Asliye Hukuk Mahkemesince herhangi bir karar verilmediği ve davacı vekilinin 30.04.2012 tarihli dilekçesi ile itirazın iptali ve birleşen alacak davası kısmen ıslah edilmiş ise de, bunun faiz yönünden ıslah talebi olduğu anlaşılmakla İzmir’de yapılan bir icra takibi bulunmadığından itirazın iptali davasına bakacak mahkeme de icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi olduğundan bu sebeple davanın reddine karar verilmiştir. Temyiz: Kararı davacı temyiz etmiştir. Gerekçe: Dosya içeriğine göre, davacı, yaş dışındaki emeklilik şartlarını tamamlayarak iş sözleşmesini sona erdirdiğini belirterek ödenmeyen kıdem tazminatı alacağının tahsili için Milas İcra Dairesinde ilamsız takip başlatmış, vaki borca itiraz üzerine Milas 1. Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde itirazın iptali davası açmıştır. Ayrıca fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil ücretleri için Milas 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde ayrı bir alacak davası ikame edilmiş, bu dava eldeki itirazın iptali davası ile birleştirilmiştir....
Mahkemece, icra takip dosyalarına sunulan hakem heyeti kararının itirazın iptali kararı mahiyetinde olduğu ve hakem heyeti kararında yer alan alacak kalemlerinin icra emri ile uyumlu olduğundan bahisle ve sair gerekçelerle şikayetlerin tamamının reddine karar verilmiştir. ... 2. İcra Müdürlüğü’nün 2003/9496 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; “Mayıs 2003 dönemine ilişkin elektrik alacak tutarı”nın tahsili amacıyla ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin tebliği üzerine yapılan itirazın alacaklı tarafa 24.03.2005 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklı tarafça (... 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2005/187 Esas sayılı dosyasında süresinde) itirazın iptali davası açıldığı, ancak Mahkemece, davanın tahkim şartı nedeniyle reddine karar verildiği ve kararın Yargıtay 19....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "Dava itirazın iptali talebine ilişkindir. İtirazın iptali davasından önce menfi tespit davası açılması durumunda sonra açılacak itirazın iptali davasında hukuki yararın var olduğu kabul edilmektedir. Menfi tespit davası sonucunda (davanın reddi) alınan kesin hüküm itirazın iptali davası açılmaksızın icra takibinin devamını sağlamayacaktır. Menfi tespit davasından sonra karşılık dava veya ayrı bir dava olarak itirazın iptali davası açılması mümkündür (Kuru, B.: İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 87- 88, 119). İtirazın iptali davası, menfi tespit davasından daha geniş talepli bir dava olduğu için aralarında derdestlik anlamında bir ilişki bulunmamaktadır....
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 21/09/2011 tarih 2011/15-494 Esas 2011/555 karar sayılı 19/10/2011 tarih, 2011/19-532 Esas, 2011/640 Karar sayılı kararlarında da açıkça belirtildiği üzere itirazın iptali davalarında takipten sonra ancak davadan önce yapılan ve tarafların kabulünde olan ödemeler bakımından dava açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Nitekim Yerel Mahkeme'nin gerekçesinde de bu hususa değinilmiştir. Bu itibarla davadan önce ödenmiş olan asıl alacakla ilgili dava bakımından davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından bu yöndeki talebin reddi gerekir. Yerel mahkemece alacağın bir kısmına yönelik itirazın iptali şeklinde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Zira asıl alacak davadan önce ödenmiş olup takipten önce temerrüt gerçekleşmediğinden işlemiş faiz de talep edilemeyeceğine göre asıl alacağın ödenmemiş kısmından söz edilemez....
Borcun tamamına ya da bir kısmına itiraz hallerinde olduğu gibi imzaya itiraz ile faize itiraz edilmesi durumunda da itirazın iptali davası açılabilir. İcra İflas Kanununun 68 ve 68 (a) maddelerinde sözü edilen belgelerden birine sahip olmayan alacaklı, itirazın giderilmesini sağlayabilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukukî yarar yoktur. İtirazın iptali davası süreye tabidir. Alacaklı itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde davayı açabilir. İcra takibi konusu alacak davası iş mahkemesinin görevine girmekte ise, itirazın iptali davası da iş mahkemesinde açılır (Kuru, Baki: İcra ve İflas Hukuku, ... Kasım 2004, s. 223.). Buna göre davada 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 7 nci maddesi uyarınca sözlü yargılama usulü uygulanır. İtirazın iptali davasında, işçilik alacaklarıyla ilgili olarak tahsil hükmü kurulması mümkün olmaz....
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının icra takip tarihi itibari ile ödemesi gereken 4.678,00 TL aidat borcunun bulunduğu, davalının bu dönemde 1.817,91 TL'sini ödediği, geriye 2.860,09 TL aidat borcunun kaldığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile taleple bağlı kalınarak 2.850,09 TL alacak yönünden itirazının iptaline, alacağa takip tarihinden itibaren %5 faiz uygulanması ile %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, kooperatif aidat alacağının işlemiş faizi ile birlikte tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı tarafça harca esas değer olarak asıl alacak tutarı olan 2.850,00 TL gösterilmiş ise de, dava dilekçesinin sonuç kısmında itirazın kısmen iptali değil, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali talep edilmiştir....
Mahkemece, ödeme emrinin iptali nedeniyle itirazın iptali davası dinlenemeyeceği halde, usul ekonomisi gözetildiğinde itirazın iptali davasının genel hükümlere göre alacak davası olarak yargılamaya devam olunduğu, davacının davalıya beş fatura karşılığı 18.542.28 YTL tutarında mal verdiği, davalının ise 7.500.00 YTL ödeme yaptığı, 11.042.28 YTL alacak kaldığı, ancak ıslah dilekçesinde 4.231.48 YTL tutarlı faturadan doğan alacağın davaya konu edilmediği, böylelikle dört fatura bedelinden davalı ödemesinin tenzili gerektiği, davacının ıslah dilekçesinde faiz talebinde de bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 6.810.00 YTL’nin davalıdan alınıp, davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....
Mahkemece, alınan bilirkişi raporu benimsenmek suretiyle takibe itirazın 8154,39 TL’sı asıl alacak olmak üzere 8344,17 TL üzerinden iptaline, asıl alacak üzerinden %40 icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacının 3.3.2009 tarihli icra takibi ile 8088,99 TL asıl alacak olmak üzere toplam 8421,71 TL’nın tahsilini talep ettiği, davalının ise 5400,00 TL’nın üzerindeki miktarı kabul etmiyorum diyerek kısmi itirazında bulunduğu anlaşıldığı gibi, davacının da dava açarken dava değerini 3012,72 TL olarak belirlediği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca eldeki davanın müddeabihinin 3021,72 TL’na yönelik itirazın iptali olduğunun kabulü gerekir....
-TL üzerinden devamına, asıl alacak bedeli olan 313,51.-TL'nin %...si olan 62,00.-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre dava; ortak gider alacağından kaynaklanan ....920,00.-TL asıl alacak, ....477,00.-TL işlemiş faiz olmak üzere icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece faize ilişkin itirazın kısmen kabulü yönünde inceleme ve değerlendirme yapılmasına rağmen, hüküm fıkrasında faiz alacağının, asıl alacak gibi değerlendirilerek, takibin 313,51.-TL (faiz) üzerinden devamına ve 313,51.-TL'nin % ...si oranında icra inkar tazminatı ödenmesine hükmedilmesi usûl ve kanuna aykırıdır. Zira dava, itirazın iptaline ilişkin olup icra takibindeki asıl alacağa itiraz bulunmamaktadır....
Mahkemece, (2.142.300.000) TL asıl alacak üzerinden davalının itirazının iptaline, bu miktarın %40 oranındaki icra-inkâr tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazla istemin reddine karar verilmiştir. Az yukarıda sayısı belirtilen icra dosyası kapsamına göre, ödeme emri, takip borçlusu davalıya 22.03.2002 tarihinde tebliğ olunmuş ve yasal itiraz süresinden sonra ve 01.04.2002 tarihinde de borçlu icra dosyasına (2.142.300.000) TL ödemiş bulunmaktadır. İtirazın iptali davası ise, İİK.nun 67.maddesinde öngörülen ve hak düşürücü niteliğindeki bir yıllık yasal süresi içinde ve 20.11.2002 tarihinde, takip konusu toplam alacak tutarı üzerinden itirazın iptali istemiyle açılmıştır....