Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

(Sübjektif koşul) b)İkinci koşul, yapı kıymetinin taşılan arazi parçasının değerinden açıkça fazla olmasıdır. TMK’nın 725. maddesinde “durum ve koşulların haklı kılması” şeklinde ifade edilen husus uygulama ve doktrinde inşaatın yıkılması ile inşaat sahibinin uğrayacağı zarar veya yıkılmaması halinde arsa malikinin arsasının uğrayacağı değer kaybının karşılaştırılması şeklinde değerlendirilmektedir. Kastedilen değer sadece taşılan arazinin değerinden ibaret değildir. Bu değerin içinde arazi sahibinin taşılan kısım dışında kalan arazisinin uğrayacağı değer kaybı da vardır. Arsa malikinin arsasının uğrayacağı değer kaybı uzman bilirkişilerden rapor alınmak suretiyle TMK’nın 4., TBK’nın 50. maddesi uyarınca ve aynı zamanda sebepsiz zenginleşmeyi önleyecek biçimde dava tarihine ve objektif esaslara göre tespit ve takdir edilmelidir. (Objektif koşul) c)Üçüncü koşul ise taşkın inşaat yapanın, taşınmaz malikine bu bedeli ödemesidir....

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2021/464 Esas KARAR NO : 2021/1021 DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) DAVA TARİHİ : 31/07/2015 KARAR TARİHİ : 23/11/2021 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA : Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesi ile, davalı sigorta şirketine trafik sigorta poliçesi ile sigortalı aracın müvekkiline ait araca çarparak hasar verdiğini, müvekkilinin talebi doğrultusunda değer kaybı yönünden haricen rapor düzenlendiğini, araçta 9.667,00 TL değer kaybı tespit edildiğini ayrıca 590 TL ekspertiz ücreti ödendiğini, davalı sürücünün kazanın oluşunda tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin zararının tahsili amacıyla davalı aleyhine takibe geçildiğini ancak itiraz üzerine takibin durduğunu...

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2021/464 Esas KARAR NO : 2021/1021 DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) DAVA TARİHİ : 31/07/2015 KARAR TARİHİ : 23/11/2021 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA : Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesi ile, davalı sigorta şirketine trafik sigorta poliçesi ile sigortalı aracın müvekkiline ait araca çarparak hasar verdiğini, müvekkilinin talebi doğrultusunda değer kaybı yönünden haricen rapor düzenlendiğini, araçta 9.667,00 TL değer kaybı tespit edildiğini ayrıca 590 TL ekspertiz ücreti ödendiğini, davalı sürücünün kazanın oluşunda tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin zararının tahsili amacıyla davalı aleyhine takibe geçildiğini ancak itiraz üzerine takibin durduğunu...

        (Sübjektif koşul) b) İkinci koşul, yapı kıymetinin taşılan arazi parçasının değerinden açıkça fazla olmasıdır. TMK’nın 725. maddesinde "durum ve koşulların haklı kılması" şeklinde ifade edilen husus uygulama ve doktrinde inşaatın yıkılması ile inşaat sahibinin uğrayacağı zarar veya yıkılmaması halinde arsa malikinin arsasının uğrayacağı değer kaybının karşılaştırılması şeklinde değerlendirilmektedir. Kastedilen değer sadece taşılan arazinin değerinden ibaret değildir. Bu değerin içinde arazi sahibinin taşılan kısım dışında kalan arazisinin uğrayacağı değer kaybı da vardır. Arsa malikinin arsasının uğrayacağı değer kaybı uzman bilirkişilerden rapor alınmak suretiyle TMK'nın 4., TBK'nın 50. maddesi uyarınca ve aynı zamanda sebepsiz zenginleşmeyi önleyecek biçimde dava tarihine ve objektif esaslara göre tespit ve takdir edilmelidir. (Objektif koşul) c) Üçüncü koşul ise taşkın inşaat yapanın, taşınmaz malikine bu bedeli ödemesidir....

          Mahkemece benimsenen 14.11.2014 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda 4.400,00 TL. değer kaybı tazminatına ilişkin yapılan icra takibindeki itirazın iptaline hükmolunmuş ise de, mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporunda araç değer kaybı hesaplaması doğru yapılmamıştır. Eksik inceleme ve hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre verilemez....

            edilen aracın değer kaybı için toplam 5.000,00....

