Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak taşınmaz mülkiyete devir borcu doğuran sözleşmeler konusunda Medeni Kanun ile TBK 232 maddesinde taşınmaz satımının geçerli olması için getirilen resmi senede bağlanma şartı satış vaadi sözleşmeleri için de öngörülmüştür. 2644 sayılı Yasa 26. maddesi ile 1512 sayılı Yasa 60/3 ve 89 maddeleri taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin noterlerce düzenleme şeklinde yapılacağı kuralını koymuştur. Buradaki şekil bir geçerlilik şartı olarak düzenlendiğinden hakim tarafından taraflarca ileri sürülmese dahi her aşamada resen dikkate alınması gereken bir şarttır. Dolayısı ile satış vaadi sözleşmeleri geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan ve tam iki tarafa borç yükleyen kişisel hak doğuran sözleşmelerdir. Satım vaadi sözleşmesi gibi temlik borcu doğuran sözleşmelerde satış konusu olan malın sözleşme yapıldığı anda mevcut olmasına ya da satıcının mal varlığında bulunmasına gerek yoktur. Bu itibarla ilerde yapılacak üretilecek hasıl olacak şeyler de satışa konu olabilir....

İddia, savunma ve tüm dosya kapsamından; Dava, taraflar arasında adi yazılı şekilde yapılan satış vaadi sözleşmesi hükümlerine dayanılarak cezai şartın tahsili talebini içermektedir. Sözleşmenin temelini oluşturan hukuki ilişki taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayanmaktadır. Kural olarak Türk Borçlar Kanunu sözleşmelerde şekil serbestisi benimsenmiştir. Ancak taşınmaz mülkiyete devir borcu doğuran sözleşmeler konusunda Medeni Kanun ile BK 232.maddesinde taşınmaz satımının geçerli olması için getirilen resmi senede bağlanma şartı satış vaadi sözleşmeleri için de öngörülmüştür. 2644 sayılı Yasa 26. madde ile 1512 sayılı Yasa 60/3 ve 89. maddeleri taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin noterlerce düzenleme şeklinde yapılacağı kuralını koymuştur. Buradaki şekil bir geçerlilik şartı olarak düzenlendiğinden hakim tarafından taraflarca ileri sürülmese dahi her aşamada resen dikkate alınması gereken bir şarttır....

Asliye Hukuk Mahkemesi 411-169 KARAR Dava tacirler arasındaki satış sözleşmesinden kaynaklanan fatura bedelinin tahsiline ilişkin olup Yargıtay Başkanlar Kurulunun 29.1.1999 günlü ve 4408 sayılı kararı gereğince tacirler arasındaki satış sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve tazminat davaları ile buna bağlı olarak açılan itirazın iptali ve menfi tesbit davalarında verilen hüküm ve kararların temyizen incelenmesi görevi 19.Hukuk Dairesinindir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 19. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 27.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Harici satış sözleşmesi geçersiz olduğundan kaporanın da iadesi gerekir. Somut olayda; Manisa ili Alaşehir İlçesi Badınca Mahallesi 168 ada 1 parsel sayılı taşınmaz için düzenlenen geçersiz satış sözleşmesine dayanılarak geçersiz sözleşmede yer verilen kaporanın iadesi istenilmiştir. Davalı tarafça içeriği ve imzası inkar edilmeyen geçersiz sözleşmede 38.000,00 TL kapora ödemesi yapıldığı yazılı olduğuna göre davalının ödeme yapılmadığına yönelik savunması yerinde değildir. Bu nedenle, davanın geçersiz sözleşme kapsamında ödenen kapora isteğine ilişkin olduğu kabulüne göre; ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir....

    olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davacı ile davalı arasında düzenlenen ve geçersiz olan 01/12/2014 tarihli '' Satış Sözlemesi Taahhütnamesidir '' başlıklı gayrimenkul satış sözleşmesinden dolayı davacı tarafından davalıya ödenen 380.000- TL'nin 01/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 18/11/2014 tarihli '' Satış Sözlemesi Taahhütnamesidir '' başlıklı gayrimenkul satış sözleşmesinden dolayı davacı tarafından davalıya ödenen 420.000- TL'nin 18/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, şimdilik 1.000 TL kaçırılan fırsat nedeniyle uğranılan zararın sözleşme tarihinden itibaren en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesini istemiştir....

    Somut uyuşmazlıkta, davacı ile davalı şirket arasında düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin resmi şekilde yapılmaması nedeni ile geçersiz olduğu, buna bağlı olarak sözleşmede düzenlenen cezai şartın da geçersiz olduğunun kabulü gerektiği, davalı borçlunun sözleşme kapsamındaki edimini yerine getirdiğine dair yargılama kapsamında herhangi bir delil sunulmadığı, davacının sözleşme kapsamında belirlenen süre sonunda sözleşmeyi feshettiği ve geçersiz sözleşme kapsamında davalı borçluya yapmış olduğu ödemenin tahsili amacı ile icra takibi başlattığı, davalı borçlunun aleyhine başlatılan bu icra takibine borcu bulunmadığından bahisle yapmış olduğu itirazın asıl alacak yönünden haksız olduğu, ancak geçersiz sözleşmede düzenlenen cezai şarta yönelik olmak üzere icra takibine itirazının haklı olduğu anlaşılmakla mahkemece itirazın kısmen iptali ile icra takibinin asıl alacak üzerinden devamına dair verilen kararda yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır....

    Mahkemece; davacının, adi yazılı gayrimenkul satış sözleşmesindeki cezai şarta dayanarak itirazın iptali talebinde bulunduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin taşınmaz alım satımına yönelik olduğu, adi yazılı şekilde hazırlandığı, bu nedenle geçersiz olduğu, geçersiz sözleşmedeki cezai şart hükümlerinin geçersiz olduğu, geçersiz sözleşmeye dayanarak davacının aktin hükümlerinin yerine getirilmesini isteyemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm; davacı tarafça temyiz edilmiştir. Bilindiği üzere, tapulu bir taşınmazın mülkiyetinin devrini öngören her türlü sözleşmelerin resmi şekilde yapılması, geçerlilik koşuludur (TMK'nun 706, TBK'nun. 237, Tapu Kanunu'nun 26. ve Noterlik Kanunu'nun 60.maddeleri). Dolayısıyla, yasa hükümlerinin öngördüğü biçimde yapılmayan sözleşmeler hukuken geçersizdir; burada öngörülen şekil, sözleşmenin geçerlilik koşulu olup, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenledir ki, gerek mahkeme gerekse Yargıtay'ca doğrudan göz önünde tutulur....

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/03/2023 NUMARASI : 2021/297 ESAS- 2023/321 KARAR DAVA KONUSU : Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Arsa Payı Satış Vaadi Ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesinden Kaynaklanan Gecikme Tazminatının Tahsili Amacıyla Başlatılan İlamsız İcra Takibine Vaki İtirazın İptali Ve İcra İnkar Tazminatı KARAR : 6100 sayılı HMK'nın 352/1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, İstanbul ili, Kadıköy İlçesi, Merdivenköy Mahallesi 287 pafta,2265 ada, 2266 ada 1 ve 2267 ada yine 2268 adadaki parsellerinde tapu bilgilerinde kayıtlı gayrimenkullerin maliki ve hissedarı olduğunu, belirtilen parseller üzerinde davalı yüklenici T3 A.Ş ile ile Kadıköy 4....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 23.03.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 01.10.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, 21.08.2008 tarihli satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece, taşınmaz üzerinde hacizler bulunduğu, haciz hakkı bulunanlar aleyhine sonuç doğuracak şekilde tapu iptali ve tescil kararı verilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir....

        ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/01/2019 NUMARASI : 2017/147 ESAS, 2019/20 KARAR DAVA KONUSU : İtirazın İptali (Taşınmaz Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Erzin 2....

        UYAP Entegrasyonu