WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK’nun 67. maddesine göre “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” Nitekim davaya konu icra takip dosyasında davalı borçlunun itirazı davalı alacaklıya 9.7.2007 tarihinde tebliğ edilmiş, bir yıllık süre içinde ilk itirazın iptali davası açılmış, bu dava devam ederken taraflar arasında protokol düzenlenmesi nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiş ve 21.11.2008 tarihinde karar kesinleşmiştir. Tüm bu süreçlerden sonra davacı alacaklı vekili 31.12.2008 tarihinde aynı takibe dayanarak temyiz incelemesinin konusunu oluşturan ikinci itirazın iptali davasını açmıştır. Mahkemece anılan yasa hükmü gözetilerek ilk itirazın iptali davasının kesinleşmiş olduğu ve aynı takibe ilişkin ikinci kez itirazın iptali davası açma imkânı olmadığı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

    Oysa davacı alacaklı açmış olduğu tahliye davasında takibin kesinleştiğinden sözetmiş, daha sonra da davasına itirazın kaldırılması talebini ekleyerek vaki itirazın kaldırılması istemiştir. Islah Müessesesi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 176 ve devamı maddelerinde düzenleme altına alınmış olup, ıslah usul işlemlerine ilişkindir. Islah ile dava talebine ayrı, bağımsız bir davanın eklemesi mümkün değildir. Davacı, ıslah ile itirazın kaldırılmasını isteyemez. Davacı dava dilekçesinde kesinleşen takip sebebiyle tahliye isteminde bulunmuş isede ortada kesinleşmiş bir takip bulunmadığından, tahliye talebinde bulunamaz....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın Kaldırılması ve Tahliye Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı vekili; ödenmeyen kira alacaklarının tahsili için borçlu aleyhine haciz ve tahliye talepli icra takibi başlattıklarını, davalı borçlunun itirazı ile takibin durduğunu, yapılan itirazın yersiz ve haksız olduğunu belirterek itirazın kaldırılması ile davalının mecurdan tahliyesini talep etmiştir. Davalı vekili davanın reddini savunmuştur....

        Alacaklı, takibin devamı için, İİK'nun 68. maddesi kapsamında itirazın kendisine tebliğinden itibaren altı ay içinde itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Bu süre içerisinde itirazın kaldırılması istenilmediği takdirde, yeniden ilamsız takip yapılamaz. İtirazın kaldırılması için öngörülen altı aylık süre, yasadan kaynaklanan hak düşürücü süre olup, bu sürenin mahkemece res'en gözetilmesi gerekir. Somut olayda, itirazın alacaklı vekiline tebliğ edildiğine dair dosya içerisinde bilgi ve belgeye rastlanmadığından, itiraz, henüz kendisine tebliğ edilmeyen alacaklı yönünden, itirazın kaldırılması için yasada öngörülen 6 aylık süre başlamamış olup, alacaklının 16/12/2014 tarihinde itirazın kaldırılması istemi ile icra mahkemesine yaptığı başvurunun yasal sürede olduğunun kabulü gerekir. O halde, mahkemece, itirazın kaldırılması isteminin süresinde olduğu gözetilerek işin esasının incelenmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin süre aşımından reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

          Alacaklı, takibin devamı için, İİK.nun 68.maddesi kapsamında itirazın kendisine tebliğinden itibaren altı ay içinde itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Bu süre içerisinde itirazın kaldırılması istenilmediği takdirde, yeniden ilamsız takip yapılamaz. İtirazın kaldırılması için öngörülen altı aylık süre, yasadan kaynaklanan hak düşürücü süre olup, mahkemece res'en gözetilmesi gerekir. Somut olayda, itirazın, alacaklı vekiline tebliğ edildiğine dair bilgi ve belge bulunmadığı, itiraz, henüz kendisine tebliğ edilmeyen alacaklı yönünden, itirazın kaldırılması için yasada öngörülen 6 aylık süre başlamayacağından, alacaklının 16/12/2014 tarihinde itirazın kaldırılması istemi ile icra mahkemesi'ne yaptığı başvurunun yasal sürede olduğunun kabulü gerekir. O halde, mahkemece, itirazın kaldırılması isteminin süresinde olduğu gözetilerek işin esasının incelenmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin süre aşımından reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

            Dosya içindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davanın itirazın iptali davası olduğu, Kat Mülkiyeti Yasasının 33 . maddesi gereğince hakimin müdahalesi ile onarım yapılmasının istenilmediği, onarım bedelinin ve davacı dairesinde oluşan zararın davalılardan tahsili için icra takibine itirazın iptali dilekçesi olduğu anlaşılmaktadır....

              Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş sözleşmesinin işverence haksız feshedildiği gerekçesiyle itirazın iptaliyle bilirkişi raporunda belirtilen rakamlar üzerinden takibin devamına karar verilmiştir. Temyiz: Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-İtirazın iptali davasında ıslah olup olamayacağı ve talep edilen miktarların artırılıp artırılamayacağı konusunda taraflara arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. İtirazın iptali davası özel bir tür eda davasıdır. Kural olarak itirazın iptali davasında, işçilik alacaklarıyla ilgili olarak tahsil hükmü kurulması mümkün olmaz. Yargılama sonunda icra takibine itirazın kısmen ya da tamamen iptali ile takibin devamına ya da davanın reddine karar verilmelidir....

                İİK’nın 68. maddesinde, “Talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senet yahut resmî dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usûlüne göre verdikleri bir makbuz ya da belgeye müstenitse, alacaklı itirazın kendisine tebliğinden itibaren altı ay içinde itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Bu süre içinde itirazın kaldırılması istenilmediği takdirde yeniden ilâmsız takip yapılamaz. Borçlu, itirazını varit gösterecek hiçbir belge ibraz edemezse tetkik mercii itirazın kaldırılmasına karar verir.” şeklinde düzenlenmiştir. Somut olayda davacı, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın kaldırılmasını, temerrüt nedeni ile kiralananın tahliyesini ve kira bedelinin tahsilini talep etmiş, davalı ise icra takibine yönelik itirazında alacaklıya borcu olmadığını belirterek takibe itiraz etmiştir....

                  İİK'nın 67. maddesine göre, takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliğ tarihinden itibaren 1 sene içinde mahkemeye başvurarak genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Hükümde itirazın iptali davasının açılması için öngörülen sürenin itirazın tebliğinden itibaren başlayacağı açıkça belirtilmiştir. Borçlunun itirazı alacaklıya tebliğ edilmiş olmadıkça, itirazın iptali davası açılması için öngörülen süre işlemeye başlamaz. Davacı alacaklı, borçlunun mal beyanında bulunmaması nedeniyle cezalandırılmasını 15.01.2007 tarihli dilekçe ile istemişse de, bu dilekçede itirazın tebliğine ilişkin bir açıklama bulunmadığından, sürenin başlangıcı olarak bu tarih de esas alınamaz. Mahkemece bu yönler gözetilerek işin esasına girilerek iddia ve savunma doğrultusunda toplanan deliller değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın süreden reddi isabetsizdir....

                    nun 269/3 maddesine göre alacaklı kiralayan, itirazın kendisine tebliğinden itibaren altı aylık süre içinde itirazın kaldırılmasını isteyebilir. İtirazın kaldırılmasının istenebilmesi için 30 günlük ödeme süresinin beklenmesine gerek yoktur. Mahkemece, itirazın kaldırılması isteği konusunda inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddine karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalıların temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine 07/11/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu