Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, davacının kazasının tespiti için ....' ya müracaat ettiği, Kurumun soruşturmayı yargılama aşamasında henüz sonuçlandırmadığı , davacı ile işveren arasında derdest ... İş Mahkemesinde görülen tazminat davasında, olayın kazası olup olmadığının tespiti için bu dosyanın bekletici mesele yapıldığı anlaşılmaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden dolayı işveren aleyhine açılan kazası olduğunun tespiti davası, sigortalının da hak alanını ilgilendirir. Nitekim, bu karar ile davalı Kurum (tespit kararı verildiğinde) kazası sonucu göremez duruma giren sigortalıya gelir bağlayacaktır. Öte yandan, davacının kazası tespiti talebinin Kurumca reddedilmediği veya reddedilmiş sayılmadığı belirtilmişse de, dosyadaki belgelerden davacının 15.12.2014 tarihli kazası tespiti başvurusuna bir yılı aşkın bir sürede olumlu ya da olumsuz bir cevap verilmediği de açıktır....

    İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı Belediye vekili istinaf dilekçesinde özetle; --Dava dilekçesi ile davacının müvekkil kurumda çalışmakta iken kullandığı aracın frenin bozuk olması sebebiyle kazası meydana geldiği, bu kaza sebebiyle gelir bağlanması için SGK Zonguldak İl Müdürlüğü'ne başvuru yaptığı, yapılan başvuru sonucunda meydana gelen kazanın kazası olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı bildirildikten sonra meydana gelen kazanın kazası olduğunun tespiti talep edilmiştir. Diğer davalı SGK tarafından dosyaya sunulan cevap dilekçesinde davacının kazası geçirdiğine dair bildirimde bulunmadığı, davacı tarafından kazası bildirimi yapılmadığından olayın kazası olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı bu sebeple davanın reddi gerektiği yönünde savunma yapılmıştır. -SGK Zonguldak İl Müdürlüğü'nün yazısında, davacının yazısında meydana gelen kazanın kazası olduğu ve davacının göremezlik oranın %0 olduğu bildirilmiştir....

    Eldeki davanın ön sorun olarak kabul edildiği davacının açtığı tazminat davası için gerekli olan, dava konusu kazanın kazası olup olmadığının tespiti ile tespit sonrası sigortalıya kazası gelirinin bağlanıp bağlanmayacağı hususlarının açığa kavuşmasıdır. Öncelikle, davacının kaza tarihindeki işi yaparken......igortalısı olup olmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır. Zira, sigortalının ....... sigortalısı olduğu kabul ediliyorsa kazazedenin işvereni sıfatı bulunmayan ...’a kazası tespit davasında husumet yöneltilmesi mümkün değildir, dava sadece ......’na karşı yürütülebilir. Yine Mahkemece sadece sigortalının geçirdiği kazanın 1479 sayılı Yasaya göre kazası olup olmadığı değil Kurumca sigortalıya 1479 sayılı Yasanın 28 ve devamı maddeleri gereği kazası sonucu malüllük aylığı bağlanıp bağlanamayacağı hususu da irdelenmelidir, zira eldeki davada hukuki yarar ancak sigortalıya bir aylık bağlanacaksa söz konusu olacaktır....

      Temyiz Sebepleri Davalı Kurum vekili, 05.09.2011 tarihinde geçirmiş olduğu kazası nedeniyle sağlık hizmeti sunucuları tarafından 07.09.2011 - 24.10.2011 tarihleri arasında kazası vakası türünden düzenlenmiş geçici göremezlik raporu ödemesi yapıldığını, davacının geçirmiş olduğu kazanın kazası olduğuna ilişkin veren tarafından müvekkil Kuruma bir bildirim yapılmadığı gibi, davacı tarafından da bizzat kazanın kazası olmadığı beyan edildiği ve dava açılmadan önce de Kuruma başvuru şartı yerine getirilmediğini beyanla İlk Derece Mahkemesince verilen kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kazasının tespiti istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile 5510 sayılı Kanun'un 13 üncü maddesinin birinci fıkrası. 3. Değerlendirme 1....

        Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 12.11.1999 tarihinde meydana gelen depremde işyerinde bulunduğu bölümün yıkılması nedeniyle yaralandığı, aynı mahkemenin 2007/471 Esas nolu dosyasında devam eden tazminat davasında, yargılama sırasında, dava konusu kazaya ilişkin kazası olduğu hususunda, davalı Kurum tarafından tespit yapıldığına dair celp edilen bilgi ve belgelerde bir kayıt olmadığı gerekçesiyle davacı vekiline kazası tespit davası açması için süre verildiği, bunun üzerine davacı vekili tarafından kazası tesbiti davasının açıldığı,ancak Kurum müfettişinin 31.03.2000 tarihli raporuna göre sigortalının deprem sonucu bulunduğu kısmın yıkılması nedeniyle yaralanması olayının 506 sayılı Yasa m.11/A uyarınca kazası olarak tesbit edildiği, davacıya 22.6.2001 tarihinde 12.11.1999 tarihi itibariyle kazası sigorta kolundan sürekli göremezlik geliri bağlandığı, 5.12.2008 tarihinde bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır....

          Öte yandan, 5510 sayılı Yasa’nın 18 nci maddesinde Kurumca yetkilendirilen hekim veya sağlık kurullarından istirahat raporu alınmış olması şartıyla; kazası nedeniyle göremezliğe uğrayan sigortalıya her gün için geçici göremezlik ödeneği verileceği, 19 ncu maddesinde kazası sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık Kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalıya sürekli göremezlik geliri bağlanacağı bildirilmiştir. Somut olayda kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediği anlaşılmaktadır. Zararlandırıcı olayın kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında Kurum taraf değildir....

            SGK Başkanlığının kazası ve maluliyet yönünden davaya dahil edildiği ancak harç yatırılmadığı anlaşılmaktadır....

              Öte yandan, 5510 sayılı Yasa’nın 18.maddesinde Kurumca yetkilendirilen hekim veya sağlık kurullarından istirahat raporu alınmış olması şartıyla; kazası nedeniyle göremezliğe uğrayan sigortalıya her gün için geçici göremezlik ödeneği verileceği, 19. maddesinde kazası sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalıya sürekli göremezlik geliri bağlanacağı bildirilmiştir. Somut olayda kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediği anlaşılmaktadır. Kurumca sigortalının sürekli göremez duruma gelip gelmediğinin gelmiş ise oranının belirlenmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın SGK Başkanlığınca kazası niteliğinde olup olmadığının tespiti ön sorundur....

                K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurum ile davalı Serdar ...’ın tüm temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacıların temyiz itirazlarına gelince; Davacılar, murisleri...’ın ölümü ile sonuçlanan zararlandırıcı olayın kazası olduğunun tesbiti ile 28.11.1997 tarihinden itibaren kazası sigortası kolundan gelir bağlanmasını istemişlerdir. Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile dava konusu olayın kazası olduğunun tesbitine, davacı tarafın kazası kolundan maaş bağlanması yönündeki talebinin ise mahkemenin yapacağı olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Mahkemenin dava konusu olayın kazası olduğunun tesbitine ilişkin kararı doğru ise de, davacıların kazası sigortası kolundan 28.11.1997 tarihinden itibaren gelir bağlanması istemlerinin reddine ilişkin kararı usul ve yasaya uygun değildir....

                  Somut olayda kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirildiği, ancak davalı Kurumca yapılan tahkikat sonucu olayın kazası olduğuna ilişkin bir tespit yapılamadığının bildirildiği anlaşılmaktadır. Kurumca hak sahibine gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir. Zararlandırıcı olayın kazası olduğuna ilişkin bir mahkeme kararı olmadıkça Sosyal Güvenlik Kurumunca hak sahiplerine gelir bağlanmayacağından bu gelirin peşin sermaye değeri maddi zarardan düşülmeden Kurumca karşılanmayan maddi zarar miktarını belirleme imkanı bulunmadığından kazasının tespitine ilişkin davanın maddi tazminat istemli dava ile bir arada görülüp sonuçlandırılmasının da fiilen mümkün olmadığı ortadadır....

                    UYAP Entegrasyonu