Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davanın alacak yönünden karar verilmesine yer olmadığına, temerrüt nedeni ile kiralananın tahliyesine ve %40 icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, kararın dayandığı gerekçelere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davalının inkar tazminatına ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince; İİK.nun 67.maddesine göre, itirazın iptali davasında borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmesi durumunda, hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmolunur. İtirazın iptali davalarında uygulanması gereken bu kanun hükmünün alacak davalarında uygulama yeri bulunmamaktadır. Somut olaya gelince; dava itirazın iptali davası olmayıp, alacak istemine ilişkindir. Bu nedenle olayda uygulama yeri olmadığı halde alacakla ilgili olarak icra inkar tazminatına hükmedilmesi isabetsizdir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın iptali ve tahliye Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali ve tahliye davasına dair karar, davacılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, itirazın iptali ve tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece itirazın iptali isteğinin kısmen kabulüne, tahliye davası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir. 1- Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacılar vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince; İtirazın iptali ve tahliye istemine yönelik dava 10.03.2010 tarihinde açılmıştır....

      Bu da bir yıllık süre içinde açılan itirazın iptali davası ile süre geçirildikten sonra açılan alacak davaları arasında her ikisi de genel hükümlere tabi olmakla birlikte ispat yöntemleri ve hukuki sonuçları bakımından bir fark olduğunu ortaya koymaktadır. Zira, süresi içinde açılan dava itirazın iptali davasıdır ve itirazın iptali davasının kazanılması halinde borçlunun itirazı iptal edilmiş olur. Bunun üzerine alacaklı itiraz üzerine durmuş olan icra takibine devam edilmesini isteyebilir. Süresinden sonra açılan davada ise itirazın iptali değil alacağa hükmedilmesi istenecektir ve verilen kararın takibe etkisi bulunmamaktadır. Şu durumda takibe etkili itirazın iptali davasında ispat edilecek olanın takibe ve borçlunun itirazına konu alacak olduğu, bu alacağın sebebinin değiştirilme olanağının itirazın iptali davası için bulunmadığında kuşku bulunmamaktadır....

        Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davacının TTK'nun 644. maddesi gereğince davacı hamil bankanın davalı keşideciye karşı dava açma hakkı bulunduğu, davalının davacı bankanın kötü niyetli olduğunu ispatlayamadığı, davacı bankanın defter ve kayıtlarına göre çeklerin bedelini davalıdan talep edebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının icra takibine itirazının kısmen iptaline, takibin 81.712 TL asıl alacak üzerinden ödeme emrindeki diğer şartlarla devamına, % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı banka vekilince temyiz edilmiştir. Dava konusu icra takibinde 81.712 TL asıl alacak ve fer'ileri yönünden talepte bulunulmuş ise de itiraz üzerine açılan işbu itirazın iptali davasında asıl alacak miktarı olan 81.712 TL üzerinden harç yatırılarak bu miktardaki ana paraya itirazın iptali talep edilmiştir....

          Mahkemece, davalının itiraz süresi içinde asıl alacak miktarını ödediği gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, ödemenin infazda nazara alınmasına karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir. Takibe konu alacak miktarı itiraz süresi içerisinde ödendiğinden bu miktara yönelik itirazın iptali davası açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece fer'i talepler (icra giderleri, faiz vs) yönünden inceleme ve değerlendirme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 20.4.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Dava, itirazın iptali davası olup, alacak miktarı takip tarihi itibariyle tespit edilir. Takip tarihi ile dava tarihi arasında ödeme yapılır ise bu ödemeler yönünden itirazın iptali davası açılması yönünden hukuki yarar yoktur. Ancak ödemeler davadan sonra ise bu husus infazda dikkate alınır ve takip tarihi itibariyle tespit edilen alacak miktarı üzerinden itirazın iptaline karar verilir. Diğer yandan İİK'nun 67/2 maddesi uyarınca alacağın likit bulunması halinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilir. Somut olayda davalı kendi borcunu bilebilecek durumda olduğundan alacak likittir. Bu nedenle davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmemiş olması da kabul şekli ile isabetsizdir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 20.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              İtirazın iptali davasının, takip hukuku içinde ve takip talebiyle sıkı sıkıya bağlantılı olarak ele alınması gerekmekte olup, bu nedenle takip talebinde dayanılan borç ve borcun sebebine bağlılığın esas olduğu, itirazın iptali davasında ispat edilecek olanın, takibe ve itiraza konu alacak olduğu, itirazın iptali davasında takibe konu alacak sebebinin değiştirilemeyeceği, .davacının asıl ilişkiye bağlı alacağı olup olmadığı, varsa istenip istenemeyeceği bu davanın konusu değildir. icra takibinde taraflar arasındaki temel ilişki belirtilmeden takip dayanağı olarak sadece zamanaşımına uğramış senet gösterilerek başlatılan takip nedeniyle başkaca delillere dayanılamayacağı, davacının takibe konu ettiği senedin zamanaşımına uğradığı, dolayısıyla itirazın iptali koşullarının oluşmadığı değerlendirildiğinden davanın reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir....

