabulü ile davaya konu yetki tespiti kararının iptaline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesi ile davanın kabulüne, davalı Sendika yararına verilen işyeri düzeyinde yetki tespitine konu işyerinin, davacı Sendika ile dava dışı şirket arasında imzalanan işletme Toplu İş Sözleşmesi kapsamına girdiğine tespitine karar verilmiştir. Davacı Sendika'nın dava dilekçesinde dayandığı maddi vakıalar dikkate alındığında, davalı Sendika yararına yapılan olumlu yetki tespitine konu işyerinin, kendisinin bağıtladığı İşletme Toplu İş Sözleşmesi kapsamında kaldığının tespiti ile birlikte bu işyeri için verilen olumlu yetki tespitinin iptalini talep ettiği görülmektedir....
İşverenin 2821 sayılı Sendikalar Kanununun 31 inci maddesinin üçüncü ve beşinci fıkralarına aykırı davranması halinde, işçinin bir yıldan az olmamak üzere sendikal tazminata hak kazanacağı hususu da Yasada ifadesini bulmuştur. 2821 sayılı Sendikalar Kanununun 31 inci maddesinde 4773 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik sonrasında, işçinin iş sözleşmesinin sendika üyeliği ya da sendikal faaliyetleri sebebiyle feshedilmesi halinde, doğrudan sendikal tazminat talep hakkının olmadığı açıklanmış, 4857 sayılı İş Kanununun iş güvencesine dair hükümlerinin uygulanacağı kuralı getirilmiştir. Fesih dışında kalan sendikal nedene dayanan ayrımcılık hallerinde ise, işçinin doğrudan sendikal tazminat davası açma hakkı bulunmaktadır. 4773 sayılı Yasa ile sözü edilen maddeye eklenen yedinci fıkrada ise, iş güvencesi hükümlerinin uygulaması dışında kalan hallerde ve feshe bağlı tazminat istekleriyle sınırlı olmak üzere ispat yükünün işverene ait olduğu öngörülmüştür....
İş Mahkemesinin 2013/428 E. sayılı dosyası üzerinden yürütülen Olağanüstü Genel Kurulda alınan sendika üyeliğinden ihraç ve ihraç nedeniyle maddi haklardan yoksun bırakılma kararlarının iptali istemli davanın reddine ilişkin hükmün temyiz talebi Dairemiz 2015/10054 esas 2015/15211 karar sayılı ilamıyla sendika üyeliğinden çıkarmaya ilişkin kararlara karşı başvurulan ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararlar kesin olduğundan temyiz talebinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi yollamasıyla, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 432. maddesi uyarınca reddedilmiştir....
Dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinde sözleşmenin bazı maddeleri üzerinde anlaşma sağlanamaması üzerine davacı Sendika tarafından grev kararı alınmış, 10/12/2018 tarihinde grev fiilen başlatılmıştır. 08/01/2019 tarih ve 30649 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan … tarih ve … sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile … Anonim Şirketi'ne (…) bağlı işyerlerinde davacı Sendika tarafından uygulanmakta olan grevin şehir içi toplu taşıma hizmetlerini bozucu nitelikte görüldüğü belirtilerek 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 63. maddesi gereğince altmış gün süreyle ertelenmesine karar verilmiştir. Davacı Sendika tarafından, 04/02/2019 tarihli dilekçe ile anılan Cumhurbaşkanı Kararı'nın iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır....
, davacının itirazında belirttiği çalışan sayısının 185 olduğu, bunlardan birinin işe girişinin yetki tespiti sonrasında yapıldığı, listedeki 4 yabancı işçiden birinin işveren vekili olduğunun belirtildiği, diğer üç yabancı işçinin yetki tespiti tarihi itibari ile kuruma bildirilmediği, yetki tespitinde iş yerinde çalıştığı kabul edilen Yasin Kocaoğlu'nun davacının itirazında belirttiği listede de çalışan olarak yer almadığı, dönem bordrosunda çalışan olarak yer almadığı, iş yerindeki işçi sayısının yetki tespiti başvuru tarihi itibari ile 180 kişi olduğu, üye işçi sayısı 91 kişi olduğu, davalı sendikanın yetki tespiti için gerekli çoğunluğu sağladığı anlaşıldığından ilk derece mahkemesinin kararında isabetsizlik bulunmamaktadır....
Mahkemece yetki tespit tarihi itibariyle çalışan sayısının 53 yerine 52 olarak tespiti hatalı ise de; çalışan işçi sayısının tespit tarihi itibariyle 53 olduğunun kabulü halinde, davalı sendika üyesi işçi sayısının 27 olması sebebiyle yetki için gerekli çoğunluğun sağlandığı anlaşılmakla, yukarıda açıklanan hatalı değerlendirmenin, sonuca etkisinin olmamasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün bu ilave gerekçe ile ONANMASINA, 06.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre ve özellikle; davacının hak kazandığı yıllık izin sürelerinin, sendika üyeliği öncesindeki dönem için mülga 1475 sayılı İş Kanunu’na, sendika üyeliği sonrasındaki dönem bakımından ise toplu iş sözleşmelerine göre belirlenmesi gerektiği, bu yön nazara alındığında bakiye kullanılmayan izin süresinin yüzonaltı gün olduğu; mahkemece yıllık izin ücreti alacağı bakımından hükme esas alınan 14/04/2013 tarihli bilirkişi raporunda tüm çalışma dönemi için toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre yıllık izin sürelerinin belirlenmesi gerektiği yönündeki açıklama hatalı ise de, neticeten davacının yüz gün üzerinden yıllık izin ücreti alacağının hesaplandığı ve mahkemece de bu tutarın hüküm altına alındığı, kararın sadece davalı tarafça temyiz edilmiş olduğundan bahsi...
Gerekçe: Toplu iş sözleşmesi yetkisi, toplu iş sözleşmesi ehliyetine sahip kuruluş veya kişinin belli bir toplu iş sözleşmesi yapabilmesi için Kanunun aradığı niteliğe sahip olmasını gösterir.(...: İş Hukuku Yeni İş Yasaları, ..., 2013, s. 942.) 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun “Yetki” başlıklı 41. maddesinin birinci fıkrasına göre “Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.” 6356 sayılı Kanun'un “Yetki Tespiti İçin Başvuru” başlıklı 42. maddesine göre ise “Toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 10/03/2021 NUMARASI : 2019/421 E- 2021/232 K....