Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekilinin itirazın iptaline ilişkin dava dilekçesinde, 145 TL doğalgaz alacağı ve faizi dışındaki alacaklar yönünden itirazın iptalini istediği halde bu alacak da dahil edilmek suretiyle itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.02.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İİK 269 maddesi gereğince borçlunun itirazı ile takibin durması üzerine alacaklının altı ay içinde itirazın kaldırılmasını istemesi mümkün olduğu gibi genel hükümlere göre ilgili hukuk mahkemesinde itirazın iptali davası açması da mümkündür. Somut uyuşmazlıkta davacı İİK 269/3 maddesi gereğince İcra Hukuk Mahkemesinde itirazın kaldırılması davası yolunu tercih etmiştir. Bu halde uyuşmazlığın İİK 269 ve devamı maddeleri gereğince görevli Bulanık İcra Hukuk Mahkemesince çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nun 21. ve 22.(1086 sayılı HUMK.’nun 25. ve 26.)maddeleri gereğince Bulanık İcra Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 02.07.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....
Mahkemece, dava konusu icra takibine borçlunun 24.12.2007 tarihinde itiraz ettiği, davacının takibi durduğunu öğrendiği tarihten itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davası açmadığı, 23.03.2011 tarihinde dosyanın yenilendiği ancak itiraz üzerine duran icra takibine itirazın iptali veya itirazın kaldırılmasıyla devam edilebileceği, davanın kanunun öngördüğü koşulları taşımadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, kredi kartı borcundan kaynaklanan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. İİK.’nın 67/1 maddesine göre borçlu itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre başlar. Mahkemece anılan bu hüküm gözetilmeksizin alacaklının takip dosyası üzerinde işlem yaparken itirazı öğrendiğinden bahisle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ :Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 03/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
DAVA TÜRÜ : İtirazın kaldırılması-Tahliye İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkindir.Mahkemece itirazın kaldırılması talebinin kısmen kabulüne, tahliye talebi konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş,karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İcra İflas Kanunu'nun 68.maddesinin son fıkrası gereğince, itirazın kaldırılması talebinin esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde borçlu, aynı nedenlerle reddi halinde ise alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine %40'tan aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilir....
İİK’nun 67/1 maddesi uyarınca, "Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliğinden itibaren 1 sene içinde mahkemeye başvurarak genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir." Kanun maddesinden de açıkça anlaşılacağı üzere itirazın iptali davası açmak için öngörülen 1 yıllık hak düşürücü süre borçlunun itirazının alacaklıya tebliği tarihinden itibaren başlar. Somut olayda itirazın alacaklıya tebliğine ilişkin bilgi ve belgeye dosyada rastlanılamamıştır. Bu durumda mahkemece davanın süresinde açıldığının kabulü ile işin esasına girilmesi gerekirken somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 02.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın kaldırılması ve tahliye İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira alacağının tahsiline yönelik icra takibine vaki itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulü ile itirazın kaldırılmasına, kiralananın tahliyesine karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, kira alacağının tahsiline yönelik başlattığı icra takibine davalı borçlunun haksız ve yersiz yere itiraz ettiğini, itirazın kaldırılmasına, davalının kiralanandan tahliyesine, icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur....
Dava, davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Somut olayda; mahkemece, itirazın iptali davasına bakmaya yetkili mahkemenin, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yargı çevresindeki mahkeme olduğu, davacının ...7.İcra Dairesinde takip başlatmış olmakla, o yerin yargı çevresi sınırları dışına çıkarak başka bir yargı çevresi içerisinde itirazın iptali davası açamayacağı, ancak davalının yetkiye yönelik bir itirazı bulunmadığı gözetilerek, usulüne uygun bir takip bulunmadığı gerekçesiyle, dava ön şartı bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmiştir. Temyiz incelemesine konu dosyadaki çözümü gereken konu; itirazın iptali davasının, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yargı çevresi dışında bulunan bir mahkemede açılıp açılamayacağı konusudur. Bu nedenle öncelikle itirazın iptali davasında özel bir yetki şartı kuralı getirilip getirilmediği üzerinde durulması gerekmektedir....
İşleyecek faize itiraz ile faiz oranına itiraz birbirinden farklı itirazlar olup işleyecek faize itirazın içinde faiz oranına da itiraz olduğu (çoğun içinde azın da bulunduğu ilkesinden yola çıkılarak) sonucuna varılamaz. Borçlunun icrada itirazı ile duran icra takibine devam edebilmesi için alacaklı itirazın iptali (İİK m. 67) veya itirazın kaldırılması (İİK m.68, 70) yollarından birine başvurması gerekir. İİK m. 67 de düzenlenen itirazın iptali davası (müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan) normal bir eda davasıdır (Kuru, Baki; İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013 s. 248). Hukuk Genel Kurulun da itirazın iptal davasının eda davası olduğu görüşündedir. HGK 3,5 2006; 19/260-251 (YKD 2007/4 s. 626-631). İtirazın iptali davasının tahsil davası olup olmadığı öğretide tartışmalıdır. Ancak mahkemece itirazın iptali davası sonucunda itirazın iptaline karar vermiş ise ve ayrıca “.....
Bunlardan birisi İcra İflas Yasasının 68 ve 68/a-b maddelerine göre icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemek, diğeri ise yasanın 67. maddesine göre mahkemeye başvurarak itirazın iptalini istemektir. İtirazın kaldırılması davasında İcra mahkemesinden veya itirazın iptali davasında mahkemece İcra İflas Yasasının 50/2 maddesi hükmü doğrultusunda icra mahkemesi gibi, takibe yapılan itirazın nedenleri hakkındaki incelemesinde, bu nedenler içinde varsa yetki itirazını HUMK. 190 ve 225. maddeleri hükmü çerçevesinde öncelikle incelemek ve karar vermek zorundadır. İtirazın iptali davasına bakmaya yetkili olan mahkeme, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yargı çevresindeki mahkemedir. O nedenle mahkeme icra dairesinin yetkisine yönelmiş olan itirazı tetkik edecek ve sonucunda kendisinin de yetkili olup olmadığı belirlenecektir....
Alacaklı kiraya veren, borçlunun itirazı üzerine icra mahkemesinden "tahliye" istemeden, yalnızca "itirazın kaldırılmasını" isteyebilir. Yani itirazın kaldırılması davası ile tahliye davasının ayrı ayrı açılmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. İcra mahkemesinin itirazın kaldırılmasına ilişkin kararından sonra alacaklı kiraya veren buna dayanarak kararın kesinleşmesinden itibaren icra mahkemesinden borçlu kiracı hakkında tahliye davası açabilir. Ancak bu gibi hallerde tahliye davasının hangi tarihten başlayarak ne kadar sürede açılması gerektiği hususu önem kazanmaktadır. Şayet itirazın kaldırılması davası devam etmekte ise tahliye davası yargılama devam ettiği sürece her zaman açılabilir. Eğer itirazın kaldırılması kararı kesinleşmiş ise bu takdirde tahliye davası itirazın kaldırılması kararının kesinleşmesinden itibaren altı ay içinde açılmalıdır. Ancak itirazın kaldırılmasına ilişkin mahkeme kararı kesinleşmeden tahliyeye karar verilemez....