Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, kazası tespiti, sürekli göremezlik geliri bağlanması istemine ilişkindir....

Somut olayda kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilip bildirilmediği olayın kazası sayılıp sayılmadığına ilişkin dosya içersinde hiç belge bulunmadığı gibi mahkemece de bu yönde hiç inceleme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Dava da öncelikle zararlandırıcı olayın kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir....

    Somut olayda, davacının davalı işyerinde geçirdiği kazası nedeniyle maddi tazminat isteminde bulunduğu, davacının kuruma kazasının tespiti için yaptığı başvuru sonrasında kurumun 21.09.2018 tarihli kararıyla meydana gelen olayın kazası sayılmamasına karar verildiği görülmüştür. İş kazası iddiasına dayalı tazminat davaları için zararlandırıcı olayın kazası niteliğinde olup olmadığının tespiti ön sorun niteliğindedir....

    Buna göre kurum sağlık tesislerince düzenlenen raporlara dayanılarak verilen kararlara karşı Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulundan rapor alınmalı, söz konusu kurul raporlarının Kurumu bağlayacağı, ancak, diğer ilgilileri bağlamayacağı dikkate alınarak, itiraz halinde, Adli Tıp Kurumundan alınacak rapora göre karar verilmeli; Yüksek Sağlık Kurulu Raporu ile Adli Tıp Kurumu raporu arasında çelişki bulunması halinde ise, Adli Tıp Genel Kurulundan alınacak raporla, bu çelişki giderilip, varılacak sonuca göre karar verileceği, maluliyetin tespiti yönünden öncelikli sorunun olayın kazası olup olmadığı hususu olduğu, kazası olup olmadığı yönünde uyuşmazlık çözülmeden maluliyet tespitine karar verilemeyeceği anlaşıldığından ''maluliyet oranının tespiti'' yönünden dosyanın tefrikine karar verildiği, Maluliyet oranının tespiti açısından dosyanın 2021/178 esas üzerinden devam etmesine karar verildiği, kazası tespiti yönünden dosyanın 2019/152 esas üzerinden devamına karar verildiği, söz...

    Somut olayda kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirildiği fakat Kurumun anılan olayı kazası saymadığı,olayı hastalık sigorta kolu bakımından değerlendirilmesi gereken bir hadise olarak kabul ettiği anlaşılmaktadır. Kurumca işkazası nedeniyle vefat eden sigortalının haksahiplerine gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın kazası niteliğinde olup olmadığının tespiti ön sorun olarak giderilmelidir. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanını doğrudan ilgilendirmekte olup işbu tazminat davasında ise Kurum taraf değildir. Bu kapsamda eksik incelemeyle karar verildiği ortadadır....

      Somut olayda kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediği anlaşılmaktadır. Kurumca hak sahibi anneye gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir. Yapılacak ; davacılara kazasını Sosyal Güvenlik Kurumuna ihbarda bulunmak, olay Kurumca kazası olarak kabul edilmemesi halinde Sosyal Güvenlik Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine “ kazasının tespiti” davası açması için önel vermek, tespit davasını bu dava için bekletici sorun yaparak çıkacak sonuca göre, olayın Kurumca kazası olduğunun kabul edilmesi halinde ise davacı anneye Kuruma müracaat ederek kazası sigorta kolundan ölüm geliri bağlanmasını istemesi için önel vermek ve çıkacak sonuca göre bir karar vermektedir....

        Bunun yanında Kurumun kazası tahkikat raporları aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden olup Kurumun yaptığı tahkikat neticesinde bir zararlandırıcı olayın kazası olarak kabul edilmesi halinde bunun aksi ancak yargısal faaliyet ile ortaya konulabilecek bir husustur. Kurumca kazası olarak kabul edilen bir olayın kazası olmadığı hususunda açılacak tespit davalarında ise hak alanını etkilendiğinden ötürü ...'nın da hasım gösterilmesi zorunludur. Buraya kadar yapılan açıklamalardan sonra dosya kapsamından, 12/08/2011 tarihindeki olayın Kurum tarafından kazası olarak kabul edildiği, davanın tarafları arasında işçi işveren ilişkisi bulunduğunun kabul edildiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, anılan zararlandırıcı olayın yukarıda da izah edilmeye çalışıldığı üzere kazası olmadığının değerlendirilmesi veya tespiti ancak bunun aksini iddia edence ayrıca açılacak "zararlandırıcı olayın kazası olmadığının tespiti" davasıyla ortaya konulabilecek bir husustur....

          Mahkeme, davacının geçirdiği kazanın kurum tarafından kazası olarak tespit edildiği gerekçesiyle konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden davalı şirkette çalışan davacının 04.10.2013 tarihinde işyerinde geçirdiği kazasının ve maluliyet oranının tespiti istemiyle bu davanın açıldığı, 15.11.2016 tarihli celsede verilen ara kararla maluliyet tespiti konusunun ayrı bir esasa kayıt ve tefrik edildiği, bu davaya , kazası tespiti davası olarak devam edildiği, dava açıldıktan sonra ... ... Kurumu Rehberlik ve Teftiş Başkanlığının 14/08/2015 tarih 121564-10-İR-10 sayılı inceleme raporu ile kazananın 5510 sayılı Yasanın 13/a-b bendleri gereği kazası olduğunun bildirildiği anlaşılmaktadır. İş kazasının tespiti istemine ilişkin bu tür davalar 5510 sayılı Yasa'nın 13.maddesinden kaynaklanmaktadır....

            Olayın İş kazası olmadığının tespiti istemine ilişkin bu tür davalar 506 sayılı Yasa'nın 11. maddesinden (5510 sayılı Yasa'nın 13.maddesinden) kaynaklanmaktadır. Anılan maddeye göre, kazası, a) sigortalının işyerinde bulunduğu sırada, b) işveren tarafından yürütülmekte olan dolayısıyla, c) sigortalının, işveren tarafından görev ile başka bir yere gönderilmesi yüzünden asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda, d) sigortalıların işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere toplu olarak götürülüp getirilmeleri sırasında sigortalıyı hemen veya bedence veya ruhça arızaya uğratan olaylardır. Zararlandırıcı sigorta olayının kazası sayılması için, 1) sigorta olayına maruz kalan kişinin sigortalı olması, 2) sigorta olayının maddede sayılı sınırlı olarak belirtilen hal ve durumlardan birinde meydana gelmesi koşuldur. Başka bir anlatımla, sigorta olayının, kazası sayılabilmesi için iki koşulun birlikte gerçekleşmesi zorunludur....

              Hal böyle olunca, kazalının vefat ettiği olayın Kurum tarafından kazası olarak kabul ediliğinin anlaşılmasına göre anılan zararlandırıcı olayın yukarıda da izah edilmeye çalışıldığı üzere kazası olmadığının değerlendirilmesi veya tespiti ancak bunun aksini iddia edence ayrıca açılacak "zararlandırıcı olayın kazası olmadığının tespiti" davasıyla ortaya konulabilecek bir husustur. Yapılması gereken , öncelikle davalıya 06/08/2010 tarihindeki olayın kazası olmadığının tespiti davası açması için süre vermek, davalının tespit davasını açması halinde bu davanın neticesini beklemek, olayın kazası olmadığı açılacak tespit davası ile kesinleşirse dosyayı genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatı ile görnek, aksi halde ise tüm delilleri bir arada değerlendirip karar vermekten ibarettir. O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

                UYAP Entegrasyonu