              Bu noktada “yapı malikinin sorumluluğuna ” ilişkin olarak, kusursuz sorumluluk/ağırlaştırılmış sebep/ağırlaştırılmış objektif sorumluluğa ilişkin kuralların uygulanacağında doktrinde ve uygulamada görüş birliği bulunmaktadır. Yapı malikinin sorumluluğu, bir kusur sorumluluğu olmadığı gibi tehlike sorumluluğu da değildir. Bu sorumluluk, niteliği itibariyle bir kusursuz sorumluluk türü olan özen (olağan sebep) sorumluluğudur. TBK’nın 69. maddesinde (Mülga 818 sayılı Borçlar Kanununun 58. Maddesi), yapı malikinin giderim yükümlülüğü düzenlenmiş olup, anılan maddenin birinci fıkrasında; "Bir binanın veya diğer yapı eserinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararları gidermekle yükümlüdür" denilmektedir. Burada, yasa koyucu bozuk yapılan bir yapı eserinden zarar görenlere mümkün olduğu kadar basit ve dolaysız bir tazmin imkânı sağlayarak onları korumaktadır....

                Mahallesi 11630 ada 11 parselin davacı adına kayıtlı iken kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığından bahisle 318,09 m²lik kısmının tapu kaydının Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda iptal edildiği ve taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiğini, bu durumun mülkiyet hakkını ihlal ettiğini arta kalan kısmında da imar açısından kullanıma uygun olmadığından değer kaybı olduğunu belirterek müvekkilinin uğradığı zararın tazminini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı Hazine cevap dilekçesinde; idarenin kusurlu veya kusursuz sorumluluğu bulunmadığını, tapu kaydının iptali ile uğranıldığı belirtilen zarar arasında illiyet bağı olmadığını, dürüstlük kuralının ihlal edildiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmayacağını belirterek davanın davanın reddini savunmuştur. III....

                  Ancak, komşu taşınmaz malikinin veya o taşınmazda mülkiyetten başka ayni hak sahibi olup ta zarar gören kimselerin taşınmaza elatıldığını öğrendikleri tarihten itibaren 15 gün içerisinde itiraz etmeleri, yapı malikinin iyiniyetli sayılması olanağını ortadan kaldırır. İtiraz hiçbir şekle bağlı değildir. Yapının ilerlemesini zararın büyümesini önlemek için konan bu sürenin başlangıcını objektif olarak saptamak, yapının görünebilir hale gelme tarihinden başlatmak, taşırılan taşınmaz malikinin öğrenmesine engel olan subjektif (öznel) nedenleri dikkate almamak gerekir. Aksine düşünce bu yöndeki yasa koyucunun amacını ortadan kaldırır.(Durum ve koşulların haklı göstermesi) şeklinde açıklanan ikinci koşuldan ise imar durumuna göre ifrazın mümkün olması, ifraz halinde arsa malikinin uğrayacağı zarar ile taşkın yapı malikinin elde edeceği yarar arasında aşırı bir farkın bulunmaması, gibi hususlar anlaşılmalıdır....

                    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; başvuranın kaza tarihindeki kasko sigortası olan sigorta şirketinden ödeme alıp almadığı ve kaza kapsamında zararının işbu poliçe kapsamında karşılanıp karşılanmadığının netleştirilmesi gerektiğini, başvuru konusu kazanın meydana geldiği ispatlanamadığı gibi kaza ile başvuru konusu araç arasında uygun illiyet bağının olup olmadığının da ispatlanması gerektiğini, davaya konu aracın kaza tarihinde malikinin kim olduğunun tespit edilmesi için başvuruya konu araca ilişkin ruhsatın celbini talep ettiklerini, işletenin değişmesi halinde müvekkili sigorta şirketinin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, aracın ağır hasar halinin olup olmadığının tespitini, aracın ağır hasar kaydı bulunması halinde değer kaybı talebinin reddedilmesi gerektiğini, değer kaybı talebinin teminat dışı kaldığı hallerin mevcut olup olmadığının araştırılmasını, bu hallerin mevcut olması halinde huzurdaki davanın reddine karar verilmesini, davalının borca itirazı haklı olduğundan...

                      UYAP Entegrasyonu