                İtirazın iptali davasında; takip talebinde gösterilen borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıl olup, takip dayanağı belgelerden başka belgelere dayanılamaz. Diğer bir deyişle takip dayanağı yapılabilecek güçte olup da takipte dayanılamayan belge, itirazın iptali davasında ispat vasıtası olarak kullanılamaz. Takibe etkili olan itirazın iptali davasında ispat davasında ispat edilecek olanın takibe ve borçlunun itirazına konu olan alacak olduğu, bu alacağın sebebinin değiştirilme olanağının itirazın iptali davası için bulunmadığında kuşku bulunmamaktadır. İtirazın iptali davasında yapılan yargılama sonunda: takip tarihindeki duruma göre karar verilir. İtirazın iptali davasında alacak, icra takip tarihi itibarıyla belirlenir. Ancak dava tarihine kadar bir ödeme yapılmış ise, yapılan ödeme düşüldükten sonra kalan alacak yönünden itirazın iptali davası açılmalıdır. Dava tarihinden sonra yapılan ödemeler ise icra müdürlüğünce dikkate alınır....

                  İtirazın iptali davasında, ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ile mevcut takibe devam edilmesi amaçlanır. Somut olayda ise davalı ... bakımından takip talebinde 25.000. TL ile sınırlı olarak alacak isteminde bulunulmuş olup, takip tarihine kadar işleyen temerrüt faizi alacağı talep edilmemiştir. Bu durumda mahkemece, HMK’nun m.26/1 hükmü uyarınca takip talebindeki alacak ile sınırlı olarak itirazın iptaline karar vermek gerekirken, takip talebine konu edilmeyen “takip tarihine kadar işlemiş temerrüt faizini” de içerir şekilde itirazın iptaline karar verilmesi doğru değildir. Öte yandan, davalı ... hakkında 135.040 TL üzerinden itirazın iptali davası açılmış olup, davanın kısmen reddine karar verilmesi halinde reddedilen kısım bakımından davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi de usul ve yasaya aykırıdır....

                    İİK'nun 67 maddesine göre itirazın iptali davası açılması için: İlamsız icra takibi yapılmış olması, borçlunun bu takibe itiraz etmiş olması, alacaklının, itirazın kaldırılması için icra tetkik merciine başvurmamış olması ve bu davanın davacısının itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren bir yıl içinde mahkemeye başvurmuş olması lazımdır. Oysa, tahsil davası açılabilmesi için bu koşullara gerek yoktur. Bu bir yıl içinde de tahsil davası açılabileceği gibi bir yıldan sonra da zamanaşımı süresi içinde her zaman tahsil davası açabilir. Ancak bu bir yıl geçtikten sonra ise itirazın iptali davası açılamaz. İtirazın iptalı davası sonuçları bakımından da farklıdır. Şöyle ki: İtirazın iptali davasında hakim itirazın iptali ile yetinir. Ayrıca alacağın ve faizin tahsiline karar vermez. Tahsil davasında ise tahsile ilişkin hüküm kurar. Yine hakim itirazın iptali davasında istem varsa alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmeder....

                      UYAP Entegrasyonu