Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

KARAR Davacı, davalının trafik kazası nedeni ile açılacak olan maddi ve manevi tazminat davalarında avukatlığını yaptığını, vekalet ücretinin ödenmediği gibi haksız olarak da azledildiğini ileri sürerek, vekalet ücretinin tahsili için yapılan takibe haksız itirazının iptali ile % 40 tazminata karar verilmesini istemiştir. Davalı, yapılan sözleşmenin geçersiz olduğunu, ücret kısmının sonradan doldurulduğunu, azlin de haklı olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir....

    İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; yerel mahkemece verilen kararın hukuka ve hakkaniyete açıkça aykırı olduğunu, davalarının kira sözleşmesinden kaynaklı olarak doğan alacak kalemleri için yapılan takibe itirazdan dolayı açılan itirazın iptali davası olduğunu, davacı müvekkilinin, Demirciler Mah....

    "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Dava, kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali ve tazminat istemine ilişkindir. Davalı vekili, müvekkilinin kredi sözleşmesini borçlu şirketin müdürü sıfatı ile imzaladığını müvekkilinin Hollanda vatandaşı olup Türkçe bilmediği kefil olma iradesi bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir....

      Dava, taşıt kira sözleşmesinden kaynaklı alacak kapsamında başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK'nın sulh hukuk mahkemelerinin görevini düzenleyen 4. maddesinin 1/a bendi gereğince kiralanan taşınmazların İcra ve İflas Kanunu'na göre ilamsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar sulh hukuk mahkemesinin görevine girmektedir. Mülga 1086 Sayılı HMUK'dan farklı olarak bu düzenlemede miktar ayırımı yapılmaksızın tahliye, alacak, tazminat, kiracılık sıfatının tespiti gibi tüm kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri sulh hukuk mahkemesi olarak gösterilmiştir. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup yargılamanın her aşamasında re'sen dikkate alınması gerekmektedir....

        Mal varlığına yönelen bir eylem az veya çok, kişiyi manevi bir üzüntüye düşürebilir. Fakat böyle bir üzüntü BK'nın 49. ve TMK'nın 24. maddelerinde korunan kişisel hakların ihlalinden doğan bir eylem niteliğinde değildir. Somut olayda da işin ayıplı imal edilmesi sebebiyle zararın doğduğu iddia edilmiş buna göre manevi tazminat istenmiş ise de davacının bu yöndeki talebi mal varlığına yönelen bir eylem niteliğinde olup açıklanan olgulara göre değerlendirilerek manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken manevi tazminat talebinin de iş bedeli alacağı içerisinde kabul edilerek kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak İstanbul 8.Asliye Ticaret Hukuk Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 19.1.2006 gün, 3261-174 sayılı ve 13.Hukuk Dairesinin 13.4.2006 gün 4086-5746 sayılı ve 17.5.2007 gün, 4387-7594 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali ve tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 19.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: 19.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 12.7.2007 gününde oybirliği ile karar verildi....

            HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacının maddi ve manevi tazminat davasının REDDİNE, 2-Alınması gerekli 80,70-TL harçtan peşin alınan 340,79-TL harcın mahsubu ile bakiye 260,09-TL harcın talep halinde davacıya iadesine, 3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Davalı tarafından sarf edilen toplam 1.400,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 5-Maddi tazminat yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davalı kendilerini vekille temsil ettirdiğinden hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-Manevi tazminat yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davalı kendilerini vekille temsil ettirdiğinden hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen...

              İlk derece mahkemesince; bu gerekliliğe uyulmaksızın, yanılgılı gerekçe ve değerlendirme ile "tapu iptali ve tescil talebinin feragat nedeniyle reddine, diğer tazminat ve sözleşmenin uyarlanması taleplerinin kanıtlanamaması nedeniyle reddine" yönünde karar verilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece verilen "manevi tazminat talebinin reddi" kararı ise doğrudur. Çünkü, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi içerisinde davacının bedensel bütünlüğünü ya da kişisel haklarını ihlal eden herhangi bir durum bulunmayıp, manevi tazminat yasal koşulları somut olayda oluşmamıştır....

              bozmaya uyulmak suretiyle yeniden oluşturulan bilirkişi kurulundan alınan rapora dayanılarak birleşmeden sonra herhangi bir bilirkişi incelemesi yapılmadan asıl davada itirazın iptali davasının kısmen kabulüne, karşı davada ise maddi tazminat yönünden usuli kazanılmış hakka dikkat edilmeden hem maddi hem de manevi tazminat talebinin reddine, birleşen davanın da reddine karar verilmiştir....

                Gerek BK’nun 49. maddesi ve gerekse MK’nun 24. maddesinde, kişilik haklarının zarara uğratılması durumunda manevi tazminat istenilebileceği öngörülmüştür. Bu düzenlemeler, mal varlığına ilişkin zararları içermez. Şüphesiz, mal varlığına yönelik eylemler de, kişiyi az veya çok üzüntüye düşürebilir. Ancak, böyle bir nedenden kaynaklanan ihlaller, manevi tazminat yolu ile giderim kapsamında düşünülemez. Mahkemece, manevi tazminat isteminin reddi yerine; kısmen kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 27/05/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu