Bununla birlikte ticari nitelikteki itirazın iptali davalarında alacaklının itirazın iptali davası açmadan önce arabuluculuğa başvurmasının dava şartı olup olmadığı konusunda da öğretide çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. Prof. Dr....
Görüldüğü üzere 81 inci maddede dilekçenin itiraz merciine verilmesinden söz edilmemiş, yalnızca itirazın ilgili gümrük müdürlüğüne yapılacağı belirtilmekle yetinilmiş olup, anılan kanunun 78 ve devamı maddelerinde de, itirazın, dilekçenin itiraz mercii kayıtlarına geçtiği tarihte yapılmış sayılacağı yolunda bir hükme yer verilmemiştir....
Bu itiraz, kararın tebliği tarihinden itibaren en geç yedi gün içinde yapılır. (2) İtirazla ilgili karar, dosya üzerinden inceleme yapılarak verilir. (3) Mahkeme, her bir itirazla ilgili olarak “itirazın kabulüne” veya “itirazın reddine” karar verir…..” hükmü getirilmiştir. Görüldüğü üzere Kabahatler Kanununda da itirazı inceleyecek ağır ceza mahkemesinin “itirazın kabulüne” veya "itirazın reddine," karar verir şeklinde düzenleme getirilmiştir....
HGK’nın 01.03.2017 günlü ve 2015/22-1048 Esas, 2017/380 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere; itirazın iptali davası, bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gereken bir dava olup, açık kanuni düzenlemeye göre dava açma süresi itirazın tebliği ile başlayacaktır. Ödeme emrine itiraz, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine uygun olarak takip alacaklısına tebliğ edilmez ise dava açma süresi başlamayacaktır. Buna göre; itirazın iptali davası açmak için öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre borçlunun itirazının alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren başlar. Bunun dışında bir yol (harici öğrenme v.s) öngörülmemiştir. Nitekim, aynı Kanunun 62/2. madde ve fıkra hükmünde de, itirazın alacaklıya tebliği zorunluluğu getirilmiştir....
Alacaklının duran takibin devamını sağlayabilmesi için, icra mahkemesince verilmiş bir itirazın kaldırılması kararını (İİK. m. 68) ya da genel mahkemece verilmiş itirazın iptali ilamını (İİK. m.67) icra dosyasına sunması gerekir. İtirazın iptali ilamı, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlayan bir ilamdır. İtirazın iptali davasını kazanan alacaklının, ilamsız icra takibine devam edilmesini (haciz, satış, paranın ödenmesini) isteyebilmesi için, itirazın iptali kararının kesinleşmesi gerekmez. Ancak, itirazın iptali kararını temyiz eden borçlu, Yargıtay'dan icranın durdurulmasına karar verilmesini isteyebilir. İtirazın iptali davası sonucunda verilen karar uyarınca, ilamsız icra takibinin başlatıldığı dosya üzerinden takibe devam edilmesi gerekir. Buna göre, itirazın iptali ilamı doğrultusunda, icra müdürlüğünce dosya alacağının hesaplanarak bu miktar üzerinden icra takibine devam edilmesi zorunlu olup, ayrıca borçluya icra emri düzenlenip gönderilemez....
Açılan işbu itirazın iptali davasında öncelikli olarak incelenmesi gereken husus dava şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğidir. Yasal süre içerisinde ödeme emrine yapılmış bir itirazın varlığı itirazın iptali davasına özgü dava şartı niteliğindedir. Dava tarihi itibarıyla, dava konusu Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2018/14149 sayılı takip dosyasının yasal süre içerisinde ödeme emrine itiraz edilmiş olmasına ilişkin itirazın iptali davasının dava şartı gerçekleşmiştir. Yargılama aşamasında ise davalı yan 13/01/2020 tarihinde dava konusu Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2018/14149 sayılı takip dosyasında takibe ve borca itirazın bulunmadığını belirterek ödeme taahhüdünde bulunmuştur. Bu durumda davalı icra takibine itirazını geri aldığından itirazın iptali davasının yasal süre içerisinde ödeme emrine yapılmış bir itirazın varlığına ilişkin dava şartı ortadan kalkmış olup, açılan dava Ankara 17....
Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın kaldırılması ve tahliye istemlerine ilişkindir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere göre temyiz eden davalı tarafın tahliyeye yönelik temyiz itirazları ile aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davalı vekilinin itirazın kaldırılması kararına yönelik temyiz itirazlarına gelince; Ödeme emrinin davalı borçluya 20.05.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu davalının 05.06.2015 tarihinde itiraz ettiği görülmüştür. Bu durumda İtiraz yedi günlük yasal süreden sonra yapıldığından takip kesinleşmiştir. Davacı alacaklının itirazın kaldırılmasını istemekte hukuki yararı yoktur. Mahkemece bu nedenle itirazın kaldırılmasına ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde itirazın kaldırılması davasının konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru değildir....
Asliye Hukuk Mahkemesinde itirazın iptali ve %40 inkar tazminatının tahsili, olmadığı taktirde 6.000.000.000 TL alacağın tahsili için bu davayı açtığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Davacı açtığı bu dava ile davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ve %40 inkar tazminatının olmadığı takdirde 6.000.000.000 TL alacağın tahsilini istemiştir. İİK.'nun 67. maddesinde düzenlenen itirazın iptali davası ile alacağın tahsili davaları niteliği ve sonuçları itibariyle farklı davalardır. İtirazın iptali davasında, itirazın iptaline karar verildiği taktirde itiraz üzerine durmuş olan icra takibine devam edilecektir. Alacağın tahsili davasında ise tahsil kararı ile ilamlı icra takibi yapılacaktır. İtirazın iptali davasında koşullarının oluşması halinde inkar tazminatına hükmedileceği halde alacağın tahsili davasında inkar tazminatına hükmedilemez. Farklı hukuksal sonuçlar doğuran davada mahkemece hem itirazın iptali ve % 40 tazminat, hemde alacağın tahsili istenemez....
Dava; İİK. nun 67 vd. maddeleri uyarınca açılan itirazın iptali isteğine ilişkindir. İtirazın iptali davası, İİK. nun 67 vd. maddeleri uyarınca genel mahkemelerde görülen ve genel hükümlere göre yürütülen bir davadır. Bu nedenle, itirazın kaldırılması davası gibi (İİK.68-70 m.) sınırlı yetkili İcra Hâkimliğinde görülen alacağın sadece kayıtsız şartsız bir borç ikrarı ile kanıtlanmış (mevcut) sayılmasını gerektirmeyen bir davadır. Bu dava, aynı zamanda takip hukuku alanında da sonuç doğuran eda ve bir maddi hukuk davasıdır. Diğer yönden; icra inkar tazminatı ise; itirazın haksızlığıyla bağlantılı alacağın likit olması koşuluyla hükmedilen bir ceza tazminatıdır. İtirazın iptali davasının dinlenebilmesi için icra takibine konu edilen alacağın bir mahkeme ilamına bağlı olması gerekmediği gibi alacağın sadece kayıtsız ve şartsız borç ikrarını içeren bir belge ile de kanıtlanması gerekmez....
Şayet itirazın kaldırılması davası devam etmekte ise tahliye davası yargılama devam ettiği sürece her zaman açılabilir. Eğer itirazın kaldırılması kararı kesinleşmiş ise bu takdirde tahliye davası itirazın kaldırılması kararının kesinleşmesinden itibaren altı ay içinde açılmalıdır. Zira llK.nun 269/a maddesinde "takibin kesinleşmesi halinde tahliye davasının ihtar müddetinin bitim tarihini takip eden altı ay içinde açılması gerektiği" öngörülmüştür. Yasa koyucunun amacının 269/a maddesinde olduğu gibi tahliye davası için süre bakımından bir sınırlama getirmek olduğuna göre bu madde de öngörülen sürenin itirazın kaldırılması kararının kesinleşmesini müteakip açılacak tahliye davalarında da uygulanması gerekir. Ne var ki gerek kararın içeriğinden gerekse yukarıda sözü edilen itirazın kaldırılmasına ilişkin mahkeme kararının incelenmesinden kararın kesinleşmediği anlaşılmaktadır....