Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kurumun olayın kazası olduğu yönündeki kabulünü doğruladığı gerekçesiyle taleple bağlı kalınarak istemin hüküm altına alındığı, davalı vekilinin sigortalının sigorta girişinin zamanında yapılmamasının olayın kazası olarak nitelendirilmesi için yeterli olmadığını açıkça temyiz konusu yaptığı anlaşılmıştır....

Somut olayda kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediği anlaşılmaktadır. Kurumca hak sahibine gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanını doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir....

    İş kazası nedeniyle sosyal sigorta yardımlarının yapılabilmesi öncelikle Kurumun zararlandırıcı sigorta olayının kazası olduğunu kabul etmesine bağlıdır. İş kazası olgusu Kurumca kabul edilmezse somut olayda olduğu gibi sigortalının ya da hak sahiplerinin olayın kazası olduğunu dava yolu ile tespit ettirmesi gerekmektedir. İş kazasını meslek hastalığından ayıran en önemli husus kazasının ani meydana gelen bir olay olmasıdır. Ani olayın gerçekleşmesinden sonraki bir vakitte sigortalıda bedenen veya ruhen zararlar meydana gelebilmektedir. Burada önemli olan husus meydana gelen zarar ile ani olay arasında illiyet bağının olup olmadığı meselesidir. Kanunda kazası tanımlanırken dıştan gelen bir etkinin varlığından bahsedilmemiştir. Bu nedenle sigortalının kalp krizi veya beyin kanaması geçirmesi ile intihar etmesi de kazası kapsamında değerlendirilmektedir....

      Öte yandan, 5510 sayılı Yasa’nın 18 nci maddesinde Kurumca yetkilendirilen hekim veya sağlık kurullarından istirahat raporu alınmış olması şartıyla; kazası nedeniyle göremezliğe uğrayan sigortalıya her gün için geçici göremezlik ödeneği verileceği, 19 ncu maddesinde kazası sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık Kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalıya sürekli göremezlik geliri bağlanacağı bildirilmiştir. Somut olayda kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediği anlaşılmaktadır. Kurumca sigortalıya gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur....

        Somut olayda kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirildiği ancak kurumun 'düzenlenen müfettişlik raporlarında olayın kazası olup olmadığı yönünde bir tespitte bubunulamadığı kanısına varılmış, kazası ile ilgili işgöremezlik oran tespiti yoluna gidilmemiştir' şeklinde belirttiği, Mahkemenin ise , 'Davacı vekili ayrı bir kazası tespit davası açmayacağını, bu dosyada tespit yapılmasını istediğinden kazası tespit sonucunun hak alanı etkileneceğinden kurumun davaya dahil edilmesine' karar verdiği, anlaşılmaktadır. Kurumca sigortalıya gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın kazası niteliğinde olup olmadığının tespiti ön sorundur. Somut olaydaki uyuşmazlık da olayın kazası olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup genel olarak tazminat davasında kurum taraf değildir....

          SAVUNMANIN ÖZETİ: Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; belirtilen tarihte davalı işyerinde herhangi bir kazanın meydana gelmediğini, davacının 29/11/2014 tarihinde kadar davalı şirket nezdinde çalıştığını, çalıştığı süre boyunca iddia edildiği şekilde kazası geçirdiği yönünde hiçbir beyan ve iddianın söz konusu olmadığını, herhangi bir bildirimde bulunulmadığını, bunun yanı sıra davacı asilin başkaca bir resmi kurum nezdinde belirtilen tarihte kazasını geçirdiği iddiası yönünde herhangi bir başvurusunun olmadığını, davacı asilin kullanmış olduğu izin ve istirahatlerin bizzat şahsi sağlık problemlerinden kaynaklandığını, davacı tarafça iddia edildiği gibi bir kazası geçirmesi ve kazası sebebiyle ortaya çıkan bir rahatsızlığının söz konusu olmadığını, davacı asilin çalışma süresi boyunca hiçbir surette kazası geçirdiği veya kazası nedeniyle sağlık problemlerinin meydana geldiği yönünde beyanları olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir....

          İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 24/09/2020 NUMARASI : 2019/358 Esas - 2020/188 Karar DAVA KONUSU : Ölümün İş Kazası Olduğunun Tespiti ve Davacıya Ölüm KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının eşi Ozan Çaplık'ın 17/10/2012 tarihinde T3 ait yerinde çalışırken kazası sonucu vefat ettiğini, yapılan soruşturma sonucunda Zonguldak 2.Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/97 E sayılı dosyası ile ceza davası açıldığını meydana gelen kazanın kazası olduğunu, davacının SGK'ya başvurarak kendisine kazası ölüm geliri bağlanmasını talep ettiğini ancak kurumun reddettiğini belirterek davacının murisinin kazası sonucu öldüğünün tespitine, davacının kazası sonucu ölüm geliri bağlanması talebinin reddine dair kurum işleminin iptali ile davacının eşinin ölümünün kazası sonucu olduğunun tespitine ve 17/10/2012 tarihinden itibaren fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1,00 TL ölüm maaşı bağlanmasını karar verilmesini talep...

          Somut olayda kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirildiği ve Kurum müfettişince düzenlenen 20.01.2010 günlü rapora göre olayın kazası olarak değerlendirildiği anlaşılmaktadır. Ne var ki anılan müfettiş raporuna rağmen Sosyal güvenlik Kurumu 06.03.2012 tarihli cevabi yazıda hak sahibi eşe ölüm aylığı bağlandığını, buna karşılık kazası kolundan gelir bağlanmadığını bildirmiştir. Bu duruma göre kazası kolundan gelir bağlanması için Kuruma başvuruda bulunulmadığı anlaşılmaktadır. Yapılacak ; (Kurum müfettiş raporuna göre olayın kazası olarak kabul olunduğu anlaşıldığından) davacıya kazası sigorta kolundan ölüm geliri bağlanması için Kuruma müracaat etmesi gerektiğinde dava açması için önel vermek, sonucuna göre ve yukarıda açıklanan ilkeler gözetilerek bir karar verilmekten ibarettir....

            SGK'nın kazası olarak tespit etmediği bir vaka ile kazası olarak kabul edilip mahkemesinde yargılaması yapılamaz. İş kazası olarak kabul edilmeyen vakalar ancak genel hükümlere göre değerlendirilerek davaya konu olabilir. Yukarıda açıklanan gerekçelerle SGK tarafından kazası olarak kabul edilmeyen dava konusu vakanın genel hükümler uyarınca tazminat davasına konu edilebileceği anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine" karar verilmiştir....

            Bu madde uyarınca öncelikle tespit edilmesi gereken, 3. kişinin kusurlu ve kasıtlı eyleminin, kazasının meydana gelmesine sebebiyet verip vermediği, ortaya çıkan sonucun kazası olarak nitelendirilip, nitelendirilemeyeceği, hususudur. Bir olayın kazası niteliğinde bulunup bulunmadığının saptanması hukuki bir sorundur. Kazanın kazası sayılabilmesi için olayla sigortalının zarar görmesi arasında uygun neden-sonuç (illiyet) bağının gerçekleşmesi gerekir. Ortaya çıkan olayın nitelik itibariyle "sosyal sigorta olayı" olması ve bu olayın sigortalıyı zarara uğratması icabeder. 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun “İş Kazası ve Meslek Hastalığının Tarifi” başlıklı 11. maddesinde yer almakta ve bu maddenin kazasına ilişkin (A) fıkrasında aynen; “A) İş kazası aşağıdaki hal ve durumlardan birinde meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedence veya ruhça arızaya uğratan olaydır....

              UYAP Entegrasyonu