ün gerçek bir alıcı olmadığının açıkça anlaşıldığını, davalının bu satış sebebiyle kendisine 29.000 TL avans ödemesi yaptığını ve karşılığında teminat olarak bono düzenlendiğini, ayrıca 1.260,00 TL de ödediğini, ancak kalan satış bedelini ödemediğini, ayrıca sözleşme gereğince taşınmaz üzerindeki ipotek ve hacizleri kaldırmayı kabul etmesine rağmen bu yükümlülüklerini de yerine getirmediğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde davalının sözleşmedeki edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle şimdilik 60.000 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; birleştirilen itirazın iptali davasının reddini savunmuştur....
Dava satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil isteğinden ibarettir. HMK'nun 355.maddesi gereğince istinaf incelemesi; belirtilen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile ilgili konularla sınırlı olarak yapılmıştır. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalılar aleyhine 19.12.2012 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen 18.06.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, ...... Noterliği'nin 19.09.1995 tarihli ve ...... yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi ile ..... İli .... İlçesi ..... Mahallesinde tapuya kain 329 parsel numaralı taşınmazda davalıların murisi ...'...
Geçersiz sözleşmeler taraflarına geçerli sözleşmelerde olduğu gibi hak ve borç doğurmaz. Taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri isteyebilir. Bununla birlikte davacı, satın almış olduğu taşınmazı iade etmeden ödediği satış bedeli için faiz talep edemez. 10/07/1940 gün ve 2/7 sayılı İçtihadı Birleştirme kararına göre, geçersiz taşınmaz satışında verilen satış bedeline alıcı faiz, taşınmazın kullanılmasından dolayı da satıcı ecrimisil veya kira bedeli isteyemez. Davaya konu taşınmaz satış sözleşmesi geçersiz olduğuna göre, her geçersiz satışta olduğu gibi taraflar aldıklarını sebepsiz iktisap hükümleri dairesinde iade ile yükümlü olmakla birlikte, taşınmaza zilyet olan davacı zilyetliği devam ettiği sürece satış bedeline faiz işletilmesini talep edemeyecektir. Somut olayda; davalı temyiz dilekçesindeki beyanlarında davaya konu taşınmazın halen davacının tasarrufunda olduğunu belirtmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın iptali Dava, satış sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili nedeniyle yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Bu durumda hükmün temyiz inceleme görevi Dairemize ait olmayıp, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin görevi kapsamında kaldığından dosyanın anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 11.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Havale Sözleşmesinden Kaynaklanan) İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/03/2021 6100 sayılı HMK'nın 352.maddesi uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Dava tacir olan taraflar arasındaki tedarik sözleşmesinden kaynaklanan kur farkı faturasının ödenmemesi sebebiyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davası olup, tedarik sözleşmesi TBK'da henüz düzenlenmemiş dava türü olduğundan, kısmen satış, kısmen vekalet, kısmen hizmet alım sözleşmesi niteliğinde olmakla en ağır basan yönü satış olduğundan, HSK'nın 01/09/2020 tarihinde uygulanmaya başlanan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi'nin iş bölümü kararında 12-13-14-43. HD'nin görev tanımı 6. Maddesi (Ticari nitelikteki alım-satım sözleşmesinden kaynaklanan her türlü dava) kapsamında kaldığından, dairemizin görevsizliğine dosyanın 12-13-14-43. Hukuk dairelerine gönderilmesine karar verilmiştir....
(Aynı yönde HGK 01.07.2008 tarih 3589-8256 kararı) Davaya konu uyuşmazlığı teşkil eden 16.04.2010 tarihli satış sözleşmesi resmi şekilde yapılmadığı için geçerli kabul edilemez. Taşınmazların daha sonra tapuda resmi şekilde devirlerinin tamamlanmış olması da geçersiz olan 16.04.2010 tarihli satış sözleşmesine geçerlilik kazandırmaz. Öte yandan tapuda resmi şekilde yapılan devir sırasında da alıcı tarafından tapu siciline 16.04.2010 tarihli adi şekilde yapılan sözleşmeye ilişkin bir şerhte konulmamıştır. Bu durumda adi şekilde yapılmış ve geçersiz olan 16.04.2010 tarihli taşınmaz satış sözleşmesine bağlı olarak kararlaştırılan cezai şarta ilişkin hükümlerde geçersizdir. Mahkemece açıklanan bu yönler gözetilmeden yazılı gerekçe ile davanın kabulü yerinde görülmemiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İddialara esas taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğundan buna bağlı tedbir kararının da geçersiz olduğunu, davacının tüm iddiaları ve dava dilekçesinin dayanağını teşkil eden sözleşmenin resmi bir geçerliliğinin bulunmadığını, iddiaya göre taraflar adi yazılı olarak taşınmaz satış vaadi sözleşmesi düzenlendiğini, bu sözleşmenin noter huzurunda yapılmadığını, sözleşme şekil şartlarını sağlayamadığından geçersiz olduğunu geçersiz sözleşmeye dayanarak tedbir kararı verilmesi hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, davacının geçersiz sözleşmeye dayanarak tedbir kararı verilmesini isteme hakkı ve hukuki yararı da bulunmadığını, buna rağmen geçersiz sözleşme esas alınarak ihtiyati tedbir kararı verilmesi ise başlı başına hukuk olduğunu, ayrıca müvekkilin okuma yazması bulunmadığını, bu yönüyle de taraflar arasında düzenlendiği iddia edilen adi yazılı taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin geçersizliği ortada...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2023/742 KARAR NO: 2023/747 DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ: 01/11/2023 KARAR TARİHİ: 02/11/2023 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde : ------------ E. sayılı dosyasına yapılan haksız ve mesnetsiz itirazın iptali ile takibin devamına, haksız yapılan itiraz nedeniyle %20 den aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Petrol Limited Şirketi hesabına yatırılmasının davalılar tarafından kabul edildiği, ayrıca sözleşme ile ifanın yerine getirilmemesi halinde davalıların müteselsil olarak sorumlu olacaklarının kabul edildiği gerekçe gösterilerek; davanın kabulü ile takibe vaki itirazın iptaline, takip konusu asıl alacağın % 20'si tutarında icra inkar tazminatın davalılardan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Süresi içinde yapılan temyizde ileri sürülmeyen hususların, süresinden sonra verilen 04.10.2017 tarihli ek temyiz dilekçesi ile ileri sürülemeyecek olmasına göre, davalılar vekilinin ek temyiz dilekçesindeki itirazlarının reddi gerekir. 2- Dava, davacı (alıcı) ile davalılar ve dava dışı ... Petrol Limited Şirketi (satıcı) arasında haricen düzenlenen 12.04.2010 tarihli taşınmaz satış sözleşmesi nedeniyle ödenilen satış bedelinden 390.000 Euro'nun istirdadı için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir....