Davanın esastan reddi usule aykırı olacaktır. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca İş Kanunu’na göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yeri iş mahkemeleridir. İş Kanunu’nun 4. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca, 50'den az işçi çalıştırılan (50 dahil) tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerlerinde veya işletmelerinde, bu kanun hükümleri uygulanmaz. Kısaca, işçi tarım ve orman işlerinin yapıldığı bir işyerinde çalışan işçi ise, bu işçi ile işveren ararındaki uyuşmazlığın iş mahkemesinde değil görevli hukuk mahkemesine çözümlenmesi gerekir....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 12/02/2019 NUMARASI : 2018/199 2019/74 DAVA KONUSU : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı işyerinde 22/10/2012- 30/04/2016 tarihleri arasında takım lideri olarak çalıştığını, iş akdinin davalı işveren tarafından haksız feshedildiğini, müvekkili tarafından açılan işe iade davasında feshin geçersizliğine ve müvekkilinin işe iadesine karar verildiğini, müvekkilinin yasal süresinde işe başlatılma talebinde bulunduğunu ancak davalı işverence işe başlatılmadığını ileri sürerek, kıdem, ihbar ve işe başlatmama tazminatları ile boşta geçen süre ücreti ve yıllık izin alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Ancak 15/11/2018 tarihli celsede davacının yıllık izin alacak talebi eldeki dosyadan tefrik edilmiştir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Davacı işçi tarafından davalı aleyhine açılan alacak davasının kabulüne dair kararına karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
Sayılı kararının emsal teşkil edemeyeceğini, -Davacının istifasının ardından başka bir iş yerinde işe başladığını, davacının başka bir iş yerinde işe başlamak için istifa ettiğini, -Davacıya asla baskıyla fazla mesai yaptırılmadığını, fazla mesai ücretlerinin tam ve zamanında ödendiğini, -Davacının kötü niyetli çabasının korunmaması gerektiğini, -İş Kanunu, TBK ve Yargıtay içtihatları uyarınca davanın reddi gerektiğini, yerel mahkeme kararının bozularak ortadan kaldırılmasını ve davanın müvekkili şirket yönünden tüm ferileriyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf talebinde bulunmuştur. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Davacı işçi tarafından davalı aleyhine açılan alacak davasının kabulüne dair kararına karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
İşverence yapılan değişiklik önerisi bir icap olduğundan borçlar hukukunda icap için aranan tüm koşulları taşımalı, açık ve belirgin olmalı, işçinin kabul beyanı ile değişiklik sözleşmesinin kurulması mümkün bulunmalıdır (Süzek.S, İş Hukuku, 4.Bası, s. 617). İşçi çalışma koşullarında yapılmak istenen değişikliği kanunda öngörülen şekilde yazılı olarak ve süresinde kabul ettiğinde, değişiklik sözleşmesi kurulmuş, daha doğrusu yürürlükteki hukukî işlemin şartlarında değişiklik yapılmış olur. Maddede öngörülen süre içinde işçi değişiklik önerisini yazılı olarak kabul etmezse veya suskun kalırsa işverence yapılan öneri reddedilmiş sayıldığından sözleşme değişikliği gerçekleşmeyip taraflar arasındaki iş sözleşmesi aynı koşullarla devam eder....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 28/10/2021 NUMARASI : 2019/679 ESAS 2021/534 KARAR DAVA KONUSU : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : Yerel mahkemece verilen karar sonrasında istinaf başvurusu üzerine dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda: İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının iş akdinin haksız olarak feshedildiğini, işe iade davası sonrasında davacının işe başlatılmaması üzerine iş akdinin feshinin 22/08/2019 tarihi olarak değiştiğini, işe başlatılmadığı tarih dikkate alınarak hesaplama yapılması gerektiğini, giydirilmiş ücrete yemek ücretinin ve diğer hakların dahil edilmediğini beyanla, kıdem tazminatı fark alacağı, ihbar tazminatı farkı ile boşta geçen süre ücreti fark alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İş mahkemesi dosyaları, icra dosyaları ve ödeme belgeleri incelendiğinde;-Fethiye Asliye Hukuk Mahkemesi'nin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 2015/300 E. 2016/129 K. sayılı dosyasında dava dışı işçi ... tarafından iş akdinin 2015 yılı Şubat ayında feshedildiği iddiasıyla kıdem tazminatı alacağının tahsili için ... şirketi aleyhine açılan dava neticesinde; 14.518,33 TL brüt kıdem tazminatının iş akdinin fesih tarihi olan 28/02/2015 tarihinden itibaren bankalarca mevduata uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte ... şirketinden tahsiline karar verilmiş, vekalet ücreti, yargılama gideri, faizi ile birlikte toplam 19.810,99 TL'nin tahsili için takip başlatılmıştır....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 26/12/2022 NUMARASI : 2022/1537 ESAS - 2022/1166 KARAR DAVA KONUSU : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : Van 2....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, davanın tamamen kabul edilmesine rağmen davalı lehine vekalet ücreti hükmedilmesinin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine aykırı olduğunu, taraflar arasında davacının ücreti noktasında herhangi bir ihtilaf bulunmamasına rağmen, likit ve hesaplanabilir olan davaya konu alacakları yönünden davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmemesinin hatalı olduğunu beyanla, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, itirazın iptali ile icra inkar tazminatının tahsili istemlerini içermektedir. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden; iş sözleşmesinin davalı işverence feshedilmesi üzerine davacı işçi tarafından açılan işe iade davasının yapılan yargılaması neticesinde Diyarbakır 3....
Davacı işçinin 6 aydan fazla kıdeminin bulunduğu, belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalıştığı, davalılara ait iş yerlerinde otuz (30) işçiden fazla işçi çalıştığı hususları dosyadaki kayıt ve belgelerle sabittir. Davaya konu olayda İş Kanunu 4. Maddesindeki istisnalarda söz konusu değildir. Buna göre davacı işçi İş Kanununun 18. Maddesi kapsamında iş güvencesi hükümlerinden yararlanacaktır. Fesih bildirim tarihine göre, arabuluculuk başvurusu 1 aylık süresinde yapılmış ve arabuluculuk son tutanak tarihine göre dava iki haftalık yasal hak düşümü süresi içerisinde açılmıştır. HMK’nın 356. Maddesinde sayılan şartlar gerçekleşmediğinden davalı tarafın istinaf incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir....